Oblomovluk...
Çok iyi anladığım ve benim de zaman zaman böyle hissettiğim şey, Oblomovluk.
Gayet entelektüel fakat hayatın anlamını bulamamış, depresif, bu yüzden de hayatı boyunca bir uyuşukluk ve rahatlık içinde olan bir adamın hikayesi Oblomov. Onun ruh halini çok iyi anladım. Martin Eden romanının sonlarına doğru Martin Eden'ın ruh hali
10 ya da 11 senedir okumayı sürekli olarak ertelediğim klasik. Aslında Oblomov'a ayak uydurabilmek için bu kadar niyetim yoktu da konu Oblomov ve Oblomovluk olunca düşünülenden daha fazla oluyor demek ki. Her yeni yıl girişinde bu sene okuyacağım seni diyorum ama olmuyor :)
Kafka, tabir-i caizse kesinlikle bu eserinde metaforun dibine vurmuş diyebilirim. Bir böceğin karşısında iğrenilecek, tiksinelecek şeyin böcek değil de aslında hoşgörüsüzlüğü ile insan evladı olduğunu çok başarılı şekilde lanse etmiş ve toplumun farklı olana yaptığı muamaleyi çok güzel belirtmiş. Nedir bu farklı olanlar: hayvan, din, dil, ırk, ten rengi veya cinsel görüş gibi her bir kesimi içine alabiliriz.
- Spoiler -
Dönüşümde dönüşenler acaba Gregor'un kendisi mi yoksa başta kız kardeşi olmak üzere diğer aile üyeleri mi diye güzel bir şekilde düşünmek lazım. Bu dönüşüm ile soyutlanmış kişi artık kendinde sorun aramaya başlayıp ölüme kadar sürüklenip intiharın eşiğine gelebiliyor, ama bu ölüme, intihar demek yerine kimse aslında bu intihar değil kamu cinayetidir diyememesi de ayrı bir trajedidir. Zaten kimse de sorgulamamıştır Gregor neden böceğe dönüşmüştür diye...
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,3bin okunma
Bir adam ki açlıkla boğuşuyor, zar zor bir iki yemek buluyor, yer yemez midesine uzun süre yemek girmediği için kusuyor, barınacağı bir yer olmadan üşüyerek, sefalet içinde yaşıyor. Bunun üstüne, ümidini kaybetmeden iş arıyor fakat bulamıyor. Yazarlık yaparak hayatını kurtarmaya çalışıyor. Edebiyatı seviyor. Tıpkı
Savaş ve Açlar kitabını öneririm. Gerçeği anlatması ve tek bir adamdan ziyade bir ailenin hatta halkın açlığını anlatması ile beni çok etkilemişti. Okurken ve okuduktan sonra buzdolabını açarken ya da yemek yerken kendimden utanacak boyutlara gelmiştim.
Kesinlikle okuyun derim. Edebiyatımızın maalesef ismi unutturulan ve kalemi zorla silinen yazarlarımızdan. Okuduğunuz kitaplara ve incelemelerinize bakınca çok seveceğinizden eminim.