Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Nur
Nur
@missgoknur
23 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Herkesin bir siyahı vardır; peki ya senin?
Aşk, tutku, intikam, ihanet, acı, sanat hepsi bir araya gelir ve bir anda tabular yıkılır. Plan yaparsın, hayat da kendine göre yapar; gideceğin yollara vereceğin kararlara göre sonuçları düşünüp düşünmemek senin elinde. Hedonik adaptasyon kurbanı mısın, kendi mutluluğunu mu istersin, başkasını mutlu etmeye mi çalışırsın..
Herkesin bir siyahı var diyor yazar; peki ya senin siyahın? Kazandığın zaferler mi yoksa ödediğin bedeller mi büyük? Birine gerçekten güvenmenin bedelini ödeyecek kadar cesur musun? Bu soruların cevabını Tamer, Yelda, Sez, Korhan ve diğerlerinden öğrenecek, romanın içerisindeki tüm duyguları sen yaşıyormuşcasına hissedeceksin ve yazarın sorularını içselleştirerek kendi cevaplarını bulacaksın..
Her karekterin kendine has bir çizgisi var. Anlatım akıcı ve olayların nasıl boyut kazandığını merak edip diğer sayfaları heyecanla çevireceksin. Kendini kitapta bulacak ve sanata doyacaksın.
Ve roman bittiğinde karakterlerle bütünleşmiş; romanın sen de bir parçasıymış gibi hissini yaşayacaksın.
** Romanı bitirince, kitabın başında yazılan mektubu tekrar okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar..
Yazar, önemli filozofların yazmış olduğu kitaplardan hayata dair anlamlı olanları kendince belirlemiş, seçmiş ve yorumlarla birlikte aforizma tadında okuyucuya sunmuştur. Felsefeye yeni adım atanlar için okuması zevkli olacaktır. Ben de kendimce bana güzel gelen aforizmaların altını çizdim. Eğer moraliniz bozuk, biraz da enerjiniz düşükse sizi iyi hissettirebilecek bir kitap.
Kitap önemli altı filozofun temelde vermek istediği düşünceleri ve onların kısa otobiyografisinden bahsediyor. Felsefe'ye yeni adım atan herkes bu kitabı okuyabilir. Anlaşılması kolay, anlatım sade ve örneklerle desteklenmiş.
Okur Takip Önerileri
İnsanlığa ve insanlara bir sesleniş aslında.
Hani hep deriz ya küçükken; büyük adam olucam diye aslında çok küçükken çok büyük laf söylemiş oluyoruz.
İçerisindeki anlamı büyüktür; büyük olmanın. Bunu da her insan anlayamaz kanımca. Bu insanlar kendi küçük dünyalarını yaratmış, küçük düşünen, kendisini değil de başkalarını öven ve onları yaya-şaşalayan, kendi mutluluğunu göz ardı eden, kendine ait sorumlulukları almak istemeyen aynı zamanda kısa yoldan zengin ve ya önemli bir insan olmak isteyen, kendi doğrularını işitmek istemeyen, darkafalı olmayı yeğleyen, sınırsız düşünemeyen, elalem ne der diye yaşayan, mutluluk dilenen ama bunu elde etmek için çaba sarfetmeyen, dil, din, ırk ayrımıı yapan, evlilik dışı olan herşeye kötü gözle bakan, diktatörlüğe inanan, kendi çıkarına çalışan, cinsel açlığının kurbanı olan, küçük hatalara takılıp, büyük hakikatları görmezden gelenlerdir.
Okunması gereken bir kitap; küçük insanların davranışlarının ne kadar dar ve sınırlı olduğunu görüp daha iyi sezmeyi öğrenenlere ve büyük olmaya adım atmak isteyenlere..
Amerika'nın sanayileşmeye başlayarak tarımın kapitalistleşmesi sonucu daha çok nasıl fazla ürün üretirim, nereden maliyetleri kısarım da satarım mantığı ve toprakla birebir haşır neşir olan işçilere olan etki aktarılmıştır. Kuzey'den Batı'ya yani Kaliforniya'ya binlerce işçi göçe maruz bırakıldı.. Gerek ailesiyle gerek onlardan ayrılmak zorunda kalarak.. Bankalar ve şirketlerin düşündüğü tek şey elde edeceği kar ve faizler.. Olan halka oldu.. Bununla gelen çaresizlik, göç, açlık, umutsuzluk, hatta ölümler..
Tabi kitapta olay örgüsü bir aile üzerinden aktarılmıştır. Joad ailesinin bu süreçte yaşadıklarını ve şahit olduğu bu çürük düzene nasıl mücadele etmeye çalıştıklarını göreceksiniz. Okudukça kitabı benimseyecek ve ailenin bir parçası gibi hissedeceksiniz. Bazen gülecek bazen de hüzünleneceksiniz.
Aslında görüyoruz ki bu tarz sorunlar artık evrenselleşti. Sadece Amerika'da değil, kapitalizm ile yöneliten her ülke de bu tarz sorunlarla zaten karşılaşılıyor. Hele ki şimdi teknolojinin önemini arttırdığı dönemlerdeyiz ve gelecek için herkesin kaygısı oluşmaya başladı bile. Benim görüşüm, Teknoloji faydalı birşey olsa da kapitalizme yardım etmekte. Ne yazık ki..
İspanyol bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okudum yani Endülüs bakış açısını ve o dönemin edebiyat anlayışı hakkında bilgi sahibi olmak için. Kitap hem metinlerden hem de Endülüs tarzı şiirlerden oluşuyor. Yazar bu eseri, bizzat kendi gözüyle şahit olduğu ve ya ona anlatılanlardan oluşturmuş. Asıl konu aşk. Aşkın belirtileri, bir bakışta aşık olanlar, birbirini sevdikten sonra asla başkasını sevemeyenler, mektuplaşma ile aşk, göz teması ile aşk, söz ile aşk, kavuşmak, ihanet, ayrılık, teselli, ölüm gibi birçok bölümler var, her bölümde hikayeler ve şiirlerle destekleniyor, örneklendiriliyor. İçerik açısından biraz alışılmışın dışında bir kitap; ama bitirdikten sonra diyorsunuz ki o zamandan bu zamana olaylar karşısındaki duygular hiç değişmemiş :)
Kitabın baş karakteri Meursault, annesinin ölümü karşısında ve daha sonrasında yaşayacağı, karşılaşacağı iyi ve kötü olaylara karşı hep nesnel bir biçimde yaklaşmıştır. Tanrı ve öteki dünya ile ilgili düşünceleri yoktur ve bunlardan bağımsız bir şekilde hareket eder.
Meursault için; Başkalarının ölümü, annesinin sevgisi ve onun Tanrısı, seçilen yaşamların, kaderlerin hiç bir önemi yoktur.
Kitap derin, düşündürücü ve sorgulatıcı bir anlatıma sahip. Eserin geneli aforizmalar içeriyor. Kitapta Zerdüşt; bir insanın sürekli kendini aşması gerektiğini, alçakta olduğunu kabul ettikçe yükseleceğini, toplumsal değerlere, inançlara, ideallere, törelere bağlı kalmadan her türden boyun eğmeyi reddederek "üst insana" ulaşmayı amaç kılıyor. Zerdüşt'e göre üst insanı insan kendi başına yakalamalı ve bunun için ne Tanrı ne de başkasına ihtiyaç duymayacağını vurguluyor. Ayrıca yeni değerlerin var olması için eski değerlerden tamamen kurtulmak gerektiğini, yenilerin bile bir gün eskiyeceği bu yüzden de yenilenmenin hep şart olacağını belirtiyor. Bunun yanında ikinci ana vurgu "bengi dönüş" kavramıdır. Burada yeniden gelişin olduğunu kabul etmek gerekir, bir şekilde bizim de geri döndüğmüzü, herşeyin bizimle birlikte daha önce burada sonsuz kez olduğumuzu savunur.
İnsanlara duyduğu merhametten dolayı Tanrı'nın öldüğünü belirtir. Merhamet ve acıma duygusunun üst insana ulaşmaya ters düştüğünü savunur.
Doğan Cüceloğlu; iki ana temel madde üzerinde durmuş ve hayattan gerçek hikayeler ile bu kitabı derlemiştir.
Bu iki ana madde 1- Denetim Odaklı Korku Kültürü ve 2- Gelişim Odaklı Değerler Kültürü.
Yazara göre iki tip insan var ve bu tiplerden biri Korku Kültürü içinde doğmuş, büyümüş ve hayatını öyle sürdürenlerdir (tabi bunun farkında olup
Kanadı Kırık Kuşlar kitabında çok fazla karakter olduğu için olay örgüsü fazlaydı. Kördüğüm'de sadece diğer kitabın son kahramanının (Esra) başından geçen günümüzde olup biteni de konu alan klasik Ayşe Kulin üslubu ile keyifli ve sürükleyici bir roman olmuş.
