Stefan Zweıg (1881-1942), ülkemizde en çok okunan yazarlardan biridir. Novela(kısa anlatı) tarzı eserleri insanları sıkmıyor ve tek oturuşta bir eseri bitirebiliyoruz. Bu yüzden de çok tercih ediliyor. 1922'de yayınlanan Olağanüstü Bir Gece eseri de yine bu tarzdadır.
Seçkin bir genç burjuvaya, ailesinden yüksek bir meblağ miras kalır. Rahat bir yaşama sahip olan genç adam tekdüze bir şekilde yaşamını sürdürür, ta ki o geceye kadar. O günün gündüzünde suç işler, gecesinde ise iyice bir bataklığa sürüklenir. İşte o zaman yaşadığını, insan olduğunu, herkes gibi nefes aldığını, herkes gibi ilişkiler kurabileceğinin farkına varır.
Bu eser, Stefan Zweıg'den okuduğum en vasat eserlerinden biri. Anlatımı hiç beğenmesem de anadüşüncesi hoşuma gitti. Modern dönemde neredeyse herkesin hayatı tekdüze şekilde. İş ev ya da okul ev arası gidip geliyor, yüksek katlı apartman dairemizde dinlenip ertesi günün parkuruna hazırlanıyoruz. Konfor alanımızdan çıkmak zor geliyor ve aynı zamanda korkutuyor. Cesaret edip günümüzü farklı kıldığımızda, hayattan lezzet alabiliyoruz. Kitabın başkahramanı da konfor alanından çıkmayı her ne kadar suç işleyerek yapmış olsa da bunu başarıyor. Ve hayatında farkındalık yaratıyor. Keyifli okumalar dilerim...