Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?
Sayfa 196Kitabı okudu
Kim bir bardak soğuk su içerse beni hatırlasın. Hz. Hüseyin Kerbela, yeniden var olmak için atılmış ölümüne bir adımdır, ölümüne bin adımdır. Âşık olmanın adıdır ölüme en Yüce'nin hatırına. En Yüce'nin hatırına ölümle kıyılmış nikâhtır bu, Hüseyni bir nikâh. "Kerbela, bir feryattır. İkiyüzlülüğe, kaypaklığa ve arkadan vurma alçaklığına karşı bir feryat... Yüzüstü debelenen bir feryat değil, izzetle yükselen bir feryat…" Bizim imanımızın kısır kalmasının en asli sebebi, İslam'ı, Hz. Muhammed'i, Ali'nin yolunu ve Hüseyin'in direnişini tanımamamızdır. Onlara karşı bir "aşkımız" var ama "şuurumuz" yok. "Muhabbet" var ama "marifet" yok. Kerbela, yetmiş iki yiğidin ağlamasıdır. Sanmayın ağlayışları ölüm içindi. Kerbela, yetmiş iki yiğidin feryadıdır kulaklarda çınlayan. Sanmayın korkudur feryadın sebebi, feryat hak uğrunda ölmenin gür sesidir, inanan kalplerde. Feryat, mazluma umut, zalime korku salmanın çığlığıdır sindirilmiş duygularda. Hüseyin'in kesip koparılan bir kolu çakallar yesin diye Irak çöllerine atılmıştır. Başsız bedeni Fırat nehrinin suları altındadır. Bir gözü çıkarılmış kafası Suriye Şam'da bilinmedik bir yere gömülmüştür. Peki ya Hüseyin'in ruhu nerededir? Nerededir Hüseyin? Gecenin gelinciği kan içinde. Geleceğin umudu bir çığlığa hapsedilmiş. Sıyrıl ey sırrın sesi! Ses ver sessizliğimize. Neredesin ey Hüseyin?
Reklam
Kırılma noktasında durdum Lacivert yalnızlığımın Sapanla vurduğum kuş Tüy tüy düşerken yere Avaz avaz bağırdım gecelere ''Annem neredesin?''
Lews Therin yıkık koridora bakıp kaşlarını çattı. "Ilyena konuğunu karşılamak için burada olmalıydı," diye mırıldandı dalgın dalgın, sonra sesini yükseltti. "Ilyena, neredesin?" Zemin sarsıldı ; altın şaçlı kadının bedeni, seslenişine yanıt verir gibi kaydı. Adamın gözleri onu görmedi.
"Kızlarınızı iyi yetiştirin. Kendi kendilerine yetmeyi öğretin. Namuslu olmanın yürekten geçtiğini öğretin. Evden çıkar çıkmaz ilk köşede eteğinin boyunu kısaltmasına gerek olmadığını öğretin. İstediğini giymeyi öğretin. İnsanın ahlakının sadece kendi beyninde olduğunu öğretin. Kıskanılmanın sevilmeyle aynı olmadığını öğretin. Kıskanılmanın güzel, saygısızlığın kötü olduğunu öğretin. Beni çok kıskanır, dışarı çıkarmaz, şunu bunu giydirmez diyen adamla gurur duymamayı bunun aslında kendine hakaret olduğunu öğretin. Arayıp neredesin; kiminlesin vs. diyen adama seni tanımadan önce nasıl davranacağımı bilmiyor muydum haddini bil demeyi öğretin. Eşlerini aldatan erkeklerin yanındaki ikinci kadın olmamayı öğretin. Erkeklerle sadece arkadaş olunabileceğini çünkü onların da sadece insan olduklarını öğretin. Oğullarınızı iyi yetiştirin. Karşı cinse saygı duymayı öğretin. Gece yarısı evine dönen kadının “aranmadığını” öğretin. Bir kadının omzuna arkadaş olarak da sarılabileceğini öğretin. Dokunmaktan korkmamasını öğretin. Sevmenin değer verme olduğunu öğretin. Sahip çıkmayla sahibi olmanın farklı olduğunu öğretin. Bulunmaz Hint kumaşı olmadıklarını; olsalar bile burun silinen mendillerinde kumaştan yapıldığını; hiç kimseyi küçük görmemeyi öğretin. Ama bunları önce kendi içinizdeki çocuğa öğretin."
Derin hıçkırıklar göğüsünden yukarı yükselirken omuzları sarsılıyordu.Tanrım? Neredesin? Neden oluyor bunlar? Buna nasıl dayanacağım?
Sayfa 245
Reklam
''İnsanlar, genellikle her zaman beraber oldukları varlıkların değerini yeterince bilmezler.''
''Annesiz büyüyen çocuklar, bir tarafı yıkılmış ev gibidir.''
''Babalarını kaybeden çocuklar, damı-çatısı çökmüş evlere benzerler. kaç yaşında olursa olsun, babasını kaybeden insan, evini barkını kaybedenlerin ruh haliyle garip bir yetimlik duygusu yaşar. yaş küçük olduğu ölçüde, yetimlik süreci büyüyeceği için bu duygu da o ölçüde yoğunlaşır. ''
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.