General Kazım KARABEKİR (İstanbul)
Pek muhterem arkadaşlar! .. Önce şunu arz edeyim ki, Atatürk'ü tanıyan, hürmet eden ve onunla beraber hayatını idam sehpasına koymaya karar veren bir arkadaşınızı dinleyeceksiniz. (...) ... bir öğretmen, öğrencisine soruyor: "İstiklal Sava­şı'ndan kimleri tanırsınız?" Öğrenci, önce şefimizi sayıyor, benim adımı da söyleyince,
Her marazın bir doktoru olur, ben de seferberlik illetinin doktoruyum! Geçenki seferberlikte nasıl tuttu yükünü tutan? Köylünün malını ucuza kapatıp pahalıya sataraktan tuttu! Bu avanak köylümüz, olanları unutmazsa iyi değil mi? Ulan oğlum, geçen seferberlikte bir kırmızı altına çıkmadı mıydı ekinin şiniği? İttihatçı Farmasonlar ekine el koymayınca, Cumhuriyet hükümatımız kudurdu mu? "Alsa alsa, öşür alır eski hesap" dedim, "Öşürü de eline geçebilenden alır" dedim, "Gerisini sat okkası bir kaymadan, doldur paraları bakır kazana, göm ocağın önüne, at üstüne minderi, yak çubuğunu keyfine bak!" dedim, dinletemedim! N'oldu peki? Git bak Ilgaz pazarının dükkancısı "yok" satmakta... Yok'a alıştılar ki "Irz namus, din iman" desen, ağız alışkanlığıyla "Vallah billah yok" demede dümbükler!
Sayfa 45 - İthaki Yayınları, 5. Baskı (2011), Birinci Bölüm, Ortam, 2, TabanKitabı okudu
Reklam
Belki bu iyi bir başlangıç olmayacak ama caminin yanındaki umumi lavaboların tuvalet kapılarında paragraflar ve dizeler halinde ta aşağılara inen sanatsal yazılar(!) da ne öyle. Duygu, düşünce ve izlenimler birbiri ardınca sıralanadursun dili aşamama durumu peyda olduğunda da değişik tasvirlerin işe koşulmasına ne demeli peki? Aslında bir yönüyle
Çanakkale Zaferi Üzerine
Hikmet Kıvılcımlı’nın dediği üzere, “Çanakkale Savaşı, tüm mazlum ulusların emperyalizme karşı ilk zaferidir.” Bu nedenle Türkiye yurtsever, devrimci neferleri olarak, bu büyük zaferi kazanmış bir halkın parçası olmanın kıvancını yaşıyoruz. 1914’te başlayan Çanakkale Savaşı’nı da kapsayan Birinci Dünya Savaşı, artık emperyalist-tekelci aşamaya
Snelman yeni yetişen Fin aydınlarının en güzel örneğidir. O bir avuç genç öğretmen, din adamı, avukat ve memurla birlikte halkın eğitilmesi ve eğitimin yaygınlaşması amacıyla adeta bir seferberlik ilan etmiştir. İşte bu bir avuç insan aydınlara* şöyle sesleniyorlardı: - Aydın olmak demek, modaya uygun elbise, şapka giymek ve kolalı gömlek giyinmek
Böylesi bir günlüğü bir tür Kassandra kompleksine kapılarak yani onun nasıl biteceğini bilip de hiçbir şey yapamadan okumak çok acı bir deneyim. Bu satırları yazan, o, henüz her şeyin başlangıcında çünkü. Neler yaşayacağına dair hiçbir bilgisi yok. Bense her şeyi bilmekteyim. Örneğin o, seferberlik ilânı üzerine "Harp altı ay sürmeden sona erer," şeklinde adamakıllı yanılgılı bir tahminde bulunmakta. Altı ay süreceğini tahmin ettiği harp dört yıl sürecektir oysa.
Reklam
216 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.