Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Armağan

Armağan
@mortalem
Hayat basittir.Seçimini yaparsın ve arkana bakmazsın.
İnsanların bankalara yatırdıkları yüklü miktarlardaki paralar için sorguya çekilmediği bir ülke ve zamanda yaşadığım için kendimi iyi hissediyordum. O güne kadar, ülke ekonomisinde, kara para dışında kirli paraya da yer açmak için elinden geleni yapmış, gelmiş geçmiş bütün politikacılara, sessizce teşekkürlerimi sunuyordum.
Reklam
Dolayısıyla, kültür kavramını o kadar da büyütmemek gerekiyordu. Ne de olsa kültür, hiçbir alışkanlığından vazgeçemeyip bütün davranışlarını nesilden nesile aktararak biriktiren ve böylece dünyayı yavaş yavaş çöp eve çeviren birtakım saplantılı manyakların işiydi! Evet, aynı zamanda toplumsal bir hafızaydı ama, Alzheimer’a yakalanma eğilimi de ağırdı!
İtaat, kişinin, kendi başına işlemeye asla cesaret edemeyeceği suçları gerçekleştirebilmesinin müthiş bir yoluydu! İtaat, her gün farklı biri olarak uyanılan bir rüyaydı! Öyle bir rüyaydı ki insan kendini sürekli bir şeyler yaparken görüyor ama gerçekte onları kendisinin yapmadığını biliyordu. İtaat bir mucizeydi! Sıradan bir insanı alıp ona atom bombası attırabilir, sonra da bütün dünyayı o insanın masum olduğuna inandırabilirdi. İtaat, suçluluk duygusu ve vicdan azabının panzehiriydi!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Demokrasinin ilk evrelerini yaşıyorlardı. Seçime inanıyor, ancak kendi adayları kazanmadığı sürece sonucuna güvenmiyorlardı.
Hiçbir savaş kazanılmaz
Sayfa 396 - Altın kitaplarKitabı okudu
Reklam
Senin benim gibi adamlar, saat markası, 100 metre kare daha büyük ev, yeni arabayla mutlu olmazlar. Senin için en büyük kişisel gelişim orada yanağına konacak bir öpücük. Ürettiğinin sonucunu bir hayır duasıyla orada alırsın. Öteki koşturmacanın sonu yok be Hıdırım.
Bak yanına ben oturdum. Bildiğim için sana tıp ve ilaç dünyasının % 1’ini anlattım. Gözüm kapalı bir fili tarif edecek kadar bilgiliyim. Yanına oturan hemşerin gümrükçü olsaydı, gümrüklerdeki pisliği anlatacaktı. Milletvekili olsa devlet yönetimindeki, hâkim olsa hukuktaki, iş adamı olsa iş hayatındaki, sporcu olsa spordaki, subay olsa ordudaki, öğretmen olsa eğitimdeki, gazeteci olsa basındakini... Sen hepsini böyle gözlerin fal taşı gibi dinleyecektin.
Kişisel
Ülkede olanlar korkunç değil, bizim alışmış olmamız korkunç
Yani demek istiyorum ki aslında, mantıklı olan ve eskiden de kullanılmış olan iki ceza vardır:Bedensel ceza ve ölüm cezası.Fakat, örf ve adetler yumuşatıldığından, şimdi her iki ceza da gittikçe daha az kullanılıyor.Bir adam kendi canının yanmasına neden olan bir davranışı ileride yine yapmasın diye, onun canını yakmak mantıklı bir şey.Gerçekten, toplum için zararlı, tehlikeli bir adamın kellesini uçurmakta yine öyle, mantıklı bir harekettir.Her iki ceza da bence akla uygun, yerindedir.Fakat tembellik ve kötü örnekler yüzünden doğru yoldan sapmış bir insanı cezaevine tıkıpta onu, kendisinden daha aşağı yaratıklarla bir arada, büsbütün boş oturmaya zorlamanın ne anlamı var?
Sayfa 382 - Karınca YayıneviKitabı okudu
Bir adamın yüz koyunu olsa, onlardan biri de yolunu şaşırsa, o adam doksan dokuzu bırakıp, dağlara gitmez ve yolunu şaşıranı aramaz mı? Onu bulacak olursa, size derim ki :O adam yolunu şaşırmayan doksan dokuz için sevindiğinden çok, bulduğu bir tek koyun için sevinir.
Sayfa 523 - Karınca YayıneviKitabı okudu
Reklam
Kendileri kötü olan bazı insanlar , başka kötü insanları düzeltmek istiyorlar, bu amaca da bedensel cezalarla erişebileceklerini sanıyorlardı.
Sayfa 524 - Karınca YayıneviKitabı okudu
Dmitriy artık, cezaevlerinde karşılaştığı korkunç kötülüklerin ve bunlardan sorumlu olanların kendilerine duydukları o rahat güvenlerini, sadece insanların olanaksız bir şeyi başarmaya kalkışmalarından ileri geldiğini anlamıştı:İnsanın kendisi kötü iken, kötülüğü nasıl düzeltebilir?
Sayfa 524 - Karınca yayıneviKitabı okudu
Turgenyev
Eskiden gençler okuyup öğrenmek zorundaydılar, cahil kalmak istemezlerdi. Bunun için çaba harcarlardı. Şimdi ise gençler: "Dünyada her şey saçma" dediği an, başarıya ulaşmış olurlar! Gençler bu işe sevinmişlerdir. Öyle ya, eskiden bu tiplere "serseri" denilirdi. Şimdi ise birden nihilist olup çıktılar!
Sayfa 85 - fkitap yayınlarıKitabı okudu
Resimleri kanıt olarak sunan kitaplar vardır; Örneğin denek, bacaklarının iple bağlandığına inandırılmıştır ve bir kaç dakika sonra ya da ertesi gün bileklerinde ipin izi belirir. Deneğin görmediği bir yerine buz parçasıyla dokunulur ve o şeyin kızgın demir olduğu söylenir; dokunulan yer su toplar. Bunlara neden olan ip değildir, kızgın demir değildir. Aklın inanılmaz güçleridir hepsinin nedeni.
Kendimizi kötü hissettiğimizde harika hissettiğimizi söylersek, kötülük her önermeyle biraz daha dağılır.Ancak kendimizi kötü hissettiğimizde berbat hissettiğimizi söylersek, her söyleyişimizde daha da kötüye gideriz.Önerme pekişir.
116 öğeden 91 ile 105 arasındakiler gösteriliyor.