Nasıl ve nereden başlasam bilemiyorum. En iyisi önce
Nazan Bekiroğlu'nun Mor tanımıyla başlayayım:
"En açığıyla en koyusu arasında mor, fazla açık fazla kapalı. Fazla modern fazla muhafazakâr. Renkler içinde bağımsız ülke, mor. Renkler içinde tutsak ülke, yine mor." ¹
"Mor hayat. Mor ölüm. Mor hayal. Mor gerçek. Mor masumiyet. Mor cesaret. Mor halk. Mor aristokrat." ²
Neden
Nazan Bekiroğlu? Bu tanımla birlikte cevabını almış oluyoruz aslında. Çünkü zıtlığı barındırıyor içinde. Ki bunu denemelerinde de açıkça ve sıkça görüyoruz zaten.
Örneğin "Sayısız Harf" denemesinde susmanın erdeminden ve yüceliğinden bahsederken, hemen bir sonraki denemesi olan "Gene de Sen Söyle" denemesinde sözün güzelliğine ve söylemenin gerekliliğine işaret ediyor. En ilginç ve güzel yanı da, her iki yazısıyla da sizi ikna edebiliyor oluşu. Aynı çelişki "Hiç Emniyette Değilim" ve hemen onu izleyen "Fevkalâde Emniyetteyim" denemelerinde de mevcut. Bir de "Yazı ve Ölüm, Yine" denemesi var ki; ölmemek için yazıya koşanlar, yazıda ölüyorlar. Yazarak ölüyorlar. Üstelik ölmemek için ölüyorlar. Ne muhteşem çelişki ama!
Her deneme, ya farklı iklimlere götürüyor sizi, ya da farklı yaşamlara tanık ettiriyor. Birde farklı iklimlere götürürken farklı yaşamlara tanık ettirdikleri var ki, gerçekten okunmaya değer hepsi.
Tüm bunların yanı sıra ve en güzel yanlarından bir diğeri ise,
Nazan Bekiroğlu'nun neredeyse her denemesinde bir yazar veya kitaba atıfta bulunması ki, bu bir yandan yazarın hangi kitapları okuduğuna ışık tutarken, diğer yandan da okuyucuya bir tavsiye niteliği taşıyor. En azından benim için öyle olduğunu söyleyebilirim. Buradan referansla hatırı sayılır bir okuma listesi yapılacağından hiç kuşkunuz olmasın.
Mor Mürekkep'te geçen kitaplara değilse de yazarlara şöyle bir değinelim;
William Shakespeare .
Bu yazarların dışında daha birçok farklı yazarın alıntılarına da ayrıca yer veriyor
Nazan Bekiroğlu, tabi yine o kendine has edebi üslubuyla.
Denemelerinin birinde Victor Hugo'ya Notre Dame'ın Kamburu'nu yazdıran ilhamı okurken; bir diğerinde Dostoyevski'nin Omsk'taki tutukluluk hatıralarına şahit oluyoruz; bir başka denemesinde ise "Bir Gün Hamlet Bir Gün Ophelia" olup; kitap veya tiyatro karamanlarına dönüşenleri, onlara dönüşmek pahasına kendi hayatlarından feragat edenleri paylarken buluyoruz 1000kitap.com/yazar/i556'nu;
ileriki denemelerinden bir diğerindeyse "Puşkin Üzerine Hafif Bir Yazı" karşılıyor okuyucuyu ve daha neler neler.
Yani oldukça doyurucu bir kitap
Mor Mürekkep.
Kitapla kalın her dem.
_________________
¹ s. 118
² s. 119
Mor MürekkepNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,842 okunma
··
562 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.