"Mehmed Âkif Bey, Safahat'ın altıncı kitabı "Asım"ın bir yerinde, medreselerin artık büyük âlimler yetiştiremediğinden şikâyet eder: Medresen var mı senin? Bence o çoktan yürüdü. Hadi göster bakayım şimdi de İbnü'r-Rüşdü? İbni Sinâ niye yok? Nerde Gazali görelim? Hani Seyyid gibi, Râzî gibi üç beş âlim?" (...) Akif Bey, günün ilimleri ile Kur'ân'ı hakkıyla anlayacak, "usûl" ilmiyle ondan hüküm çıkaracak bir âlimi, kendi zamanında bilmediğini söylemektedir:* Koca ilmiyyeyi aktar da, bul üç tâne fakîh: Zevk-i fıkhîsı bütün, fikri açık, rûhu nezîh? Sayısız hâdise var ortada tatbîk edecek; Hani bir tâne "usûl" âlimi, yâhû, bir tek?
Sayfa 155 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
Aman vermez karanlıklar içindesin "Hangi perdeyi aralasan gece Hangi kapıyı çalsan sessizlik" Gel de inancını kaybetme Tanrı'ya Deli divane olma gel de Nereye baksan o zifiri karanlık Bir meşale gibi yanar yüreğinde Taştan bir kalabalık bütün insanlar Gel de yüceliğine inanma kaderin Durup durup ağlama gel de Hani delicesine sevdiklerin Hani o dostlar sevgililer nerde Nerde çocukluk yılları, gençlik hayalleri Gel de çekinmeden bak aynalara Boşa giden ömrüne yanma gel de
Sayfa 468 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ağla açılırsın derlerdi Ağlardık ha babam ağlardık Hani açılmak nerde?
Hani bazen durur gibi olur ya dünya Çiçekler kurutmuşuzdur bir gün birlikte Bir defterde: Öyle bir şeydir işte kadınlar Kim bilir ne zaman, nerde, birden, Yaşamışızdır bir sesi, yanımıza bıraktıkları.
Hani o delicesine sevdiklerin Hani o dostlar, sevgililer nerde Nerde o çocukluk yılları, gençlik hayalleri
Sayfa 468 - Everest Yayınları, 17.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Gittikçe unuttum o kadar insan sevdim de; Çekik gözlü, kıvırcık sıçlı, düz beyaz yüzlü o kadar Diyorum elleri nerde? Benimkisi bu bu... Hani o büyücek sevgiler? Şimdi de yok mu? Yok denecek bir şey ama var var...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.