Keyfine Göre Yaşama Lüksün Yok...
İslam bir yaşam tarzıdır.
Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz toplumun her alanında Allâh’ı unutarak keyfi olarak yaşayamayız!
"Hayr" ve "Hayır" ayı Ramazân.
رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ ﴿٢٥﴾
وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ ﴿٢٦﴾
وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَان۪يۙ ﴿٢٧﴾
يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ ﴿٢٨﴾
“Rabbim! Göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz. Ta ki, sözümü iyi anlasınlar.”
Tâ-Hâ, 25-28
Kardeşlerim, ablalarım, abilerim. Önümüzdeki ayın
Her evde bulunması gereken kitap…
Hadis kitabı arayanlar için ilk sırada önerilen kitaplardan birisi olan 
Riyazü's Salihin (3 Cilt Takım) …
Peygamber efendimizin hadislerini önemsizleştirilmeye çalışıldığı şu dönemlerde bizim müslümanlar olarak hadislere daha da fazla sarılmamız gerekiyor. Hadis okumalarını arttırmamız gerekiyor.
Hadis okumaya başlamak için kitap araştırmasına girdiğimde çoğu hocanın ısrarla önerdiği 
İmam Nevevi nin kitabı olan Riyazü's Salihin (3 Cilt Takım) ile karşılaştım. İmam Nevevi peygamber efendimizin hadislerini, hadislerin konusuna göre başlıklar altında toplamıştır. İmam Nevevi sahih hadisleri toplamaya özen göstermiştir. Mütevatir hadise (o hadisin Hz. Peygamber tarafından söylendiği konusunda hiçbir kuşku bulunmaması) oldukça fazla yer vermiştir.
Nureddin Yıldız dediğiyle Riyazü's Salihin (3 Cilt Takım) hakkıyla okuyup uygulayanlar tabiri caizse “ mikro sahabi” olurlar sözü çok hoşuma gitmişti.
Riyazü's Salihin (3 Cilt Takım) toplamda orijinali 8 cilt takımdır. Farklı yayınevlerinin farklı ciltleri vardır. Benim tercihim diyanet oldu. Diyanet yayınları ortalama 8 cilt olan hadis kitabını 3 cilte indirmiştir ve fiyat olarak çok aşırı uygundur. Hadislerin açıklamaları diyanetin kitabında yoktur. Sadece başlıklar ve altında hadisler vardır.
Nureddin Yıldız hocamızın youtube platformu üzerinde kendi kanalında riyazüs salihin dersleri vardır ve seri şeklinde devam ettirmiştir, hala da video yüklenilmesine devam ediliyor. Ben diyanet yayınevlerinin kitabını alarak youtube üzerinden Nureddin Yıldız hocamızla birlikte okudum.
Ben müslümanım diyen her kişinin hadis bilmesi gerekir. Hadissiz müslümanlık olmaz, olamaz. Bu yüzden ben hadis okumak istiyorum diyen kişilere elimden geldiğince Riyazü's Salihin (3 Cilt Takım) anlatmaya çalıştım. Allah a emanetsiniz…
Buhara Şehri ve Arap istilası!
Kuteybe; "Ey Müslümanlar, nereye dönersiniz, görmezmisiniz ki düşman hezimet buldu. Bir saat daha sabredin"; "her kim Türklerden baş getirirse 100 dirhem vereceğim"
gibi yollarla dağılmayı engeller.
"Dört aydan beri devam eden bu kuşatma sırasında Arap askerlerinde de savaşa karşı bezginlik alametleri belirmeye başladı. Askeri dehası Kuteybe'yi bu sıkışık durumdan kurtardı. Arapların yağmaya ve paraya karşı zaaflarını bilen Kuteybe, onlara bir taraftan parlak vaatlerde bulunurken diğer taraftan da Türklerin her birinin kafasını getirene yüz dirhem vereceğini vaad etti. Para hırsı ile tekrar gayrete gelen Araplar Türklere karşı yaptıkları hucumla nihayet şehri ele geçirdiler"
Türk direnişinin intikamı çok ağır şekilde olur. Öncelikle direnişe katıldığından kuşkulanılan hemen hemen herkes kılıçtan geçirilir. Buhara sokakları kan, ceset ve çığlık seslerinden geçilmez olur. Ancak tam da böylesi bir ortamda Araplar şehri yağma ederler; yağma harekatı, gelenek olduğu üzre tecavüz ve yeni katliamlarla içiçe yürür. Ardından işe yarayacak olanlardan 50 bin kişi köle olarak götürülür.
Sayfa 72 - Başak Yayınları Yedinci Baskı Aralık 1994Kitabı okudu
Ordu hazırlıklara başladı. Medine'nin ordugâhı olarak bilinen Cürüf denilen yerde toparlanılacak, son adımlar atılarak harekete geçilecekti. 3.000 kişilik bir ordu hazırlanıyordu. Çünkü düşman çok güçlü ve kalabalıktı. İlk kez Bizans ile böyle bir savaş yapılacaktı. Hazırlıklar devam ederken Efendimiz (s.a.v.) o güne kadar hiç yapmadığı bir
İsrail'e sövmek, işgalin kötülüğünden söz etmek, yaşanan dramları ortaya dökmek en kolayı. Müslümanlar olarak zihnimizi çalıştırmamız gereken nokta şu: Kudüs'e layık mıyız?
Ona, hep eleştirdiğimiz diğerlerinden farklı olarak, şanına yaraşır şekilde muamele edebilecek miyiz?
Bunun için ne yapmalıyız? Hazırlıklarımız var mı? Neslimiz bu bilinçte mi? Kudüs'ü tanıyor muyuz? Üzerine çalışıyor muyuz?....
... Ve demek ki, bazı şeylerin nasip olmaması boşuna değil.
Sayfa 109Kitabı okudu
Kudüs
Kudüs mekkedir; hiçbir farkı yoktur. Mekke neyse ise, Medine ne ise, Kudüs’te odur. Mescidi haram neyse mescidi nebevi neyse mescidi aksa bizim için aynısidir. Dolayısıyla kudüs meselesi bizim için sadece izzet meselesi, şeref meselesi değil; bir iman ve akide meselesidir. Bu hakikati Müslümanlar olarak iyice anlamak zorundayız. Bunu anladığımız zaman ne olacak biliyor musunuz? Analar Kudüs için Doğuracak, çocuklar Kudüs için büyüyecek, gençler Kudüs’ü sevda edinecek, ihtiyarlar kudüs kudüs diye dinleyecek. Biz bu ümmetin her Ferdinin yüreğine bu sevdayı koyana kadar Kudüs’ün mahsuniyeti ve mazlumiyeti bitmeyecek.
Sayfa 201 - eminKitabı okudu
Cuma Namazı ve Kadınlar
Cuma namazının kadınlara farz olmadığı iddiası, kendi içinde çelişki içermektedir. Örneğin diğer günlerdeki dört rekâtlık öğle namazına gelmek konusunda hanımlara herhangi bir kısıtlama getirilmemiştir. Buna mukabil haftada bir gün ve sadece iki rekât olarak kılınan Cuma namazı için özel bir kısıtlamaya gidilmesinin izahı yoktur. Bu arada hutbenin namazdan sonra olduğunu ve hutbe dinlenmese bile iki rekâtlık farz namazı kıldığı zaman Cuma namazının eda edildiğine yukarıda değinilmişti. Dolayısıyla sadece iki rekâtlık namaz için böylesi bir kısıtlamadan söz etmek düpedüz çelişkidir. Üstelik bu iddiayı kadınları hizmetçi gören bir mantıkla gerekçelendirmek, insan onurunu zedeleyecek problemli bir yaklaşımdır. Daha ilginç olanı ise, hâlâ bu görüşün savunuluyor olmasıdır.
Görünen o ki, erkek egemen din söylemi ve yorumununun geldiği noktada, Allah'ın farz kıldığı namaz bile kadınlara yasaklanmış ve bu namaz adeta Allah'ın torpilli kulları olan erkeklere özgü namaz olarak konumlandırılmıştır. Acaba cemaat sadece erkeklerden mi olur veya oluşur demekten kendimi alamadığımı belirtmek durumundayım. Hâlbuki Hz. Peygamber zamanında Müslümanlar kadınlı erkekli olarak camiye gider ve Cuma gübü veya diğer günlerde namaz kılardı Birçok hadis rivayetinde kadınların da Cuma namazına iştirak ettiklerinden bahsedilir. Hatta Cuma namazına gelmeleri durumunda, onların da iki rekât kılmaları gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Sayfa 183 - Ankara Okulu YayıneviKitabı okudu
