"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
“Dünya dediğimiz bu geçici yuvayı, derin bir hüzne kapılmadan seyretmek acaba mümkün mü? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Saf bir imanın pek güzel cevap verdiği bu suale akıl ve bilim cevap veremiyordu.”
Ünlü fizikçi Stephen W. Hawking'i tanımayan neredeyse yok. Sandalyeye bağlı, fiziksel engelli olduğu halde büyük başarılarıyla örnek olmuş biri.
Yıllar önce motor nöron hastalığı teşhisi koyulmuş ve iki buçuk yıl sonra öleceği söylenmiş anca kırk beş yıl yaşayan adamdır Hawking. Ve bunu belirtirken şöyle der "Hadi ikiyi anladım da buçuk
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
"Allah'tan geldik, Allah'a gideceğiz!"
Nereden geldik, nereye gideceğimizi veya nasıl yaratıldığımızı biliyorum. O yüzden de bu kitabı zihnimi yorarak okumama gerek olmadığını düşündüm. Okudukça zihnime ne kadar gereksiz, faydası olmayan bilgileri kazıdığımı gördüm.
Araştırmayın demiyorum ama belli bir olguya takılı kalıp
Böyle bir kitaba nasıl yorum yapılır, nereden başlanır ki? Günlerdir okuduklarımı sindirmeye, kafamda bir yerlere oturtmaya çalışıyorum olmuyor. Aklımın almadığı şeyler var. Çok küçükken babasının tacizine uğrayan bir kız çocuğunun psikolojisini anlamaya çalışmak mesela. Hiç kolay değil. Ya da 5 yaşındayken kendi düğününde uyuyakaldığı için
"Öyle ya inancımızın bile özetini öğrettiler bize. Allah var de geç. Biz neyiz, nereden geldik, nereye gidiyoruz, ne için buradayız hiçbir şeyden haberimiz yok.
İnsanlar, Allah için değil de ölemedikleri için yaşıyorlar sanki.."
youtu.be/h0UTh4jpxjY
"Aramızda yaşanacak, yarım kalan bir şeyler var;
Gitme dur, daha şimdiden deliler gibi özledim.."
Düşündüm. Kitabı okurken ortalarından itibaren düşünmeye başladım. Belki de ilk defa bir incelemeye nasıl başlasam diye bu kadar uzun süre düşündüm. 4-5 kez Notlarım kısmına bir şeyler yazıp sildim. Düşünmeyi
KIŞKIRITICI, AKIL KARIŞTIRICI, DÜŞÜNDÜRÜCÜ, SOLUKSUZ BİR ROMAN
Dan Brown okurları, Dan Brown’ın yeni bir kitabını okumadan önce hemen hemen ana hatlarıyla hatta ara hatlarıyla da dahil olmak üzere ne okuyacaklarını, kurgunun kısmi olarak da kollarını bilirler. Robert Langdon bir kurumdan veya bir kişiden bir davet alır, cinayet ile olaylar
"İnsanoğlu o kadar güçsüz, zayıf ve muhtaçtır ki hayatını rica ile devam ettirir. Raci demek insan demektir."
Peki ya, kim ola bu Raci? Neyi amaçlar, ne ister?
"Bugünkü Raci, o nazik usta Raci midir? Yoksa insanlığın yüz binlerce ahmaklarından biri midir? Ne arıyorsun? İstediğin nedir? [...] Bu geçici hayatla ne buldun ki onun