- Bu mukaddes mücadelenin zaferle neticelenmesini görmek müyesser olmazsa, beni bu milli iradenin merkezinde bir yere gömersiniz. Bu arzumu Mustafa Kemal'e de söyle. Bir oğlum sen isen bir oğlum da odur. Başımı öne eğdim. Ağlamamak için dudaklarımı ısırıyordum.Müteessir olduğumu anlar anlamaz konuyu değiştirdi.
Sayfa 144 - Altın postKitabı okudu
Kuva-yi Seyyare Kumandanı Ethem'in kardeşi Tevfik'ten bir yazı aldım: "Müstacel [Acil] bazı işlerimizi görüşmek üzere filan saatte Simav'da bulunabileceğinizi telefonla tekit edin [bildirin]" diyordu. Hemen tekit ederek bulunabileceğimi bildirdim ve acele Simav'a hareket ettim. Tevfik'i de orada gelmiş buldum. Hoş beşten sonra bana "Senin memleketi sevdiğini ve çalıştığını biliyoruz" dedi. "Bizim de nasıl çalıştığımızı sen biliyorsun. Lakin Kuva-yi Seyyare ve Milliye'yi lağv ile silahlarımızı Garp Cephesi Kumandanlığı'na teslim ettirmek istiyorlar. Senin, Ankara'da tanıdığın ve bugün işin başında bulunan filan, falan ve filan, kimseler de bana, 'Doktora söyle bu işi kabul etmesin' dediler. "Biz bu kadar sene hizmetten sonra lağv olunmayı istemiyoruz. Kabul etmeyeceğiz. Sen de düşün, kararını ver." Serseme dönmüştüm. Düşünüp bu sözlerden bir mana çıkarmaya çalışıyordum. Tevfik telefona sarıldı. Ethem'i aradığı belli idi. İçinde, doktor, doktor diye ismim geçen Çerkesçe uzun bir konuşma oldu. Sonra tekrar bana fikrimi sordu: "Vallahi Tevfik Bey" dedim. "Sersem oldum, düşüneyim. Lakin aklıma bir şey geldi. Ankara'da filan zata acele bir telgraf vereyim, hemen Mustafa Kemal Paşa ile görüşüp fikrini bana bildirsin. Ben de size fikrimi söylerim." Ethem "Bravo Doktor Bey!" dedi, "çok iyi düşündün, öyle yap". Vedalaşıp ayrıldık. Daha Simav'da telgrafı yazıp postaya verdim ama bütün telgraf hatlarının onların elinden geçtiği hiç aklıma gelmedi.
Sayfa 34
Reklam
Avrupa'da Genç Osmanlılar için Mustafa Fazıl Paşanın bağladığı maaşlar, yüksek paralardı.
Sayfa 282Kitabı okudu
Mustafa Fazıl Paşa'nın hesap edilemez derecede çok parası ve geliri olduğu muhakkaktı. Ama hesabını bilen bir adam olduğu da muhakkaktı. Namık Kemal'e, Ziya Paşa'ya, Ali Suavi'ye bağladığı maaşları kendi cebinden ödemiyordu. Osmanlı ülkelerinde herhangi bir siyasi değişiklikten menfaat uman büyük bankerler le siyasi temasları vardı.
II. Osman'ın yapmak istediği ıslahat hayatına mal olmuş; IV. Murad ve Köprülü Mehmed Paşa zamanında sert ve zecrî; oğlu Fazıl Mustafa Paşa zamanında ise daha yumuşak tedbirlerin alınmasından öte köklü bir ıslahat girişiminde bulunulmamıştır.
Fuad Paşa, Abdülaziz'e Avrupa seyahatinde refakat etti, fakat yolda ayrıldı ve Nis'te öldü. Öleceği zaman Papa'ya bir mektup yazıyor ve Mustafa Reşid Paşa'dan beri gelen cereyanın ilk mahsûlünü veriyor. Papadan Hristiyan olmayı ve ölürken Hristiyan usûlüyle gömülmesini vasiyet ediyor. Ve ölüsü öyle kaldırılıyor. İstanbul'a da Müslüman ölüsü diye getiriliyor, İslâmî merasimle gömülüyor.
Reklam
447 öğeden 511 ile 447 arasındakiler gösteriliyor.