Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Milletin kültürünü yozlaştırıyor. Milletin kültürü yerine çıkar birliği ettiği yabancı milletin kültürünü hakim kılmaya çalışıyor. Vatanseverler bunu da çakıyorlar, bir iki yerde cılız sesleriyle bağırmaya çalışıyorlar, kültürümüz yozlaşıyor, bizi iyice yok etmeye çalışıyorlar. Bakın gazetelerine, dergilerine, sinemalarına… Hepsi dış kültürlerin propagandasını yapıp, öz kültürü öldürmeye yönelmişler… Gene yaylım ateş… Milli kültürün asıl sahipleri az bir zaman içinde satılmış oluyor… Vatan haini oluyor. Milli kültürün asıl sahiplerinin, temsilcilerinin adı kaba köylü, dünyadan habersiz, üstelik de başka bir milletin casusu oluyor. Uzatmayayım, işi, ellerindeki büyük propaganda gücüyle tam tersine çeviriyorlar. En küçük bir milli kıpırdanışa karşı ellerindeki bütün güçleri seferber edip bir avuç vatanperveri hemen susturuyorlar.
Çağımızı ilgilendirmeyen sorular..
Ömründe hiç Itrî yahut Dede Efendi dinlememiş, Mimar Sinan'ın herhangi bir eserine şöyle bir kere olsun alıcı gözle bakmamış, Fuzûlî 'nin tek mısraını bile ezbere okuyamayan ağabeyler '' Sinan'lar, Dede Efendi'ler, Fuzûlî'ler, milli kültürümüz, mefahirimiz... '' diye söze başlar, hamasi nutuklar atarlardı. Tamam da, bu büyük sanatkârlara bu muhteşem eserleri yaptıran güç nasıl bir güçtü? O ölçülere nasıl ulaşmışlardı? Eserlerini verirken hangi dünya görüşüne dayanmış, hangi estetik ölçüleri uygulamışlardı? Bana Mimar Sinan'dan şu somut yapılar dışında kalan ne?
Reklam
Hocalık Denen Milli Mesleğimiz
Bu konuyu ilkin ben de çok önemsememiştim. Sonra bir baktım ki, kimsenin yıllardır çözemediği “Bu ülkenin eğitim sistemi ne olacak?” sorusunun yanıtlarından biri elimizin altında. Üstelik de çok kolay yapması, size de izah edeyim: İlkokuldan mezun olduğumda, birisinin bana artık büyüdüğüm için öğretmenlere “öğretmenim” değil de “hocam” şeklinde
Milli Kültürümüz
" Bizi ve hatta çağımızı, ilme saygılı, ahlaka bağlı, ahirete inançlı, sorumluluk duygusuna sahip, adil, merhametli, ebediyete gönül vermiş, vefakar, fedâkâr, cesur ve zarif insanlar yetiştirdiğini ispat etmiş olan ince ve eşsiz kültürümüz kurtaracaktır."
Sayfa 95 - Server iletişimKitabı okudu
Mesnevi Hakkında Bilgi
MESNEVÎ Mevlânâ'nın Mesnevî'si "mesnevî”34 tarzıyla yazıldığı için bu adla anılmaktadır. Mevlânâ, Mesnevî'sinde eserini "Mesnevî" / "Hüsâmî-nâme" / "Saykalü’l-ervâh” (Ruhların Aynası) gibi sıfatlarla anmasına rağmen, ona özel bir isim vermemiştir. Buna rağmen Mesnevî-yi Ma’nevî eserin tam ismi olarak kabul edilir;
Sayfa 40 - insan yayınlarıKitabı okudu
Çay, Kahve, Kürtler (İbrahim Halil Baran, K24)
Edinebildiğim kaynaklarda Kürtler ile çayın birlikte geçtiği en eski metin, 1928 tarihli bir devlet raporudur. Azerbaycan Tetkik ve Tetebbu Cemiyeti’nden V. M. Sısoev, SSCB Eğitim Komiserliği için hazırladığı raporda bir Kürt ağanın evindeki gözlemini aktarır. Sısoev, Laçîn’in Mîrik köyünün sahibi bu Kürt’ün zenginliğini belirtmek için “Onun
Reklam
... Fuat Köprülü, tekkeleri kapattıran Atatürk’e “tekke edebiyatı”nı bizim kültürümüz diye yutturmuş ve geçmişle olan bu bağın kopmasına müsaade ettirmemiştir. “Türkiye şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz.” sözünün sahibi olan Atatürk, gidip bu dervişlerin edebi eserlerini Fuat Köprülü’nün gazıyla milli edebiyatımız olarak kabul etmiştir.
akşamcılık bize iranlının cemşid ayininden geçmiş. Kumar da bize avrupanın gazinolarından geldi. Milli kültürümüz batının iş bölümünden önceki zamana ait genel eğlencesiz hayat tipiyle kaynaşamaz. Aynı şekilde iranlının cemşidliği ve batının kumarbazlığı ile de bağdaşamaz.
Atatürk 1925 yılında bu kanunu çıkararak sadece bu tekkeleri ve tarikatları kapatmakla kalmamış, aynı zamanda şeyhlik, dervişlik, müritlik gibi tasavvuf öğretilerini de yasaklamıştır. İşin acıklı yönü ise, Fuat Köprülü, tekkeleri kapattıran Atatürk’e “tekke edebiyatı”nı bizim kültürümüz diye yutturmuş ve geçmişle olan bu bağın kopmasına müsaade ettirmemiştir. “Türkiye şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz.” sözünün sahibi olan Atatürk, gidip bu dervişlerin edebi eserlerini Fuat Köprülü’nün gazıyla milli edebiyatımız olarak kabul etmiştir. Atatürk için “geçmişle bağımızı kopardı” diyorlar ya, Atatürk milliyetçi duyguları yüzünden belki de en koparması gereken bağı tamamen koparamamıştır.
Sayfa 249Kitabı okudu
İslam harfleri bir yere müslümanlar vasıtasıyla girmiş ve orda hâlâ müslümanlar varsa, harfleri oradan söküp atmak mümkün olamaz. Bugün meselâ- Türkiye'de hangi İslamî devir eserine bakarsanız, hangi kütüphanesine girerseniz, hangi ilahiyat edebiyat fakültesine girerseniz, hangi camisi ve imam-hatip lisesine uğrarsanız; hatta hangi müslümanın evine uğrar veya mezarlığını ziyaret ederseniz; mutlaka İslam yazısıyla yüz yüze gelirsiniz. Onlar bizim beşiğimizde, eşiğimizde, duamızda, mezar taşımızda, milli hafızamız olan arşivimizde, dedemizden kalan mirasın senet ve tapularında, büyük babamızın nişan ve madalyasında, gelinimizin boynundaki altında, atamızın tabutunda... hasılı her yerde âdeta bizi takip ederler.
Reklam
454 syf.
10/10 puan verdi
Türk tarihini öğrenmeyen kalmasın!
Tarih bölümü mezunuyum, eser üniversitede ders kitabımızdı, eğer bir tarih öğrencisiyseniz bu kitaptan mutlaka haberiniz olur. Türkolog İbrahim Kafesoğlu Hocanın bu eserinin bir benzerini gösteremem. İslamiyet öncesi Türk tarihi ve kültürü hakkında yazılmış en değerli kitap "Türk Milli Kültürü"dür. Alanın önemli akademisyenleri
Türk Milli Kültürü
Türk Milli Kültürüİbrahim Kafesoğlu · Ötüken Neşriyat · 1997782 okunma
194 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.