Deneyim acılı bir dönüşüm sürecidir. Bir acı çekme ya da katlanma anı içerir. Bu açıdan bir durum değişikliğine yol açmayan yaşantıdan farklıdır. Yaşantı dönüştürmek yerine eğlendirir. Yalnızca acı radikal bir değişikliğe neden olur. Palyatif toplumda aynının devamını görürüz. Her şeyi dener ama bir deneyim edinmeyiz, her şeyi fark eder ama bilgiye ulaşmayız. Enformasyonlar ne deneyime ne bilgiye götürür. Dönüşümün olumsuzluğundan yoksundurlar.
Sayfa 50 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Bir çocuğun acı çektiğini görmek, hem de öz çocuğunun acı çektiğini görmek ama yardım edememek ne kadar tatsız bir durum!
Sayfa 81 - Can Yayınları 37.BasımKitabı okudu
Reklam
Ben, ben bütün bunları niye yaptım hala bilmiyorum. Niye kendimi böyle bir yalnızlığa mahkum ettim? Niye hayatımı boş hayaller için yok ettim? Bilmiyorum. Üstelik sonunda elime geçen ne biliyor musun? Koskoca bir hiç. İşin en acıklı yanı da şu: Bir daha dünyaya gelsem gene aynı yollardan yürüyeceğimi biliyorum. Demek ki yaşanan onca hayal kırıklığı, sürgünler, fişlenme, sorgular bana bir şey öğretememiş. Tuhaf bir durum. Acı çekmeye gönüllü olmak. Ruhunu bu işten alamamak. Bu bana hem keder verdi hem mutluluk. Hepimiz hayallerimizin kurbanıyız. Benim adım niye Nazım, senin adın Piraye, abinin Mehmet… Niye?
Evliya Çelebi eleştirisi...
“Türkler, ‘seyahat edebiyatı’ olan insanlar değil. Evliya Çelebi’nin çocukları bunlar. Ama o Evliya Çelebi’nin ne halefi var, ne selefi.. Çok acı. O kadar muhteşem bir Seyahatname yazan adamın ne evveli var, ne aharı var. Çok tatsız bir durum, değil mi?...”
Sayfa 275Kitabı okudu
Öyle biri var mı?
Acı ile göz göze bile gelmemiş bir insanın acıdan bahsetmesi ne kadar acınası bir durum değil mi?
Tatsız kelimesi yetersiz kalır...
Bir çocuğun acı çektiğini görmek, hem de öz çocuğunun acı çektiğini görmek ama yardım edememek ne kadar tatsız bir durum!
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.