Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kışa maruz kalmış bir yaz çiçeği gibiydim. Mine uysal.
istekle ??
Ensesine, boynuna, yanaklarını o kadar çekici yapan tenine, teninin üzerindeki uzaktan fark edilmeyen sayısız küçük bene (anneannemin de tam burasında kocaman bir et beni yok muydu?) bir an istekle baktım. Elim sanki bir başkasının eliymiş gibi kendiliğinden uzanıp saçlarına takılı tokayı tuttu. Dört tane mine çiçeği vardı tokanın üzerinde. "Saçların çok ıslanmış."
Sayfa 27 - Yapı kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Siz bana, "Bergamotun kokusu neye benziyor?" diye soruyorsunuz, ben de, "Mine çiçeği gibi bir şeye," diyorum ve siz mine çiçeğinin kokusunu biliyorsanız birbirimizi anlamaya yakınız demektir.
Sayfa 56 - Can yayınlarıKitabı okudu
Mine Çiçeği
Hâkim elli yıllık evliliklerinden sonra, neredeyse yetmiş yaşına gelmiş olan çiftin boşanma taleplerini dinliyormuş. Onları dinledikten sonra sormuş: “Elli yıl sonra neden boşanmaya karar verdiniz. Bir ömrü beraber geçirmişsiniz. Neden ayrılmak istiyorsunuz?” Yaşlı kadın cevap vermiş: “Hâkim bey, bir ay kadar önce böyle bir düşüncem yoktu. Bir gün eşim bana, bir mine çiçeği getirdi. Bu çiçek, suyu çok severmiş ve belli sürelerde sulanmadığında solup ölürmüş. Ben kemik erimesi olan bir hastayım. Geceleri uyanıp, çiçekleri sularken bir şey fark ettim. Hasta olan benim ve her gece ben kalkıp çiçeği suluyorum. Eşim bir kez olsun çiçeği sulamak için uykusundan fedakârlık etmiyor” Hâkim kadını dinledikten sonra ona hak vermiş ve ardından da kocasını dinlemiş. “Senin söylemek istediğin bir şeyin var mı?” Yaşlı adam cevap vermiş: “Eşimin anlattığı her şey doğrudur hâkim bey. Ancak eklemek istediğim bir şey var. Mine çiçeği çok sulandığı zaman ölür. Eşimin kemik hastalığı var ve iyileşmesi için düzenli olarak egzersiz yapması gerekiyor. Fakat eşim bunu ihmal ettiği için, ben de bu yalanı uydurdum. Çiçek ölmesin diye, her gece kalkmak ve onu sulamak zorundaydı. O uyandığı zaman, ben de uyanırdım. Ama o bundan habersizdi. O çiçeği suladıktan sonra, ben çiçeğin suyunu boşaltır ve toprağını da peçete ile kuruturdum. Sonra da gelir eşime sarılır ve onunla birlikte uyurdum. Böylece hem çiçek, çok sulanmadığı için ölmezdi, hem de eşim gece egzersiz yapmış olurdu” Hâkim bu sözleri dinledikten sonra, davayı düşürmüş ve çiftleri boşamaktan vazgeçmiştir.
" Doktorcuğum limon çiçeği nasıldır bilir misin? Şahane bir ağaçtır. Ve limon çiçekleri muhteşemdir ama gel gör ki meyvesini dilin damağın kamaşmadan yiyemezsin aşk da böyledir çocuğum doktorcuğum. Şarkıdaki gibidir."
Sayfa 19 - YKYKitabı okudu
Hakîm yaşlı çifte sormuş: Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz? Yaşlı kadın cevaplamış: Hakim Bey bir ay öncesine kadar aklımda böyle bir şey yoktu. Eşim bana bir mine çiçeği getirdi, ben de çiçekleri çok severim. Kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında çiçeğin önceliğini söyledi. Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım. Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde, bir gün farkettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma ramen gece kalkıp da çiçeği sulamadı. Bunu üzerine ben de bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamama gerektiğine karar verdim. Hakîm kadına hak vermiş ama adettendir diye adama sormuş: Senin söylecek bir şeyin var mı? Yaşlı adam cevaplamış: Eşimin anlattığı herşey doğru, tek bir şey dışında. Mine çiçeği çok sulandığında ölür. Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir, ama eşim bunu yapmadığı için ben de bu yalanı buldum. Çiçeği ölmesin diye her gece kalkmak zorunda kaldım. O her uyandığında ben de uyanık olurdum, işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltıp, peçetelerle toprağını kuruturdum. Sonra da yatağa gelip, bana hayatı bahseden, canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya seyrederdim... Hakim çifti boşamamış..
Reklam
Tatlılık dolu bahçe Otlar içinde birden Sürer mine çiçeği Ve benim ölmüş kalbim Doğar hoş kokusunda Gölgeyi tatlı kılan
87 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.