Ah Sarah J. Maas!
Sen bu işi biliyorsun kadın!
Ah Bryce Quinlan!
Sen muhteşem bir kadınsın!
Her zaman en iyi karakterlerim arasında yer alacak muhteşem bir kadın karakter ve birçok türü birden içinde bulunduran başlarda çok karışık gelen ama sonrasında oturan harika bir evren ile geldim bugün size.
Hilal Şehir!
Feylerden meleklere, kurtlardan vampirlere, perilerden iblislere kadar aklınıza gelebilecek hemen her tür var Hilal Şehir'de. Eh bu kadar farklı tür bir arada olur da ortam kaossuz olur mu? Tabikisi hayır!
Yarı fey olan Bryce ile düşmüş meleğimiz Hunt Athalar'ın yolu da böyle bir kaos sonucu kesişiyor. Bryce'ın en yakın arkadaşı bir cinayete kurban gidiyor ve sonrasında ona benzer bir dizi cinayet daha oluyor. Düşmüş bir melek olan Hunt'un görevi, cezası bitene kadar düşmanlara ölüm getirmek. Bu ikilinin aynı amaç için ortak olmasından sonra olaylar daha farklı bir hâl alıyor. Onlar cinayeti çözmeye çalışırken olayların arka planında ne olduğunu ciddi anlamda deli gibi merak ettim. Kim yaptı neden yaptı nasıl yaptı derken asla açık vermedi kitap. Ta ki o son 250 sayfaya kadar. Orada olaylar öyle bir koptu ki tutabilene aşk olsun diyor ve zaten Sarah'ın işi de bu değil mi? Kadın son sayfalarda insanı her zaman delirme noktasına getiriyor diyerek kendimi teselli ediyorum.
Ah Hunt!
Benim düşmüş meleğim.
Seviyorum seni adamım!
Bu işlerin ötesinde bir de Ruhn Danaan diye bir gerçek var ki kendisine de ayrıca düşüldü efendim. Canım fey prensim benim!
Ailem dediği dostları için göze aldığı her şey için bir kez daha sen canım cesur kızım Bryce.
Bu muhteşem evren ile mutlaka tanışın arkadaşlar!
