nedir bu murakabe? neymiş bedenden çıkıp gitme? neymiş oruç? neymiş nefesin tutulması? ben’den kaçıştır bu, benliğin eza ve cefasından kısa süre için yakayı kurtarmaktır, acıya ve yaşamın anlamsızlığına karşı kısa süreli bir duyarsızlıktır. han köşesinde birkaç tas pirinç şarabı ya da mayalanmış hindistancevizi sütü içen bir sığırtmaç da kısa süre için aynı duyarsızlığı yaşar. kendi benliğini duyumsamaktan çıkar böyle zamanlarda, yaşamın acılarını hissetmez olur, kısa süreli bir duyarsızlığa kavuşur. şarap tasının üzerinde sızıp kalır, uzun çalışmalar sonucu bedenlerinden çıkıp giderek ben’sizlikte kalan Siddhartha ile Govinda’nın ele geçirdiği şeyin aynısını ele geçirir. işte sana gerçek, dostum Govinda!
ROMAN NEDİR, ROMAN?..
- "Olurların, olabilirlerin, olamazların, olması özlenenlerin hattâ olmuş olanların, mutlaka dinamik vak'âlar zinciri içinde demetlenişi, dizisi, sergisidir. Böyle olunca, aslî mahiyeti bakımından bir oldurma, oluşturma, biçimlendirme, yakıştırma, tasarlama hâlinde meydana çıkıyor; ve insandaki eşya ve hâdiseleri murakabe ve öteleri kovalayıcı hayâl gücüne dayanıyor. Öyleyse sanatın görünümlerinin sıradan ve geçici varoluştan daha hakiki bir varoluşa ve daha üst düzeyde bir hakikate karşılık olmaları tabiîdir.."
Sayfa 76 - 4.Levha, Hâdiselerin Mantığı -Leylâ ile Âdem- İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kişi tarîke dâhil olmak istediğinde kendisini dikkatli şekilde yoklaması ve murâkabe etmesi lazımdır. İlk önce şu soruları kendi özüne sormalı: "Ben niçin bu yolu istiyorum?" "Bu yola beni dahil etmek isteyenin muradı nedir?" "Ben bir şey istiyorum. Amma bu tarîk, yol da benden birşey istiyor. Acaba yolun benden murâdı nedir?"
Murakabe; Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etme alışkanlığı kazanmaktır. Çünkü Rabbimiz; "Allah herşeyi gözetmektedir" buyurmuştur (el-Ahzab 33/33). Cibril hadisinde de murakabeye işaret vardır. Cibril Hz. Peygamber (s.a.s)'e; "Bana ihsanı anlat" dedi. Rasulullah (s.a.s) de; "İhsan, Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmendir. Sen onu görmesen de O, seni görüyor" buyurdu. Bu murakabe halini; insan, oruç ibadetini yerine getirirken farkında olmadan pek âlâ yaşıyor. Mesela bir hanım mutfakta yalnızken etrafında da kimse yokken yine de yemekten az dahi olsa tadamıyor çünkü orucunun bozulacağını biliyor. Çünkü Allah'ın onun yaptığı fiili gördüğünü biliyor. Bir erkekte öyle, her ne kadar kimsenin göremeyeceği sote bir yere gitse de, yine de ağzına bir şeyler atıp orucuna devam etmiyor. Çünkü Allah'ın onu daima gördüğünü biliyor. Peki bu halimiz oruçtan sonra neden devam etmiyor? Neden Allah bizi görüyormuşçasına yürüyemiyoruz sokaklarda ? Neden Allah bizi görüyormuşçasına oturamıyoruz bir yerlerde ? Daima murakabe halinde yaşamak için neyi bekliyoruz ? Bunu başarabilmek için gayretimiz var mı ? Oruç hala anlatamıyor mu sana acizliğini ? Bak her gün yaptığın basit bir fiili, bir bardak su içmeyi bile Allah'ın izni olmadan yapamıyorsun bu kadar acizsin demiyor mu? Peki nedir hala bu gaflet ? Ölmeden, ölmeyecek miyiz ?
Ve Siddhartha kendi kendisiyle konuşur gibi alçak sesle söyle dedi: "Nedir bu murakabe? Neymiş bedenden çıkıp gitme? Neymiş oruç? Neymiş nefesin tutulması? Ben'den kaçıştır bu, benliğin eza ve cefasından kısa süre için yakayı kurtarmaktır, acıya ve yaşamın anlamsızlığına karşı kısa süreli bir duyarsızlıktır.
Bu terkiplerin en mânalısı İmparator Augustus'un şerefine toprağa dikilmiş mermer bir kaside olan Roma mâbedinin kalıntılarıyla yanı başındaki Hacı Bayram-ı Veli Camii'nin beraberce teşkil ettiği zıtlar mecmuasıdır. Bitmiş veya tam diyebileceğimiz hiçbir eser bu toprağın macerasını bu kadar güzel hulâsa edemez. Hacı Bayram'ı Roma kartalının bu mermer yuvasında çilehanesini seçmeye götüren gizli tesadüf nedir? Camiinin altındaki dar çile odasında geçirdiği ibadet ve murakabe saatlerinde, yanı başında güneş vurdukça yaldızlı akislerle pırıldayan ve üstüne diz çöktüğü toprakta bir nevi iğva gibi gizlenmiş duran bu taştan dünya, kendisininkinden büsbütün ayrı zaferleri terennüm eden bu iyi yontulmuş mermerler, o sert ve kibirli Roma hemşehrisi çehreleri acaba onu rahatsız etmiyor muydu? Bu velinin rahmanî rüyasına komşularının mağrur sükûtundan sızan düşünce ve duyguları bilsek ne kadar iyi olacaktı.
Sayfa 17
Reklam
105 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.