Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ama anlamıyor bizim milletimiz
Kadın sanayiye girdiğinde işçi açığını kapatıp işsiz bir sınıfın oluşturulabilmesini sağlıyor.İşçi arzının artması maaşları düşürüyor.Düşen maaşlarla sermaye bir kişinin ücreti ile iki kişiyi üstelik daha uzun mesailerle çalıştırabiliyor.Kadın çalışınca ev içi ekonomi diye bir şey kalmıyor; ev bütünüyle dışarıya bağımlı hale geliyor. Kozmetikte estetiğe, konfeksiyondan hazır yemeğe, kreşlerden huzurevlerine kadar birçok sektör canlanıyor ve böylece kadın sermayeden aldığını hemen geri iade etmiş oluyor.Ancak bunlar geçmiş dönem kapitalizm eleştirileri.
Ne var ki kapitalizm artık yeni bir kültürel mantık –post-modernizm– geliştirmiştir. Diğer bir deyişle, kültürel mantığın değişmiş olmasına karşın, temel ekonomik yapı kapitalizmin erken biçimleriyle tutarlıdır, yani hâlâ "modern"dir. Üstelik kapitalizm kendini korumak amacıyla kültürel bir sistem oluşturma gibi aynı eski hilelerine de devam etmektedir.
Reklam
Sanılanın aksine, modern çağdaki asıl sekülerleştirici güç kapitalizm değildir. Hem bireysel vicdanın hem de toplumsal bağların (ailenin ve cemaatin) yerine geçmeye kalkan aşırı büyük sosyal devlettir.
Sayfa 81 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Çünkü modern bankacılığın diğer bazı unsurları gibi "çek" de Ortaçağ'da Müslüman tüccarlar tarafından geliştirilmiş ve sonra­dan Avrupa'ya taşınmış bir teknik!..
Sayfa 78 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Hatta aslında modern ekonomik sistemler içinde asıl sekülerleş­tirici olan kapitalizm değil, sosyalizm ve hatta "sosyal devlet"dir.
Sayfa 70 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Sadece Rumlar değil İtalyanlar, Avusturyalılar ve aynı zamanda Araplar ve İranlılar da yeni imparatorluğu Roma'nın devamı olarak görüyorlardı. Bu milletler için Türkler, modern zamanın Romalıla­rıydı. Hatta Sumatra, Malakka ve Endonezya takımadalarında bile sultan, "Raca Rum" olarak bilinmekteydi, yani Rum/Romalı Raca.
Sayfa 25 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Modernite
“Modernite varlığını Kilise kurumuna borçludur. Şunu çok rahatlıkla ifade etmek mümkündür; eğer Kilise olmasaydı mo­dern zihniyet ve hayat tarzı da olmayacaktı. Kilisenin akıl ve mantıkla çelişen inançları ve bin yılı aşkın süren baskıcı, bağ­naz, haksız uygulamaları modernitenin varlık sebebi ve meş­ruiyet referansı olmuştur. Modernite, Kilise'nin karşısında ko­numlanarak inşa oldu. Varlığını borçlu olduğu Kilise karşıtlığı üzerinden de tüm din ve aşkın/soyut tanrı tasavvur ve inanç­larına itiraz etti. Din ve Tanrı karşıtlığına dayanan inanç ve ey­lemlerini ise yaklaşık 500 yıllık bir zaman diliminde parça parça inşa etti. Hümanizm, laisizm, liberalizm, kapitalizm, pozitivizm, bireycilik, rasyonalizm. . . modern düşüncenin, inancın ve hayat tarzının parçalardan bazılarını teşkil etti. Hepsinin her bakım­dan sistematik bir bütüne dönüşmesi ise Aydınlanma ile ger­çekleşti. Aydınlanma ile parçalar birleştirilip inanç ve hayat tar­zıyla sistematik bir bütün oluşturulurken, ekseni hep aşkın/dini olana itiraz oluşturdu. Zira geleneksel anlamıyla dinler ve aşkın tanrı tasavvurları varoldukça ne hümanizmin, rasyonalizmin, laisizmin, pozitivizmin, ne de liberalizmin, bireyciliğin, kapita­lizmin. . . bir anlamı, önemi ve işlevi olmayacaktı.
Aslında kapita­lizm, niçin (özellikle) İslâm ülkelerinde değil de modern devirde Avrupa’da hâkim olmuştur? Aynı zamanda ni­çin Avrupa kapitalizmi İslâm dünyasını bu kadar kolay­ca istila etmiştir?
Sayfa 27 - Gün YayınlarıKitabı okuyor
Modern ka­pitalizmin İslam'la çatışan en kemikleşmiş yüzü faiz konusudur. Kur'an'da, "Allah ticarete izin vermiştir, ama ribayı yasaklamıştır" ayeti vardır...
Sayfa 17 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Varlığı ancak bir üretim ve tüketim konusu olarak kavrayabilen modern kapitalizm, elinin uzandığı her şeyi hızla tüketmeye devam ediyor. Bize rasyonellik, etkinlik, verimlilik, fırsat eşitliği, özgürlük vs. olarak sunulan imkânlar, giderek var olmanın asgarî şartlarını ortadan kaldırıyor.
Reklam
Serbest piyasacı modern kapitalizm özünde seküler bir dünya görüşünün ürünüdür. Oysa İslâm'da mülkiyetin mutlak sahibi de fiyatı belirleyen de Allah'tır (cc).
“Bu yaklaşımı benimseyen çalışmaların ortak paydasını milletler ve milliyetçiliğin modern çağa ait yapılar olduğu görüşü oluşturuyor. Bu görüşe göre milletler ve milliyetçilik kapitalizm sanayileşme, merkezi devletlerin kurulması, kentleşme, laikleşme gibi modern süreçlerle birlikte ya da onların ürünü olarak ortaya çıkar.”
Sayfa 96
Modern kapitalizm iki şeyde uzmandır : 1. Servet Üretmek. 2. Kıskançlık yaratmak (Bunları insanları yarıştırmak temel esastır. )
Modern tüketim kültürü, bir başka deyişle kapitalizm, insanın doğal ve toplumsal arzularını kışkırtmış ve hazzı ön plana çıkarmıştır. Bu bakımdan akıl ve ruh karşısında iştaha öncelik vermiştir. Reklam ve propaganda gibi pazarlama tekniklerini kullanarak aklı ve ruhu manipüle etmeyi başarabilmiştir. Bu işleyiş, modern insanı, ne kadar fazla tüketim yaparsa o kadar mutlu olacağına inandırmıştır.
Geçen yüzyılın sosyologları arasında Tocqueville -zira bu sıfatı Auguste Comte kadar hak ediyor- üç yönlü bir özgünlük sergilemektedir. Modern toplumu Auguste Comte'un yaptığı gibi sanayi ile değil, Marx'ın yaptığı gibi kapitalizm ile de değil, ama koşulların eşitliği ile, yani terimin toplumsal anlamıyla, demokrasi ile tanımlar.
Kesit Yayıncılık 1995 Sayfa: 25
1.060 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.