-hayır en güzel parfüm sensin
Gustave Flaubert, sevgilisi Louise Colet'e yazdığı mektuplarda, terliklerin, perçemlerin ve mendillerin kokularından bir koku sergisi oluşturur. 6 Ağustos 1846'da şöyle yazar sevgilisine: "Mektuplarını yeni baştan okuyorum, onların misk kokularını soluyorum." Birkaç gün sonra da şunları yazar: "Elbisenin katları arasında, saçının perçemleri içinde, düşlerde yaşıyorum. Burada biraz var onlardan! Ah! Ne güzel kokuyorlar! Senin güzel sesini, kokularını seve seve içime çektiğim omuzlarını ne çok düşündüğümü bir bilsen. Parmaksız eldivenin burada. Harika kokuyor, sanki, hâlâ omuzları­nı ve çıplak kolunun yumuşak sıcaklığını soluyormuşum gibi geliyor bana. Söylesene, mine çiçeği mi kullanıyorsun, onu mendillerinin arasına mı serpiyorsun? Biraz da gömleğinin üstüne serp — ama hayır, kendine parfüm sürme, en güzel parfüm sensin, senin doğanın soluk alış verişi."
Yıldızlardan geleceği okumaya yönelik kökçülükte, 7 yeryüzü bitkisi ayırdedilir.12 ot burçlar kuşağıyla birleştirilir, 36 bitki de burçların onluk bölümlerine ve yıldızların durumlarına göre bağlanırdı. Birincilerin etkili olabilmesi için belirli gün ve saatlerde toplanmaları gerekirdi; fındık ve zeytin pazar günü; sedefotu,yonca, şakayik, hindiba pazartesi; mine cicegi salı; Cezayir menekşesi çarşamba günü toplanmalıydı.ilaç olarak kullanılacaksa mine çiçeği, Cezayir menekşesi, şakayık, sarı salkım beşparmakotu perşembe; büyüde kullanılacaksa, hindiba, adam otu ve mine çiçeği cuma," cruciata" ve sinirotu cumartesi. Theophraste'ta bile bitkilerle kuşlar arasında bir uyarlik dizgesi buluruz: şakayık agackakanla, perygamber çiçeği şahinle, marulcuk kartallarla bağdastirilir.
Reklam
Hakim yaşlı çifte sormuş: "Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz?" Yaşlı kadın cevaplamış: "Hakim Bey, bir ay öncesine kadar aklımda böyle bir şey yoktu. Eşim bana bir mine çiçeği hediye getirdi, ben de çiçekleri çok severim. Çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında çiçeğin öleceğini söyledi. Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım. Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün fark ettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı. Bunun üzerine ben de bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim." Hakim kadına hak vermiş ama adettendir diye bir de adama sormuş: "Senin söyleyecek bir şeyin var mı?" Yaşlı adam cevaplamış: "Eşimin anlattığı her şey doğru, tek bir şey dışında. Mine çiçeği çok sulandığında ölür. Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir ama eşim bunu yapmadığı için ben de bu yalanı buldum. 'Çiçeği ölmesin' diye her gece kalkmak zorunda kaldı. O her uyandığında ben de uyanık olurdum, işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır, peçetelerle toprağını kuruturdum. Sonra da yatağa gelip bana bu güzel hayatı bahşeden, canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya seyrederdim." Hakim çifti boşamamış.
"Tek bir kelime söylemen yeter, bütün seslerin arasından hemen tanırım seninkini. Nedir bilemiyorum... çok zaman kafamı kurcalamıştır... sesinin neden böyle... hiç akıldan çıkmayan bir anı olduğu... Kew Parkı'nda birlikte geçirdiğimiz o ilk günü anımsıyor musun? Benim hiçbir çiçek adı bilmeyişime şaşırmıştın. Hâlâ da bilmem ya, senin bütün söylemelerine karşın. Gene de açık, ılık havalarda ne zaman parlak renkli bir şeyler görsem öyle tuhaf ki- senin, Sardunya, kadife çiçeği ,mine diyen sesini duyarım. Bunlar, unutmuş olduğum tanrısal bir dilden tek anımsadığım üç sözcükmüş gibime gelir... O günü anımsıyor musun?"
Can YayınlarıKitabı okudu
O, peygamberlik sarayının parlayan Ay'ı, yücelik eyvanının sultanı, nübüvettin son mührü, fütüvvet incisi, göz bebeğinin sönmeyen nuru, mine bahçesinin çiçeği, kainat defterinin ilk mısrası, varlık nüshasının önsözü, peygamberler ordusunun kumandanı ve evliyaların sultanı Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v.)'dır.
Reklam
70 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.