“Ne varsa eskilerde var, eski toprak onlar!” diye andıklarımız, bugünün teknolojik imkânlarına sahip değillerdi ancak binlerce yıldır aktarılan tecrübeleri ve irfanı muhafaza edebilmişlerdi. Peki her şeyini teknolojiye emanet(!) eden bizler, uhdemizdeki emanetler olan ruhumuzu, bedenimizi, dinimizi, evladü iyalimizi, işimizi, tabiatı, hayvanları ne kadar koruyup kollayabiliyor, ne derece riayet edebiliyoruz acaba?