"Hislerini birine mutlaka anlat."
Böyle şey olabilir mi? Bir canda iki can yaşamak. Mutlaka bir çözüm yolu var bunun. Anlat bana. Senden bir şeyler ummak… Umutların en olmazı da bu belki.
Sayfa 58 - Türkiye İş Bankası
Reklam
Allah ayet-i kerimede “muhakkak ki dönüş rabbinedir.” “(Biri öldüğünde) O gün varacağı yer rabbinin (Allah’ın) huzurudur”34 buyurur. Yani Allah hepimizi mutlaka huzuruna alacak! O hâlde ya, kendi dönüşümüzle, irademizle rabbimize dönüp vasıl olarak onun huzuruna varırız ya da irademizin dışında öldüğümüzde Allah bizi huzuruna alır. Bir kul, Allah’ın huzuruna vardığında Allah ona “and olsun ki seni ilk yarattığım günkü gibi tek başına huzuruma geldin (şimdi bir ben varım bir de sen varsın)”35 der ve ona önce ikram ettiği bütün nimetlerini bir bir sayar sonra ise “buna karşılık sen ne yaptın” diye onu hesaba çeker. Nimeti sadece dünyalık olarak anlamak mü’minin hâli, bakışı değildir. Allah, kulunu hesaba çekerken zahiri ve manevi verdiği nimetleri sayıp “bana âbd olasın, güzel yapasın diye sana zatımla, sıfatımla tecelli edip seni kendi nurumdan yarattım. Sana kendimden hayat verdim, güzellikler verdim, El Esmau’l Husna’mı verdim. Senin için bir dünya hayatı hazırladım. Sana peygamber, kitap gönderip bütün bunları haber verdim. Sana vahyedip neye ne kadar kıymet, değer vermen, neyi ne kadar sevmen gerektiğini öğrettim. Kendine insanlara, varlığa karşı nasıl bir muamelede bulunman, bana nasıl bir âbd olman gerektiğini bir bir anlattım. İsimlerim senin üzerinde tecelli etsin, Hz. İnsan olasın diye ne yapman gerektiğini sana öğrettim, bunlar için sana imkân tanıdım” buyurur. Kul, Allah’ın saydığı bu nimetler karşısında her defasında “evet, ya rabbi” der. Sonra Allah “anlat bakalım, buna karşılık sen ne yaptın” diye kuluna sorar.
“Çocuklara bir şeyi sonuna kadar anlat, yine de ‘peki sonra,’ ‘peki neden’ diye sorarlar.” “Çocuklar biricik cesur filozoflardır. Cesur filozoflar da mutlaka çocuktur. Tam da böyle, çocukların yaptığı gibi, her zaman ‘bundan sonra ne olacak?’ sorusu sorulacaktır.”
Sayfa 182Kitabı okudu
Ümmü Umare Radıyallahu anha
Ebu Ömer (b. Abdilberr) dedi ki: Akabe Biatma katılmıştır. İbn İshak’ın sözüne göre Uhud Savaşına da kocasıyla ve oğluyla birlikte katılmıştır. Rıdvan Biatinde bulunmuştur. Sonra Yemame’de Müseyleme ile olan savaşa katılmıştır. O gün on iki yerinden yara almış, eli kesilmiş ve oğlu Habib öldürülmüştür. Ümm Said bt. Sad b. Er-Rabi şöyle diyordu: “Umm Umara radıyallahu anha’nın yanına girdim ve: “Uhud günü gördüklerini bana anlat” dedim. O da şöyle anlattı: “Sabah erken saatte yanımda su dolu bir kapla yola çıktım ve ashabının yanında bulunan Resûlullah’a gittim. Galibiyet Müslümanlardaydı. Fakat çok geçmeden mağlup duruma düştüler. Resûlullah’ın etrafındaki sahabeler ya dağılıyorlar veya şehit oluyorlardı. Etrafında çok az kimse kalmıştı. Resûlullah’a bir zarar gelmesinden endişe duydum, hemen yetiştim. Müşriklere karşı savaşmaya başladım. Kılıçla, okla müşrikleri Resûlullah’dan uzaklaştırıyordum. Bu arada yaralandım.” Ravi diyor ki: “Onun omzunda büyük bir yara gördüm.” Sonra İbn Kamie kıssasını zikretmiştir. Diğer bir isnad ile Umare b. Gaziyye’den, Ümm Umare radıallahu anha’nın o gün müşriklerden bir süvariyi öldürdüğünü söylediğini rivayet etmiştir. Başka bir rivayet yoluyla Ömer radıyallahu anh’den rivayet ediyor: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: “Uhud gününde sağıma soluma her bakışımda Ümmü Umare’yi mutlaka etrafımda Savaşırken görmüşümdür.”
‘’Seni daha yakından tanımak istiyorum Paul. Sıradan bir yirmi dört saati nasıl geçirdiğini detaylı olarak anlatman bize yardımcı olabilir. Mesela bu hafta içindeki günlerden birini seç ve sabah uyanmandan başlayarak anlat.’’ Danışmanlık görüşmelerinde mutlaka bu soruyu sorarım çünkü hastanın yaşamıyla ilgili çok sayıda değerli bilgi edinmemi sağlar. Uyku, rüyalar, yeme düzeni, çalışma saatleri ve en önemlisi hastanın hayatındaki insanlar hakkında çok şey öğrenirim.
Reklam
171 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.