Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Prusya askeri geleneği ile Amerikan askeri geleneğinin karşılaştırılması:
“Bu bağlamda Prusya askeri kültürü denince akla ilk olarak şu hususlar gelmektedir: * Katı disiplin anlayışı ve itaat kültürü, * Ordu-Millet (Millet-i Müsellaha) düşüncesi, * Topyekun harp fikri, * Güçlü ve merkezi bir Genelkurmay yapısı, * Kara Kuvvetleri harekatına öncelik veren harp anlayışı, * Savaşın taktik, operatif ve stratejik
Sayfa 342Kitabı okudu
Yunan hükümeti, 25 Ağustos günü ittifaka dahil Balkan devletlerine bir nota göndererek, büyük güçlerden Avrupa Türkiyesi'nde reformlara başlanması yönünde Osmanlılara baskı yapılmasının talep edilmesini, müttefiklerin her birinin de seferberlik ilan ederek bu girişimi desteklemelerini önerir. Bu notaya yansımış olan anlayış, münhasıran toprak kazanımı amacıyla başlatılmasına karar verilmiş savaşı bir derece sivilleştirerek suçu Türkiye'nin Balkanlar'daki “kötü yönetimi”ne yüklemek suretiyle Avrupa kamuoylarını Balkan İttifakı'nın yanına çekmek taktiğinden başka bir şey değildir. Nitekim aynı notada Karadağ ile Osmanlılar arasında devam etmekte olan sınır anlaşmazlığının silahlı çatışmaya dönüşmesi halinde Karadağ'ın yanında savaşa katılınması gerekeceği de belirtilmiş, böylelikle aslında savaşı başlatmak için aranılan bahanenin nasıl bulunabileceğine de işaret edilmiştir. Gerçekten Balkan Harpleri'nin 12 Ekim 1912 günü niçin Karadağ'ın Osmanlı garnizonuna saldırmasıyla başladığının sırrı da Yunan notasında saklıdır: İlk hareket, mahallenin deli oğlanı Karadağ'dan gelirse müttefiklerin de büyük güçlere dönüp istikrarın yok olduğu Balkanlar'da barışın tesisi ve ulusal çıkarlarını korumak adına savaşa katılmak zorunda kaldıkları iddiasını öne sürebilmeleri kolaylaşmış olacaktır.
Sayfa 175
Reklam
Biraz uzun ama kesme yapmak olmazdı
Snellman yeni doğan Fin aydınlarının en güzel örneğidir. O, birkaç genç öğretmen, papaz, avukat ve memurla birlikte halk kitlesi arasında eğitim-öğretimin yaygınlaşması maksadıyla seferberlik ilan etmiştir. Bunlar diyorlardı ki: "Aydın olmak; modaya uygun elbise ve şapka giymek kolalı gömlek taşımak değildir. Aydın kesim, milletin dimağı
Sayfa 42 - Palet yayınları, Çev: Ali Haydar TanerKitabı okudu
- ÇEÇENLER VE YELTSİN Prof. Dr. Abdurrahman AVTORHAN Münih -ALMANYA Prof. Abdurrahman Avtorhan, 1908 yılında Kuzey Kafkasya'da Grozni'de doğdu. Stalin zorbalığına karşı cephe aldığından, İkinci Dünya Savaşı yıllarında binlerce Kafkasyalı gibi o da yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Savaş yıllarında Berlin'de Kuzey Kafkasya
Sovyetlerin kurduğu sistem yıkılmaya mahkumdu. İki sebeple yıkılmaya mahkumdu. İlki sebep, bireylerin kendi adına servet edinme, topluma rağmen güç biriktirme içgüdüsünü bastıramazsın. Bastırmak istersen eğer, gitgide büyüyen ve gitgide etkisizleşen bir polis düzeni kurmak zorundasın. Aksi takdirde başa çıkamazsın. İkinci sebep, ulusal seferberlik toplumda kısa süreli bir enerji patlaması yaratabilir. Fakat sürdürülemez. İnsanlar yorulur, bıkar.
Sayfa 44 - Liberus YayınlarıKitabı okudu
Hastalık artık...akut dönemde. Yardım et Rabbim
Medine'de Allah Resûlü (s.a.v) Yahudilerle nasıl mücadele etmişse biz de aynı şekilde mücadele edelim. Bunun için Müslümanların şu anda bir seferberlik ilan etmeleri gerekir... Netice itibarıyle herkes bulunduğu yerde iyi olmak için gayret gösterdiğinde biz iyileşeceğiz; biz iyileştiğimiz zaman Kudüs de iyileşecek... Çünkü Kudüs şu an hasta ama bu hastalığın sebebi biziz. Kudüs'ün gülmesi bize bağlıdır.
Reklam
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN BÜLENT ARINÇ
Hürriyet gazetesinde eski İrancı Ahmet Hakan, "Yeni başlayan lar İçin Bülent Arınç" başlığı altında kendince bir dönemin Arınç’ını anlatıyordu: "Bülent Arınç, eskiden ‘M anisalı içli bir avu kat’ idi. O kadar içliydi ki... Ancak ‘Girdiği bütün davaları kaybederek sakinleşe­ cek' bir hali vardı. Bu özelliği hâlâ devam
Merhamet
Şefik CAN anlatıyor: İlk görüşmemizde Ahmet Ağa aynı Yunus gibi çok güzel şiirler okudu, adeta kendinden geçti. Ben edebiyat hocalığı yaptığım için şaşırdım bu coşkunluk karşısında... Daha sonraki zamanlarda tek başıma onu ziyarete gitmeye başladım. Bir defasında yalnızca ikimizin bulunduğu ortamda ona: -Ahmet Ağa, sen bu hâli nasıl elde ettin, dedim. Ahmet Ağa: -Bende bir hâl yok, ben ummi bir çobanım, dedi. Kendisine: -Ama zaman zaman siz, göreve çağırıyorlar diyorsunuz, çıkıp gidiyorsunuz, sizi göremiyoruz deyince, anlatmak zorunda kaldı: "Seferberlik zamanında Gazze'de savaşıyorduk. Düşman bizi muhasara altına aldı. Bir hafta boyunca ne su ne yiyecek bulabildik. Daha sonra yardım ulaştı, kazanlar kaynamaya başladı. Yemek dağıttılar bize. Bir ekmeğin içine tahin koymuşlardı. Ben, ekmeği ısırdım, bir lokma ağzıma aldım. O sırada karşımda, bir deri bir kemik kalmış bir köpek gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Biraz ekmek bölüp ona attım. Yanımdakiler: "Ahmet delilik etme, ye yemeğini diyorlardı. Ancak benim gönlüm bu hâle elvermedi. Bir lokma kendim yedim, bir lokma köpeğe verdim. Gece uykuya dalınca Peygamber Efendimiz (s.a.v.) teşrif ettiler, sırtımı sıvazlayıp "Ahmet! Evladım, ben seni sevdim." buyurdular. Daha sonra uyandığımda Peygamber Efendimiz (sav)e karşı büyük bir aşk başladı içimde. O günden beri bu haldeyim."
Sayfa 122Kitabı okudu
İçimizde Kudüs sevdası olsun. Sevda olsun ki o sevda bizi harekete geçirsin. Harekete geçelim ki her alanda üretelim. Kimselere bağımlı kalmayalım. Bu işin yolu budur. Medine'de Allah Resûlü ﷺ Yahudilerle nasıl mücadele etmişse biz de aynı şekilde mücadele edelim. Bunun için Müslümanların şu anda bir seferberlik ilan etmeleri gerekir. Çünkü eğer böyle bir seferberlik ilan edip tüm alanlarda ümmetin yüzünü ak edecek şeyleri üretemezsek "-ilimde, filmde, sanatta, edebiyatta, ticarette, İktisatta, aklınıza gelebilecek bütün alanlarda-" bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettiremeyiz ve galibiyet sağlayamayız. Bize her yolu gösteren Allah Resûlü ﷺ galibiyet yolunu da gösteriyor. O yolu kendimize menhec/ usûl edinmeli ve bugünün şartlarına uygun bir şekilde küfür, nifak ve cehalet cepheleriyle mücadele etmeliyiz. Mücadeleyi Efendimiz ﷺ gibi verdiğimiz zaman Allah'ın izniyle biz kazanacağız. Netice itibarıyla herkes bulunduğu yerde iyi olmak için gayret gösterdiğinde biz iyileşeceğiz; biz iyileştiğimiz zaman Kudüs de iyileşecek.Çünkü Kudüs şu an hasta ama bu hastalığın sebebi biziz. Kudüs'ün gülmesi bize bağlıdır.
Duvarlara se­ferberlik ilanları yapıştırıldığında kim bilir kaç kişi buna direnecektir. Kitle duyarlılığının ve kitle isteri nöbetleri­nin olduğu bir çağda yaşıyoruz, savaş durumunda onla­rın nasıl bir güce dönüşeceğini kestirmek güç.
Sayfa 249Kitabı okudu
Reklam
Biz iyileşirsek Kudüs de iyileşecek.
Sevda olsun ki o Sevda bizi harekete geçirsin. Harekete geçelim ki her alanda üretelim. Kimselere bağımlı kalmayalım. Bu işin yolu budur. Medine’de Allah Resûlü (s.a.v.) Yahudilerle nasıl mücadele etmişse biz de aynı şekilde mücadele edelim. Bunun için Müslümanların şu anda bir seferberlik ilan etmeleri gerekir. Çünkü eğer böyle bir seferberlik ilan edip tüm alanlarda ümmetin yüzünü ak edecek şeyleri üretmezsek -ilimde, filmde, sanatta, edebiyatta, ticarette, iktisatta, aklınıza gelebilecek bütün alanlarda- bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettiremeyiz ve galibiyet sağlayamayız. Biz her yolu gösteren Allah Resûlü (s.a.v.) galibiyet yolunu da gösteriyor. O yolu kendimize menhec/ usûl edinmeli ve bugünün şartlarına uygun bir şekilde küfür, nifak ve cehalet cepheleriyle mücadele etmeliyiz. Mücadeleyi Efendimiz (s.a.v.) gibi verdiğimiz zaman Allah’ın izniyle biz kazanacağız. Netice itibariyle herkes bulunduğu yerde iyi olmak için gayret gösterdiğinde biz iyileşeceğiz; biz iyileştiğimiz zaman Kudüs de iyileşecek… Çünkü Kudüs şu an hasta ama bu hastalığın sebebi biziz. Kudüs’ün gülmesi bize bağlıdır.
Sayfa 202Kitabı okudu
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.