.
Ne istersin hayattan. Peki ya Allahtan ne istersin.
... kardeşleri sırtından vurmuştu Yusuf’u.
Bir kuyuya düşmüş karanlıkta kalmıştı Yusuf.
Lakin alemlerin Rabbi olan Allah onu Kuyuda da yalnız bırakmadı..
Rabbini anarak aydınlatmıştı karanlık kuyuyu.
Rabbim sen en iyisini bilirsin demişti, sana teslimim demişti Yusuf peygamber.
Nasıl ve nereden başlasam bilemiyorum. En iyisi önce
Nazan Bekiroğlu'nun Mor tanımıyla başlayayım:
"En açığıyla en koyusu arasında mor, fazla açık fazla kapalı. Fazla modern fazla muhafazakâr. Renkler içinde bağımsız ülke, mor. Renkler içinde tutsak ülke, yine mor." ¹
"Mor hayat. Mor ölüm. Mor hayal. Mor gerçek. Mor masumiyet. Mor
KUŞKESEN’E DAİR
Kuşkesen, Yücel Öztürk’ün Ötüken’den (İstanbul-2021) çıkan, yedi hikaye, doksan altı sayfadan oluşan son hikaye kitabı. Kitap ismini ikinci hikayeden alıyor. “Kuşkesen” ismi kuşları kesen yani öldüren anlamını çağrıştırıyor ilk okunduğunda fakat öyle değil. Kuşkesen, tahtadan kuşlar yapmak demek. “Neden kağıttan değil, kumaştan
"İnsan" denen varlığın; oluşu, ebedîlikten "ebedî olma" arzusu neticesinde fani dünyaya inip yeryüzünde sonlu olma serüveni... Sonsuzluktan sonluya göçüşün hikâyesi. Âdem'le Havva'nın bir anlık yanılgısıyla başladı, Kabil'in Habil'e galip gelmesindeki mağlubiyetiyle devam etti...
Bu kitapta yaradılışın
Ne desem az kalır..
Resmen kitaba hayran oldum,çiz çiz bıkmadım.
Sindire sindire okumak istediğim için de bitirmem uzun sürdü.
Kitap M.S. 300 yılın Roma İmparatorluğu, İmparator Diocletianus döneminde geçiyor.Bir pagan (çok Tanrılı) olan İmparator, Hristiyan (tek Tanrı ve Hz.İsa'ya inanlar) olanlara öyle bir zulüm uyguluyor ki Yedi Uyurlar,
Ne kadar acıdır ki savaş;şöyle bir döner ardına bakarsın odunu, ocağını bırakıp gideceksiniz ama ne var ki dersin keşke böyle güzel olmasaydı evim....
İstemezsin bırakıp gitmek ama yoktur çaresi bu yokluğun, savaş meydanı çaresizliklerle doludur.
Tütecektir buram buram burnunda memleketin....Zordu muhacirlik vatanını, evini bırakmış gelmiş ataları
Merakla okumayi beklediğim şu nâdide eseri yarilamis bulunmaktayım.Yine çize karalaya, sindire sindire okudum.
@nazannbekiroglu kelimeleri yine inceee innce işlemiş. Daha evvelki kitaplarına gore biraz agir gibi geldi bana. Ama konusunu sevdim. #kehribargeçidi
Kur'an'da da bahsi geçen Yedi uyurlar kissasi Ashabı keyf uykusu. ZAMANDA
Nazan Bekiroğlu.. Gönlümdeki yeri bambaşkadır. Bazen düşünüyorum da kitaplarıyla ufkum bu denli gelişiyorsa kelimelere farklı bir derinlik kazandırıyorsam birde KATÜ de okuyup öğrencisi olsaydım o çeşmeden kana kana su içseydim.. Ahhh ne güzel olurdu.. Ne güzel bir yolculuk olurdu onun kelimelerine tutunmak.. Payımıza düşen İlmek ilmek işlediği
Bazı kitapları vardır.Alırsınız,kitaplığınıza koyar tekrar tekrar okumak istersiniz.Ne bir sahafta takas edebilirsiniz ne de hediye edebilirsiniz.Ne güzel anlatmış,nasıl da özetlemiş der durursunuz.Kendine has cümleleri,ağızda şekercik bir tat bırakan anlatımlar,ne kadar da haklı dedirten tesbitler...
Ne demiş Nazan hanım;
Ey Ademoğlu,
Ne baştan aşağı cennetsin ne de baştan aşağı cehennem.Düşünücek ve kafa yoracak bir cümle olduğu kanaatindeyim.Ayrı bir yeri vardır bu kitabın bende.