Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mükemmel özet!
“Ne yaparsan yap, ben bir liberalim. Farklı tatminsizlik biçimlerimiz var. Dışarıda bırakılanlar var. Afrika’nın ortasında Fildişi Sahilleri’nde dünyanın en büyük gettosu var. Görünmez insanlar var. Görünmez koca ülkeler var! Sürekli savaş, yerel savaş tanrıları... Ama dünya ekonomisiyle mükemmelen bütünleşmiş. Bu yüzden insani yardım fikrinden tiksinirim. Fakirleri bir yerde tutmak, kendini iyi hissetmek içindir. Çevre de öyle. Büyük soruları sormak yerine terörize ediliyoruz. Aman, bütün gazeteleri ayırdınız mı? Kola kutularını geri dönüşüme soktunuz mu? Ama kimse Kanada’nın nasıl petrol çıkardığını sormaz.”
Sayfa 65 - Karakarga
Nedir şu öğrencilerin çektiği? ( Mükemmel özet)
""Anne babaların aldığı maaş ortada. Harçlıkları az çok belli. Zaten yarısı yola yemeğe gidiyordur. Sınavlardan ve sırtlarındaki çanta dolusu ağır kitaplardan ne sinema keyifleri kaldı ne de tiyatro! Sosyal aktivite desen hiç yok! Kitap okumak zaten lüks, fiyatlar cep yakıyor. Çoğunun elinde telefon, yapacak başka bir şey yok, evde kendilerinden daha renkli hayatlar yaşadığını düşündükleri insanları takip edip onları fenomen yapıyorlar...""
Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Önsöz
Böyle bir kitap yazmak fikri, ittikâ sâhibi bir dostumla (Râgıb Karadayı ile) mezhebler konusunda yaptığım bir tartışmanın sonunda belirginleşti. Bu tartışma, bana, mezhebler konusundaki yaklaşık otuz yıllık bilgi birikimimi kısa bir özet hâlinde kaleme alma şevkini verdi. Bu kitabın I. Bölümü'nü oluşturan "Sünnî Mezhebler ve Kur'ân'a Göre
Sayfa 11 - Şule yayınları, 3.baskıKitabı okudu
Müko Özet :)
Anladım ki erkek sanalda da reelde de aynı. Yüzeysel bakınca sana kapılıyor, biraz detaya indiğinde kaçıyor. Yani gösterirken iyi, verdikten sonra topuk!!!Kadın da aynı. Ortada fol yok yumurta yokken hayallere dalıyor. Karşısındakini mükemmel erkek kalıbına sokuyor. Hayalleri yıkılınca, o mükemmel erkek oluyor sana karaktersizin, puştun teki.
Sayfa 195Kitabı okudu
Piyade ile topçu kesin olarak birbirine bağımlıdır. Muharebede ikisi de düşmana karşı ateş üstünlüğü sağlamada ortak hedef gözetir. Bundan dolayı bu iki sınıfın muharebede yardımlaşması pek sıkı ve mükemmel olmalıdır. Birbirine dayanmak, birinin kazandığı menfaatlerden diğerini yararlandırmak, biri tehlikede olduğu zaman gerekirse diğerinin onun için kendini feda etmesi; özet olarak piyade için topçu hattının aralıklarından geçmek kesinlikle bu iki sınıfın karşılıklı yapmaya zorunlu olduğu konulardır. Bu konuların bağlı olduğu şartları inceleme ve bu şartların uygulanmasına yardımcı olan eğitimlerle bu konuda kendimizi hazırlamaya mecburuz. Bu düşman bataryasıyla karşı karşıya bulunduğumuz zaman nasıl hareket edileceğini, yani düşman topçu ateşi altında yapılacak yürüyüşleri, düşman topçusuyla muharebe ve özet olarak bir düşman bataryasının birdenbire ateşine yakalandığı zamandaki hareket şeklini kesin olarak öğrenmeliyiz. Bu hususların öğrenilmesini, yalnız tatbikat zamanlarında doğacak fırsatlara bırakmak yetmez; yalnız muharebe eğitimlerinin yapılması, subaylarımızın savaş bakımından yetiştirilmesini eksik bırakır.”*
Sayfa 6 - ANKARA GENELKURMAY BASIMEVİ 2013, * : Mustafa Kemal; Bölüğün Muharebe Eğitimi, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2009, s. 13 - 16.Kitabı okudu
Çok uzun bir tek cümle. Mükemmel özet.
Bir kadının içine doğduğu ve altında yaşadığı en yıkıcı kültürel koşullar, insanın ruhuna danışmadan boyun eğmesinde ısrar eden; sevecen bağışlama törenleri olmayan; bir kadını ruhu ile toplum arasında seçim yapmaya zorlayan; ekonomik zümreler ya da kast sistemleri nedeniyle başkalarına merhameti engelleyen; bedenin "temizlenmesi" gereken bir şey ya da emirle düzene sokulacak bir tapınak olarak görüldüğü; yeni, olağandışı ya da farklı olanın hiçbir zevk uyandırmadığı; merak ve yaratıcılığın ödüllendirilmek yerine cezalandırılıp küçümsendiği ya da ancak bu kişi kadın değilse ödüllendirildiği; bedene acı verici eylemlerin uygulandığı ve buna kutsal dendiği ya da ne zaman bir kadın cezalandırılsa, Alice Miller'ın dediği gibi, bunun "onun kendi iyiliği için" yapıldığı; ruhun kendi başına bir varlık olarak kabul edilmediği toplumlarda görülür.
Reklam
Sakın deme: "Benim namazım nerede? Şu hakîkat-i namaz nerede?" Zîrâ bir hurma çekirdeği bir hurma ağacı gibi, kendi ağacını tavsif ederek tanıtır ve içinde saklar. Fark yalnız icmâl ve tafsil iledir yani ağaç çekirdekte özet olarak bulunur ken, o çekirdek büyüyüp ağaç olunca ayrıntılı ortaya çıkar. Ancak gelişme noktasında bir farklılık vardır. Öyle de senin ve benim gibi bir âmînin velev hissetmezse, namazı, büyük bir velinin namazı gibi şu nûrdan bir hissesi var. Şu hakîkatten bir sırrı vardır. Velev şuurun taalluk etmezse yani farkında olmasan bile o namazın, büyük bir velinin namazının özetini içinde bulundurur. Fakat derecâta göre inkişâf ve tenevvürü ayrı ayrıdır. Yani her kişinin kıldığı namazın derecesine göre o namaz nurlanarak inkişaf edip gelişir. Nasıl bir hurma çekirdeğinden, tâ mükemmel bir hurma ağacına kadar, çok mertebeler bulunur. Öyle de namazın derecelerinde de daha fazla merâtib bulunabilir. Fakat bütün o merâtibde o hakîkat-i nûrâniyenin esası bulunur. Yani kişinin kıldığı namaz hangi mertebe ve derecede bulunursa bulunsun onda namazın bu nurânî hakikatinin özeti bulunur."
Sayfa 133 - Süeda yayınları (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, s.97)Kitabı okudu
Önsöz
Şems-i Tebrizi'nin bize bırakmış olduğu tek eser onun "Makalat'ıdır. Makalat konuşmalar demektik. Mevlâna'nın Mesnevisi gibi bu eseri de Şems kendisi kaleme almış değildir. Konya'da, bulundu¬ğu iki buçuk yıl boyunca medrese ve camilerde verdiği vaazlardan oluşan bu eser, Mevlâna'nın teşviki ile müritleri tarafından kaleme alınmıştır. Bu konuşmalar mecmuası "Esrar-ı Şems al-Din-i Tebrizi" veya "Hırka-yı Şems-i Tebrizi" unvanlarıyla da Mevleviler arasında bilinmekte idi. Fakat en yaygın unvanı "Makaiat-ı Şems-i Tebrizi'dir. Bu eserin çeşitli nüshaları Türkiye kütüphanelerinde bulun-makta ise de çoğu eksik parçalardan ibarettir. İlk olarak İran'da Ahmed Huşnüvis tarafından bir edisyon kritiği hazırlanarak yayımlanmıştı. Fakat bu eser epey noksandı. En mükemmel diyebileceği¬miz bir başka edisyon ise İran'lı ilim adamlarından Muhammed Ali Muvahhid tarafından yayımlanan eserdir. Şems'in Makalatı gelişi güzel konuşmalarından oluştuğu için dil, üslup ve anlatımda yer yer kopukluklar ve Örgüde istikrarsızlıklar görülür. Hitap edilen kimi kişiler de esrar perdesinde gizlidir. Yazanlar, sanki Şems'in konuş¬malarını bazen özet halinde yazmaya çalışıyorlardı. Onun aşk denizi çok çalkantılı olduğu için her an yeni dalgalar meydana gelmekte ve fikirlerdeki durgunluk yok olmaktadır. Bunu kendisi de şu sözlerle ifade etmiştir; "Bende yazı yazma alışkanlığı yok ve yazıya dökme¬diğim sözler bende kalr ve her an yeni bir şekil ve biçim alırlar" (Makalat).
Sayfa 9 - NÜVE KÜLTÜR MERKEZİ - 2. Baskı - Arallk 2007Kitabı okudu
Varlığı Conway ve benim tarafımdan savunulan Tanrı, Aristotle'ın Tanrısı'dır. Conway şöyle yazar: ''Özet olarak, dünyanın ve daha geniş halinin açıklaması olduğunu düşündüğü Varlığa Aristotle, şu nitelikleri atfetmiştir: değişmezlik, maddi olmama, her şeye gücü yetme, her şeyi bilme, birlik ya da bölünememe, mükemmel iyilik ve gerekli varlık...
Benim kuşağımdan bu gizil düşüncelerle yetişmiş erkek pek çoktur. Bunlar, eşlerinde annelerini arayan mutsuzlardır. Anneleri ne denli mükemmelse, annelerini ne denli idealize etmişlerse, yaşamlarını paylaşacakları o mükemmel kadını hiçbir zaman bulamayacaklarından, o denli düşkırıklığına uğrayacaklar, evlilikleri o denli mutsuz sürecektir. Bundan çıkardığım özet kanım şu: Bir anne ne denli ideal anneye yakınsa, oğlu evlendiğinde oğluna o denli kötülük etmiş olur. Oğul, boş yere o meleği, o periyi arayıp duracaktır.
Sayfa 22 - SEL* Yayınları
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.