Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaralasar
"-Altuğ? -Bana öyle seslenme! -Herkes sana böyle hitap etmiyor mu? -Evet -O zaman sorun ne? -Sen herkes değilsin."
Dışardan Gelen Sesler Sizcede Böyle Değil mi?
İnsanlar mutluymuş gibi yapan insanları gerçekten Mutlu sanıyorlar. Ama mesele mutlu olmak ya da olmamak değil aslında. Çok mutlu olmanı da istemezler, Üzgün olmanı da istemezler. Ucu onlara dokunacak diye korkarlar besbelli. İnsanlara kalırsa senin yaşamın da yaşamak değildir. Duygularını bile yönlendirmeye çalışırlar. Üzgün duruyorsundur, gül
Sayfa 9 - Ahmet TaşKitabı okudu
Reklam
Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar çok nefret ediyorum, biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan birçok şeyler istedikleri için. Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil. Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hulasa kadınlara öyle bir muamele edişleri var ki… Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Herhangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kafidir. Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı birer av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek, istenilen şeyleri vermek. Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey vermeyiz. Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz?
Alışma bana ne yapacağım belli olmaz! Bugün varım yarın birden yok olurum. Dokunma bana, kapanmamış yaralarla doluyum. Canımı acıtma, bir yara da sen açma! Sevme beni, yoğun duygularımda kaybolursun tutuşursun. İsteme beni, yasaklarla boğuşursun, engellerle doluyum. Çözmeye çalışma sakın, seninle karışır iyice kördüğüm olurum... Anlama beni, ben kendimi bilirim, ben böyle mutluyum... Aşkı yaşatmamı isteme asla, ben aşka yıllardır inanmıyorum... Güveniyorsan kendine, inandır aşkın varlığına... Sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki! Vazgeçemezsin tutkun olurum. Yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni. Tüm tutkularım ve gücümün arkasında Hâlâ minik bir çoçuğum. Büyütemezsen kaybolurum...
Sayfa 90 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Ee ne olacak peki böyle..
~ ❝ Öyle bir kalabalığın içine düştük ki, sanki insan bataklığına saplanmış gibi içinden çıkıp kurtulmak olasılığı yok. ❞ ~
Sayfa 39 - Nesin YayıneviKitabı okudu
-Bugün ne kadar garipsin! -Ben mi? Öyle mi dersin? Garip değilim, ama kötüyüm. Böyle olurum bazen. Canım hep ağlamak ister. Çok aptalca bir şey, ama geçer.
Reklam
O hazin hali
Kalabalık sahiden beni sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinim yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil... İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile... Sadece bir yanlızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oldu ki etrafımda en ufak bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum... Fakat sonra birden bire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tassavur edemezsiniz
Biliyor musun Sebastian, bazen Tanrıyı hiç anlamıyorum. - Tanrı mı efendim? Hangi Tanrı? - O ne demek öyle Sebastian? Kaç tane Tanrı var ki? - Bilmiyorum efendim. Sizce kaç tane var? - Elbette bir tane var Sebastian. O da bildiğimiz Tanrı. Hani şu adaleti sağlayan. - Adalet mi efendim? Hangi adalet? - Yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.