Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) şöyle dua edilmesi gerektiğini bizlere buyurmuştur: "...İlahi bana Hakkı hak olarak göster ve hakka uymayı nasip et. Batılı batıl olarak göster ve batıldan korunmayı nasip et..."
Sayfa 159 - Minval yayınlarıKitabı okudu
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (S.A.V) ANNE VE BABASINA CEHENNEMİN HARAM EDİLMESİ...
Ali İbnü Ebi Talib (r.a.) 'dan merfüan rivayete göre;Rasûlüllâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cibril (Aleyhisselâm) benim yanıma inerek: “Şüphesiz Allah sana selâm söylüyor ve: “Şüphesiz Ben seni (anne rahmine) indiren sulbe, seni yüklenen batna ve senin bakımını üstlenen kucağa cehennemi haram kıldım? buyuruyor.” dedi. O zaman ben: “Ey Cibril!
Sayfa 270 - (İbnü Hacer el-“Askalâni, Lisânü'/-mizân, -Ebü Gudde tahkikli-, terceme rakamı:8437, 8/428; es-Süyüti, el-Höâvi li'l-fetâvd, 2/270-271; Aynı mlf., er-7a zim ve İ-minne fi enne Vâlideyi'l-Mustafâ fi'-cenne, sh:33; es-Seyyid Muhammed ibnü Rasül el-Berzenci,
Reklam
Hazret namı ile meşhur Şeyh Muhammed Diyâüddin (k.s.) şöyle buyurmuştur: "Tasavvuf, Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.v ) sünneti ve yolu üzere yürümekten ibarettir. " Kısaca tasavvuf; nefsi arzu ve hastalıklardan temizlemek, istikamet üzeri olmak, niyeti halis tutmak, edebe riayet etmek ve her an Allah Teâla ile beraber olmaktır. Tasavvufun başı şer'-i şerife uymak, sonu ise mâsivadan yüz çevirip Allah Teâla'dan gayrısına gerek duymamaktır.
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; "- Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür."
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur;
"Cennet kadınlarının en üstünleri Hatice Binti huveylid, Fâtıma Binti Muhammed, eryem Binti İmrân ve Firavun'un hanımı Asiye Binti mizahim'dir"
Sayfa 21 - bekaKitabı okudu
BİZE DÜŞEN..
İslâm dininin en kıymetli asrı, doğduğu ve yayıldığı saadet asrıdır ki, Allah'ın Resulü ile sahabîleri, o kudsî zamanın ziynetleri ve kıymetleri olmuşlardır. Hz.Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Benim Eshabım, yıldızlar gibidir; hangisine uyarsanız, doğru yolu bulmuş olursunuz." ♡
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
Peygamber Efendimiz, uzak yerlerden namaza iştirâk etmenin fazîleti hakkında da şöyle buyurmuştur: "Namazdan dolayı insanların en büyük ecre nâil olanları, derece derece uzaktan yürüyüp gelenlerdir. İmam ile berâber kılayım diye namazı bekleyen kimse de evinde hemen kılıp yativerenden daha büyük ecre nâil olur." (Buhârî, Ezân, 31)
Sayfa 57 - Erkam
Uzun bir yazı ama biraz vakit ayırıp okumaya gayret edelim.
İslâm'da kadının yeri İnsan, ALLAH Teâlâ'nın yarattığı şerefli bir varlıktır. Eser, ALLAH Teâlâ'ya aittir. İnsanın hayatını tanzim etme şeklini en iyi bilen Rabbimizdir. Tabiî ve yaratılışa uygun olan, insanın Islâm'a göre bir hayat yaşamasıdır. Kadına da "insan" olma özelliği ile yaklaşmak gerekir. İslâm'ın kadına verdiği gerçek değer,
وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ "...Rahmetim her şeyi kaplamış ve kuşatmıştır..." (el-A'raf, 156) Fahr-i Kâinât ﷺ , bu âyeti tefsîr sadedinde şöyle buyurmuştur: Allah Teâlâ varlıkları yarattığı zaman, kendi katında Arş'ın üstünde bulunan kitabına: «Rahmetim gerçekten gazabıma gâliptir!» diye yazmıştır." (Buhârî, Tevhîd, 15, 22, 28, 55; Müslim, Tevbe, 14-16)
Sayfa 224Kitabı okudu
Okumaya değer bir parça
Sakın terk-i edebden kûy-ı Mahbûb-ı Hudâ'dır bu Nazargâh-ı İlâhîdir Makâm-ı Mustafâ'dır bu Nâbî
Reklam
Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)
Âlemler Cenab-ı Resullah’ın yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır ve Rabbimiz şöyle buyurmuştur: “Ey habibim, sen olmasan ben bu kâinatı yaratmazdım.”
Sadettin ÖktenKitabı okudu
Rabbimiz Teâla, bizim peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz'e de şöyle buyurmuştur: "De ki: Hak geldi, artık batıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir. De ki: Eğer (haktan) saparsam, nefsim hakkında sapmış olurum. Eğer doğru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur'an) sayesindedir." Bütün bunlardan ortaya çıkan netice sudur: Peygamberler bile her türlü kusuru nefsinden bilmiş, nefsin ne kadar kötü bir sıfat taşıdığını söylemişler, hayatlarıyla bunu ümmetlerine göstermişlerdir.
Gizem

Gizem

@registan
·
16 Haziran 2022 17:07
Yunus (A.S), balığın karnında kalınca tövbenin sırrını anlamış ve: "Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!" dedi. ¶¶
Kudsi Hadis
Çünkü yüce Allah'tan peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)'in aktardığı Kudsi hadislerde Rabbimiz şöyle buyurmuştur: كل حسنة بعشرة أمثالها. يمكن أن يصل هذا التقييم إلى سبعمائة مرة. لكن الصوم ليس كذلك، لأنه محفوظ فقط لاسمي وأنا سأعطي أجره. "Her hasene/iyilik on misliyle değerlendirilir. Bu değerlendirme yediyüz katına kadar da çıkabilir. Ancak oruç ibadeti öyle değil. Çünkü o yalnızca adıma tutuluyor ve onun mükâfatını/ödülünü ben vereceğim."
Sayfa 10
Hazret-i Ali'nin rivâyet ettiğine göre Rasûl-i Ekrem Efen dimiz şöyle buyurmuştur: "-Ben, cahiliye insanlarının yaptıkları bir şeyi yapma ya iki defa teşebbüs etmiştim. Ancak Allah -celle celâlühü Beni onlardan muhafaza buyurdu. Bir gece, Mekke'nin yukarı taraflarında, Kureyşli bir. kaç gençle koyunlarımızı otlatıyorduk. Arkadaşıma: -Eğer koyunlarıma bakarsan, ben de diğer gençler gibi Mekke'ye gidip gece sohbetlerine katılayım, dedim. Arkadaşım: -Olur, nasıl istersen öyle yap, dedi. Bunun üzerine yola çıktım. Mekke'ye yaklaştığım zaman, def, kaval ve ıslık sesleri işittim. -Oradaki insanlara bu nedir? diye sordum. -Falan erkek ile filan kadın evleniyor, dediler. Hemen oturarak o tarafa doğru bakmaya başladım. O esnâda Allah -celle celâlühû- kulaklarıma bir ağırlık verdi ve oracıkta uyuyakaldım. Allâh'a yemin ederim ki, Güneş üzerime doğuncaya kadar uyanamadım. Uyanır uyanmaz hemen arkadaşımın yanına gittim. Arkadaşım bana: -Ne yaptın? diye sordu. -Hiçbir şey yapamadım! dedim ve başımdan geçenleri ona anlattım. Başka bir gece buna benzer bir durum daha meydana geldi. Ben yine Mekke'ye gece sohbeti için gittiğimde, Allah Teâlâ tarafından kulaklarıma bir ağırlık çökmüştü. Orada Günes doğu kadar uyuyakaldım. Sonra arkadaşımın yanına geri döndüm Rabbim Beni peygamberlikle şereflendirinceye kadar bunların hâricinde hiçbir kötü şeye meyletmedim!" (İbn-i Ishak, s. 58-59; Ibn-i Kesir, el-Bidâye,ll 292)
Ebû Tâlib'in zevcesi Fâtıma Hâtun
Fâtıma Hatun vefât ettiğinde Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- mübarek gözlerinden inci tâneleri gibi gözyaşları dökmüş, "Bugün annem vefât etti!" buyurup gömleğini ona kefen yapmış, cenaze namazını kıldırıp kabrinde bir müddet uzanmıştır. Bu davranışının sebebini soranlara ise şöyle buyurmuştur: "-Ebû Tâlib'den sonra bu kadıncağız kadar bana iyilik eden hiç kimse yoktur! Ahirette cennet elbiselerinden giymesi için ona gömleğimi kefen yaptım. Kabre ısınması için de oraya bir müddet uzandım!"
Sayfa 103
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.