Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ahmet Şerif İzgören'in yaşadığı ve İngiliz profesörlerden haftalarca öğrenemediğim şeyi bir taksiciden 5 daikada öğrendim diye tarif ettiği bir hayat dersi... "Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'da
Roald Dahl’ın Çikolata Fabrikası Türkiye’de 1989 yılında basılmış, lakin kitap Amerika’da 1964 yılında satışa çıkıyor. 1964 yılında yazarın televizyon ve kitaplar üzerine söyledikleri. Bu zamanda, bilgisayar ve telefonu ’da bu metnin içine ekleyebiliriz… Yazar çikolata Fabrikası kitabında şöyle der: (…) Aman derim, çocukları asla şımartmayın.
Reklam
Neden korkuyorsunuz yahu? Ne diye saldınız kendinizi? Kimin umurundasınız beyefendi? Bu kadar korkmaya ne hakkınız var? Kimsiniz siz? Nesiniz? Bir sıfırsınız siz beyefendi, yusyuvarlak bir sıfır! Nedir istediğiniz, amacınız nedir? Sokakta köylü kadının birine araba çarpsa ortalığı velveleye veriyorsunuz! Sarhoşun teki cebine sahip olamıyor, sizin etekleriniz tutuşuyor. Birinin evi yanıyor, sizin başınız alev alıyor, öyle mi? Öyle mi, beyefendi? Öyle mi, babacığım? Öyle mi?
Sayfa 383 - Bay Proharçin
160 syf.
3/10 puan verdi
Yazarın okuduğum ilk kitabı ve muhtemelen son.Aklıma şu öykü geldi kitabı okurken ( aklımda kalan haliyle anlatıyorum ) :'' Bir yerde dere yatağı taşmış ve sular sürekli yükselmeye başlamış. Herkes evini terk ederken biri gitmemiş. Siz gidin Allah beni korur,ben gelmiyorum, demiş. Ancak sular yükselmeye devam etmiş . Adam evinin ikinci katına
Üç Mesele
Üç Meseleİsmet Özel · Tiyo Yayınları · 20132,672 okunma
Salah Birsel
... Fitzgerald'ın olsun, Proust'un olsun bir nice bin bir yazarın bencil kişiler olduğunu gösterir. Evet ama bir yazar bencil değilse, bencil olamıyorsa ne yaratabilir? Buraya bir de Fietzgerald'ın meşhur yazısını sıkıştırmakta fayda var. - İnsan yüreğini satmalı. Ben de bunu yaptım. Ah benim suratı asık öfkeye binmiş koçlarım! Kime neyi anlatmalı ? Bütün sanatçılar bunu yapıyor. Yüreklerini, gözlerini,kulaklarını, ellerini, ayaklarını satıyor. Sizse yaşamında bir şeyler dağıtmaya, kara bağırlarında bir şeyi bölüştürmeye çalışan sanatçıların kaba etine sunturlu bir tekme indirmek çin köşelerde bekliyorsunuz. Ne bileyim, belki sizin de hakkınız var. O kadar pusarık, o kadar gıldır guldur, o kadar ölümü çok günler yaşıyoruz ki kimseler edebiyata kulak asmıyor. Kulak kesilen küçük bir azınlık ise şiirde şiirden başka, romanda romandan başka, deneme de denemeden baika bir şey arıyor.
Delilik Üzerine
“Ben deli değilim, benden başka herkes deli olduğu için beni deli zannediyorlar. İnsanın kendi olabileceği tek yer akıl hastanesidir sanırdım, yanılmışım. Delirmeye bile hakkınız yok burada. Tımarhane delirme hakkının kutsandığı mabed değil midir? Değilmiş! İnsan tımarhanede bile delirme hakkını elde edemiyorsa ölsün daha iyi. Ben size ve
Reklam
Beyaz Mantolu Adam
Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi. Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filân hepsi tamamdı. Özellikle avlusu: dilenenler için en önemli yer. Bir kenarda duruyordu. Hiçbir hüner göstermediği için ya da acındırıcı bir garipliği olmadığı için
Sayfa 13 - Sinan Yayınları 1973 - İletişim Yayınları Bütün Eserleri 4 İstanbul 1987 2.BaskıKitabı okuyacak
Almanya'dan bir sigara kutusu getirdim: kapağını açınca Beethoven'in Dokuzuncu Senfonisi çalıyor sonuna kadar. Evet, âletle öğünmek, diyor Turgut buna. Bir vidasını bile siz yapmadınız, bu kadar gururlanmaya ne hakkınız var? diye tepiniyor.
Sayfa 338 - İletişim YayıncılıkKitabı okudu
261 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabın adını ben koysaydım; Life of Πggy* (piggy* = domuzcuk) Πggy’nin yaşamı; Çünkü? Hikayenin büyük bir bölümü domuzcuğun etrafında gelişiyor. Şeytani olayların tam ortasında korumasız kalmamak için mücadele eden bir çocuğun… O saf oğlana, domuzcuk sıfatını yakıştıramadığımdan olsa gerek “şişmancık” demeyi tercih ediyorum. Domuzcuk demek
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,2bin okunma
Mobbing Bank - Gezi isyanı
Cumhuriyet tarihinin en büyük halk isyanı sırasında hiçbir taşkınlık yapmadığı hâlde 9 insanımızı polise talimat vererek niye öldürdünüz? Buna ne hakkınız var? Reyhanlı, Soma ve Ermenek'te sayısızca inşaatlardaki iş cinayetlerinin sorumluları kimdir? Hesap sordunuz mu? Neden iş güvenliği yok bu ülkede? İşten çıkarmak bu kadar kolay ve haksız yere yapılabiliyorken bir banka neden bundan korkmuyor ve yaptıklarının hesabı sorulamıyor, kapısına kilit neden vurulamıyor, sorumlular neden kanun karşısına çıkarılmıyor? Hatta ilgili kurumlar tarafından neden korunuyor? Sabah gazetesinde "Bankaların Kredi Oyunu" haber yapıldı peki bunun hesabını neden sormadınız? Bu ondan daha büyük skandal değil mi? Hani faiz lobisi diye bunları şikâyet diyordunuz? Neden gereğini yapmaya gelince yapmadınız? Buna engel nedir? Yoksa siz bunların bunları yapması için mi çalışıyorsunuz? Biz Türkler sorgularız. Bakın sokağa çıkmıyorum, olay çıkarmıyorum, işte bulamıyorum, köle miyim ben? O zaman hesap soruyorum.
Sayfa 240 - İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlk yapılacak şeyi yapmazsanız, gerektiği gibi davranmazsanız, gelip sizi kurtaracaklarını ummaya ne hakkınız var?
Konuştuğunuz herkesin kıymetini bilin. Ha gerçek hayatta ha burada. Hiç fark etmez çünkü şu cam parçasının arkasında da sizinle konuşan bir insan var ve o insana ya da size 1-2 saniye sonra bile ne olacağı hiç belli değil. Birini mi seviyorsunuz? Sevin. En doğal hakkınız ama onu sevdiğinizi iliklerine kadar hissettirin. Belki bundan pişman olacaksınız ama en azından keşkeniz olmayacak. Nefret mi ediyorsunuz? Edin ama içinizden edin, onu incitmeyin. Hayat kısa ve sevdiklerimizle geçirdiğimiz her salisenin kıymetini bilmeliyiz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.