Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk bir defalık ve tek kullanımlık değildir… Bir defa sevenin bir daha kimseyi sevemeyeceği büyük yalandır. Hayat her an'ıyla kendisini yenileyen muazzam bir sistemdir. Bu sistemin kutsal parçalarından biri olan insanoğlu da hayat gibi her an'ında kendisini yenilemeyi bilmek zorundadır. Yeniden sevmek, yıkımların içinden cesaretle çıkmak, herşeye yeniden başlayabilmek, direnişi kabul etmek ve AŞK'tan asla caymamak bir insanoğlu meziyetidir. Bu meziyetinizi görmezlikten gelmeyin ve her ne olursa olsun onu devre dışı bırakmayın...
Sayfa 295
Tam arkamı dönmüştüm ki bir şey fark edip durdum. "Cam?" "Efendim?" "Kantinde ne işin vardı? Senin normalde bu saatte dersin yok mu?" Dudaklarının köşeleri yukarı kıvrıldı ve o lanet gamze yanağında belirdi. Öyle gülümsediği zaman göğsümün içinde bir balon şişirilmiş gibi hissediyordum. "Evet, normalde şu an derste olmam gerekirdi," dedi. Gözleri güneşin altında muazzam bir maviye dönmüştü. "Ama ben seni görmek istedim."
Reklam
Bu konular yeni yeni konuşuluyor. İçkisi, sigarası... Rahatsız oluyor musunuz? Okullarda savaşlar okutuluyor ama bilmedikleri Atatürk'ün insan yönü. Her şeyden evvel insan o. Bu yüzden de rahatsızlık duymuyorum. Çok büyük bir asker, çok büyük bir devlet adamı, çok büyük bir devrimci. Atatürk'ün rakısından bahsediliyor. Stresini atmak için içiyormuş,muazzam sofraları filan anlatıyorlar. Onları hatırlıyorum, o sofralar imtahan sofrasıydı. Fikir alışverişi yapılırdı.
Şu anda altı aylık ömrün kalsaydı ne yapardın? Tabi binlerce cevabı var bu sorunun ama eğer kişi, "Hiçbir şeyimi değiştirmez, aynen şu andaki gibi yaşamaya devam ederdim." diyorsa tamam işte, kalkın ve elini öpün bu adamın zira örnek bir hayat sürdürmüş muazzam bir adamla karşı karşıyasınız demektir.
Sayfa 194
Yüzyıl denen o dev gibi dalgaların ardından geçmiş denen o denizin derinliklerinde, karanlıkların bütün ağızlarından çıkan korkunç esinti altında Babil, Ninova, Tarsus, Teb, Roma denen o muazzam gemilerin battığını bir çeşit dehşetle görüyoruz.
Sayfa 307Kitabı okudu
''Şimdi sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi gerekiyor mu?'' diye sormuştu Nazım Hikmet, o muazzam üslubuyla. Halbuki bugünün aşklarını görse ne derdi acaba? Bugün ellerde teraziler, adeta gramla tartılıyor aşk. 160 gr sevgiye karşılık 160 gr sevgi alınabilirmiş gibi, herkes verdiği kadarını istiyor.
Reklam
Aman ya Rabbim, bu ne muazzam bir dram başlangıcıydı. Niçin dram? Niçin dram olsun? Bu pekala mesud, asude ve çok güzel günler arifesi de olabilirdi. Hayır, bunlar da çilelerini çekeceklerdi.Zira felek kıskançtır. Harikulade insanları boş bırakmaz, kurbanlık koçlar kusursuz olur.
"Zaten anlatmak istediğim bir şey var, bin bir şekle sokup anlatmak arzusuyla yandığım bir tek şey: sizi sevdiğim. Bunun dünyanın teşekkülünden beri kaç milyar defa tekrar edildiğini unutmuyorum, fakat siz söyleyin, canlılığından bir şey kaybetmiş mi? kâinatta hiçbir mevcudun olamayacağı kadar taze ve olgun değil mi? bu öyle bir kelime ki doğuyor ve doğuşuyla beraber kemali de içinde getiriyor. Sizi seviyorum... Başka ne söyleyeyim? Siz de cevap vermeye kalkmayın. Bir insanın bütün varlığı ile karmakarışık ruhu, esrarı çözülmemiş vücudu, arzuları, itiyatları, ihtirasları, hulasa her şeyi ile size teslim olması, size iltihak etmesi (katılması) ne muazzam bir şeydir! Bunu tamamıyla anladığınızı biliyorum. Bunun karşısında lakayt kalamayacağınızı da biliyorum. Hiçbir insan seven bir insanın karşısında alakasız olamaz. Dünyanın bu en harikulade hadisesi karşısında kimse hareket ihtiyarına (davranış özgürlüğüne) malik değildir. Buna hakkı yoktur. Nasıl muhtaç olduğumuz havayı istemem demeye, mekân içinde bir yer işgal etmekten vazgeçmeye kuvvetimiz yoksa bize verilen bir aşkı almamaya da iktidarımız yoktur."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.