Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hunt bunun ne anlama geldiğini sormaya cesaret edeme­ den önce, aslanının kuyruğu -Sirinks’inkinin daha büyük bir versiyonuyduyerde sallandı. Arkasındaki kapılar hayalet bir rüzgârla açıldı, açıkça çıkması isteniyordu. Ama Kâhin buhar­ ların içine gizlice girmeden önce, “Kendine bir iyilik yap Orion Athalar ve Bryce Quinlan’dan uzak dur” dedi.
Bu reaksiyon bazılarına göre, Mustafa Kemal Paşa'ya karşı uyanmakta olan güvensizlikten ileri geliyordu. Çünkü yapılan propaganda sonunda Mustafa Kemal Paşa, bazı kişilerce, şahsi fikir ve duygularına mağlup ve diktatörlüğe hevesli bir insan olarak görülmeye başlanmıştı. Yine onlara göre bunun en açık delili, Mustafa Kemal Paşa'nın her yazıya kendi imzasını koyması idi. Bu hâl çok tenkit ediliyor, onun, "Heyet-i Temsiliye ve Kongre mukarrerâtını daima imzasız, sadece Heyet-i Temsiliye diye" tebliğ etmesi isteniyordu. "Mustafa Kemal Paşa, padişahı indirip yerine geçmek için fesat çeviriyor" dedikodusu her tarafa yayılmıştı. Dahiliye nazırına çektiği telgraf ise, aleyhinde yapılmakta olan olumsuz propagandanın şiddetlenmesi için bir fırsat telakki olunmuştu. "Bugün Dahiliye nazırına öyle telgraf çekerse, şunu bunu imhaya kalkarsa, yarın kuvvet eline geçerse ne yapmaz" diye söylentiler ortaya çıkmıştı.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
1919 yılı Mayısı'nın 19. günü Samsun'a çıktım (Sayfa 1)
Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Mesele, bunun da paylaşımını sağlamaya çalışmaktan ibaretti. ... Neyin ve kimin dokunulmazlığı için " kimden " ne gibi yardım sağlanmak isteniyordu? Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız " bağımsız yeni bir Türk Devleti " kurmak! İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamasına başladığımız karar, bu karar olmuştur. Bu kararın dayandığı en güçlü mantık: Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu temel ilke ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. ... O halde, ya bağımsızlık ya ölüm! (Sayfa 9)
Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ne gibi yardım sağlanmak isteniyordu?
12 Mart 1971: Ordu Yönetime El Koyuyor 1971 yılıyla birlikte anarşi hızlanır. 1970 sonlarında Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Mahir Çayan ve arkadaşları Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) adlı yasa dışı bir örgüt kurarlar. Örgüt mensupları, 11 Ocak 1971'de İş Bankası'nın Ankara'daki Emek şubesini soyar. Atsız müdahale
Margrete’nin oturma odasında ne bir mucize ne de bir gizem vardı, sadece pazar uyuşukluğu. Bütün mobilyalar yeni, her şey yeni ve moderndi ama yine de solgun, renksizdi, masadaki çiçekler havasızlıktan solmak üzereydi, boğucu atmosferden ben sararıp solmuştum, odaların kapıları dünyaya kapalıydı, dışarıdaki her şeye kapalı, tıpkı ben büyürken olduğu gibi, sanki evin dört duvarı dışında önemli bir şey yokmuş gibiydi, gökyüzü yoktu da seri üretim bir ufuk vardı, ne uçurum ne savaş, sadece terbiyeni takınman isteniyordu burada, sanki hayatta tek derdin miş gibi yapmak ve yakınından geçtiğin kuralların hepsine anında uymaktan ibaretmiş gibi.Margrete’nin oturma odasını gördüm, boğazım daraldı.
Sayfa 139 - SirenKitabı okudu
Reklam
İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Durmuş Yalçın tarafından gönderilen ve saat 04.30'da şifre memuru tarafından çözülen yazıda, Alevilerin oturduğu mahallede bulunan Alaaddin Camii'ne bomba atılacağı, cuma namazı sırasında halkın galeyana getirileceği belirtiliyor ve gerekli önlemlerin alınması isteniyordu. Olaylar tıpkı bu yazıda belirtildiği gibi meydana geldi. Olayların meydana geleceği önceden bilinmesine rağmen önlem alınmamıştı.
Sayfa 57 - SaygıKitabı okudu
Sovyet Birliği ve Yahudiler
1946 ve 1947 de "köksüz kozmopolitler" tabiri Yahudilerle eş anlamlı olarak kullanılmaya başlandı. Bu ifadeyle, Yahudi asıllı Sovyet vatandaşlarının Batılı Yahudilerle kültürel bağları olduğu, dolayısıyla tam anlamıyla Sovyetler Birliği'ne bağlı olamayacakları vurgulanmak isteniyordu.
Sayfa 322 - Ayrıntı Yayınları 2.Basım / Aralık 2018Kitabı okudu
İlk otomobilin hikayesi
Endüstrinin çekirdeğinin bile bulunmadığı Genç Cumhuriyette, Cer Atölyesi'ni önemli görevler beklemekteydi. Adı her ne kadar Cer Atölyesi olsa da, aslında bir fabrika gibi çalışıyordu. Haziran 1961'de Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendisleri, Ankara'da bir toplantıya çağrıldı. Toplantıda Ulaştırma
Sayfa 50 - Business DergisiKitabı okudu
306 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.