Öncelikle yazarın anlatiş tarzı mükemmeldi.okuyucu yormadan, bunaltmadan ,sıkmadan, ne uzun nede kısa tam kıvamında olması gerektiği gibi hikayesini anlatıyor. Hikaye Fransa'daki maden ocağı, ocağın işçileri, yaşadıkları mahelle, evleri ,çektikleri çile ve en çokta açlıkları gözler önüne seriliyor,hissettiriliyor.
İnsanların caresizliklerini acaba sonu ne olacak diye merakla okumaya devam ediyorsunuz.isci birliği direnişini ama maalesef açlığın galip geldiğini işçi sınıfın burjuvaya yenildiğini görüyoruz. Bakkaldan kuru bir ekmek alabilmek için kızların, kadınların kendi bedenlerini vermek zorunda kaldığını görüyoruz.
Daha kötü ne olabilir derken maden ocağının çöküşü ve yerin dibende mahsur kalan işçilerin yaşam mücadelesini görüyorsunuz.kitap beni çok etkiledi uzattım farkındayım ama mutlaka okunması gereken bir eser.kitapla kalın hoşça kalın...