''Kusursuz bir insan arayan, mükemmel bir yalnızlık yaşar'' diyor Huxley. İnsanı güzel kılan da bu kusurlarıdır zaten. Birisini severken, onun eksik yönlerini görerek ve fakat onu bunların güzelleştirdiğine inanarak sevmelidir insan. Sevgi, kusurları yok etmez, görmezden gelir.
Hayat, mükemmeli ararken iyileri ziyan etme sanatıdır biraz da. Her şey için geçerli bu. Mükemmel diye bir şey yoktur unuttuğumuz da bu. Bir çok zaman mücadele en önemli şey olsa da bazen hayatın verdiği kadarıyla yetinmeyi de öğrenebilmeli insan. Yoksa ziyan oluyor bir çok şey.
Bazı ruhlar bazı ruhlara kâlu beladan aşinadır. Elest bezminde ruhum ruhuma sarıldı. Seni ev belleyişimi başka türlü açıklayamıyorum.
Seni seviyorum ve bu hiçbir şeye yetmiyor. İsterdim ki, sevgim seni sımsıcak bir iklime götürsün, kucağına bastırsın. İsterdim ki tüm dertlerini unuttursun, bahçende çiçekler açtırsın. Seni seviyorum ve sevmenin sadece sevmek olarak kalmasının sancısı, göğsümü tarumar ediyor...
Geç kalmış her şey anlamını yitiriyor. Bazı şeyler tam o anda, olması gerektiği zamanda olmalı. Solmuş bir çiçeğe su vermek, ölmüş birisinin mezarına çiçek göndermek… Zamanında olmayan şeyler artık olmasa da olur. Hatırlayın güzellik detayların içinde gizli. Lütfen geç kalmayın.