Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

nehir kale

"İnsan beynindeki küçük, gri hücreleri çalıştırmazsa hepsi paslanır."
Sayfa 14 - Hercule Poirot
Reklam
Elbette, kimin küçük günahları yoktur? Herkes günahkâr, hatta siz bile günahkârsınız, canım!
Sayfa 100Kitabı okudu
Suat kendine de Süreyya'ya seslendiği sesle, ona baktığı gözle, onu sevdiği aşkla sevse, baksa, söyleseydi ya Rabbi... Bu fikri derinleştirip saatlerce düşündükçe harap oldu kaldı.
Sayfa 144Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ona bakarak bu gözlerin, bu dudakların böyle kirli ihanetlerin kadını olmadığını düşünmek, Suat'ın bütün o kadar zamandır hayran olduğu melekliğini düşünmek istiyor, "Nasıl olur, başkaları için peki fakat onun için mümkün değil..." demeye uğraşıyordu.
Yine de beni umutsuz sanma, çok umutluyum. Çok şikâyet ediyoruz ama benim zamanımda gençliğin bu kadar potansiyeli yoktu. İşte kolejli bir sürü çocuk vardı; İngilizce öğrenmiş, okulu bitirir bitirmez Amerika'ya kaçmış. Şimdi mesela Rusça ve Farsça öğrenenler bile var. Renk renk gençler yetişiyor. Bunlardan yararlanacağız. Bu gençler öne çıkınca, her yer de birbirine benzemekten çıkacak. Daha dolu dolu bir ülke olacağız. Umudum budur.
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
Eğitim faciasından kurtulmak için, çocuklarınızı yurt dışına göndermeniz de kâr etmez; neticeyi değiştirmez. Size ancak hayal kırıklığı yaşatır. Çocukların harcanıp gitmesinin ötesine böyle geçemezsiniz. Ama kendiniz bilinçli olarak yetiştirdiğiniz insanları dışarı yollarsanız hiç şüphesiz ki kazanırsınız. Türkiye Cumhuriyeti senelerden beri eski toplumların ilahlara insan kurban etmesi gibi, hekimlerini mühendislerini yetiştirip yetiştirip dışarılara yolluyor. Yolluyor da ne oluyor? Nerede büyük hukuk profesörleri? İki Nobel'den başkası nerede? Bunlar bize bir şey göstermiyor mu? Anlamamız lazım. Kültüre, köklü bir kültüre yatırım yapmamız gerektiğini idrak etmeliyiz.
İyi bir sistem kurabilirseniz, bir ağacın ömür süresi içinde nesilleri de değiştirebilirsiniz; önümüzdeki nesilleri de kurtarabilirsiniz.
Ne yaparsan yap; sana layık değilsem bile, İzin ver peşinden gelmeme. Senin aşkında, Köpeğin gibi sevilmekten daha aşağı bir yer var mıdır acaba? Ama benim için, yüce bir sevgidir bu da.
Katı yürekli mıknatıs, kendine çekiyorsun beni! Ama çektiğin demir değil, çünkü çeliktendir yüreğim. Sen çekim gücünü bırakırsan, Benim de kalmaz peşinden gelme gücüm.
Yeni ve farklı ilişkiler kurmaya çalışın. Özellikle okulun dışında; emek isteyen, girişkenlik gerektiren ilişkiler kurduğunuzda, ummadığınız farklı dünyalara girersiniz. Görgünüz artar, bilginiz genişler, bakışınız derinleşir.
Reklam
Vatanı herkes kurtarmak istiyordu ama ancak Gazi gibi fevkalade atılımcı bir ruha ve dehaya sahip biri bunu başarabildi. Doğru hesap yapmak, kitleleri bu yönde etkilemek, hepsi farklı düşünen grupları bir araya getirip bir hedef etrafında örgütlemek kolay değildir. Atatürk bunu başardı.
Yüzünüz ifadesiz kalmasın.
Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır. İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir. İfadeniz bomboşsa da hiçbir şey yaşamadığınız fark edilir.
-Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkıyoruz. Serbest gezip dolaşmalarına ve eğlenmelerine mani oluyoruz. Ve bir taraftan da kendimizi onlara güldürüyoruz. Çünkü bazı kurnaz kadınlar var "Bu ne budala şeymiş, dur bununla biraz eğlenelim" diyerek bizi maymun gibi oynatırlar. Seyir yerlerinden evlerinin kapısına dek arabanın arkasından toz duman içinde götürürler. Ahlak ve adetlerimizi bilmeyen biri, bir kimseyi bu halde görse elbette "delirmiş" diyecek.
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Ne ki ciddi bir konuyu gülünç kılmak bir o kadar aymazlık iken, öte taraftan gerçekten gülünç olana gülünç olmayan bir kılıf uydurmak da büyük bir beceri gerektiriyor.
"Kendi dehasını parlatacak olan hatibin fitratında vardır yalanla uğraşmak."
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.