Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atsız'ın polemik üslubunu göstermek üzere son olarak "Zâde' Değil, 'Oğul"" yazısından bazı örnekler verelim. Tercüman gazetesinde Kemâl Ayaldı'nın, Atsız'ın Aşıkpaşaoğlu Tarihi adlı eserinde "oğlu" kelimesini kullanmasını amiyane bir tarzda eleştirmesine karşılık Atsız gerekli ilmî cevabı verirken
anıtkabirin yapılacağı yerin seçilme sürecinde yaşananlara dair..
Anıtkabir inşaatı 1943'te başladı ve 10 yıl sürdü. Ankara caddelerinde gerçekleştirilen ve bir önceki bölümde ayrıntılı bir şekilde anlatılan törenin ardından Anıtkabir 10 Kasım 1953'te resmi olarak açıldı. Ancak, herhangi bir inşaatın başlayabilmesi için önce müsait bir yere ve uygun bir tasarıma ihtiyaç vardı. Anıtkabir için yer
Reklam
Ve Şiir Şiir Atsız için vazgeçilmez ögelerdendir; çünkü şiir, yazının askercesidir. Ruh Adam'da Atsız böyle söylüyor: "Yazının askercesi olan mısralar” (1972: 244). Bozkurtların Ölümü bir savaş romanıdır ve bir savaş romanında "yazının askercesi" bulunmadan olmaz. Romandaki şiirlerin sayısı bir haylidir. Tural, "... altmış
Romanın Türü-Nasıl Bir Roman? Bozkurtların Ölümü evet, bir tarihî romandır; fakat herhangi bir tarihî roman olarak değerlendirilemez. O, bir destandır; bir destanın roman hâline getirilmiş biçimidir. Tarihî roman kavramı, Bozkurtların Ölümü'nü anlatmaya yetmez. Roman kahramanları 621 ile 639 yılları arasında yaşamış gibi görünürler ama
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
...Ceyb-i Hümâyûn muhiti, benim oynadığım, günlerimi geçirdiğim yer olmuştu. Cuma selâmlığında, hemen sefirlerin toplandığı sedire koşardım. Sultan Hamid'in Arap, Arnavut muhafızlarının yeşilli kırmızılı üniformalarını, maiyet alayının sırmalı kıyafetlerini seyrederdim. Marşın havasına uyarak yürüyüşlerini, mızıkadaki muhteşem üniformaların mütemadi ve ahenkli bir renk ve hareket senfonisine hayran olurdum. Sultan Hamid'in kayınbiraderi Ahmed Şevket Bey, padişah camiden çıkar çıkmaz beni kaldırır omzunun üstüne oturtur, bana oradan alayı seyrettirirdi.Karşısında Plevne Kahramanı Osman Paşa, kendisi şahane burnu, iki tarafa bakıp geçen acayip gözleriyle bu muhteşem merasime hâkim olan şahsın, Türklerin son imparatoru olduğunu tabiî idrak edemezdik. Yıllar geçtikten sonra bu yıldızı sönük, harap bir vaziyette bulduğum saray'ın kapısı önünden geçerken, kapının önünde gözüme -belki beni çocukken görmüş olan ihtiyar ve gözleri yarı kör- kapıcı ilişti. Dünyada kim bilir ne kadar böyle şahane ihtişam ve merasim sahnesi olan başka saraylar da vardı. Onlar dahi kudret mefhumunu yanlış anladıkları müddetçe şekil ve isimleri ne olursa olsun, çöküp gitmeye mahkûmdur.Maziden ders almayanların akibeti budur...
Reklam
“Ancak ağaçlar için sadece maddi sebeplerden ötürü endişelenmemeliyiz, onları aynı zamanda bize sundukları küçük bilmeceler ve mucizeler için de önemsemeliyiz. Ağaçların kanopi örtüsünün altında günlük dramlar ve etkileyici aşk hikayeleri yaşanmaktadır. Doğanın ayakta kalan son parçası, yaşanacak maceralar ve keşfedilecek sırlarla birlikte kapımızın hemen önündedir. Kim bilir, belki bir gün ağaçların dili nihayet çözülecek ve bizlere daha fazla muhteşem hikaye için hammadde vereceklerdir. O zamana kadar, bir dahaki sefere ormanda yürüyüş yaptığınızda, hayal gücünüze tam kontrol verin; ne de olsa çoğu durumda, hayal ettiğiniz şey, gerçeklikten o kadar da uzak değildir!”
Algoritmanın bu konuda yararı dokunabilir. Herkes önceden izleyip gerçekten beğendiği filmleri söyler ve algoritma devasa istatiksel veritabanını baz alarak grup için en uygun filmi bulabilir. Maalesef insanların kendileri hakkındaki beyanları, bilindiği üzere, gerçek tercihlerini anlamak için son derece güvenilmez bir ölçüt olduğundan, böylesine üstünkörü bir algoritma kolayca yanlış yönlendirilebilir. Sık sık bir sürü insanın bir filmi şaheser diye övdüğünü duyar, kendimizi filmi izlemeye mecbur hisseder ve yarısında uyuyakalsak da kültürsüz görünmek istemediğimizden herkese ne kadar muhteşem olduğunu söyleriz.
Vücudu hemen tepki verdi. Teni ateş gibi yanıyor, gözlerine inanamıyordu. Emin olmak için zinciri çıka- rıp kapıyı açtı ve Clay'in kapıda duran muhteşem gö- rüntüsünü beynine kazıdı. Clay kravatını gevşetmiş, gömleğinin yaka düğmesini açıyordu. Julia, onun boynuna sarılmak, dudaklarına yapış- mak ve onu gördüğüne ne kadar sevindiğini
Sayfa 275
999 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.