(Şubat Ayı Öykü Etkinliği)
Taş çatlasın otuz beş yaşındayımdır. Camekandan öyle gözüküyor. Erken yıpranmış bir genç veya kendine iyi bakmış bir orta yaşlı olma ihtimalim de var. Yakışıklı değilim. İnsanın kendisine çirkin demesi öyle kolay değil de işte karanlığım biraz çirkinim. Bir şiirdendi sanki bu. Şiir falan hatırlıyorum.
Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyin geldi sırası
Kürdü, Türkü ne Çerkezi
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Gün geçmiyor ki 21. yüzyılın aydın Türkiyesinde bir rezillikle daha karşılaşmayalım!
Başta konya olmak üzere birçok ilde kuran eğitimi yapan yani kuran ögreten ablalarımız tek tek gözaltına alınmış.
Her çagda olduğu gibi firavunlaşmış sistemlerin en çok cekindiği kişiler müslüman olan ve müslümanlığını yaşamaya çalışan kişilerdir. Onlar elleriyle ve ağızlarıyla kuranın nurunu söndürmek istiyorlar ama bilmezler ki onların güçleri keler'in üflemesi gibidir! Ne söndürebilirler nede tamamen yok edebilirler.
Masum ablalarımızın tek suçları hakkı hak olarak yüceltmeleri batılı zelil olarak yermeleridir.
Seni asla yalnız bırakmayacaklar. Evine çekilsen ve üzerine kapını kapatsan dahi pencerenden hakkın ışığı girdiği sürece sen ortadan kaldırılması gereken bir tehditsin.
-Seyyid Kutup.
“İyfaa, ne geçti üstümüzden ööle be adaj!”
“Annamadım be aganın, pancar motoru gibi ses oldu, üstümüz kararıverdi bi’ anda, sonra da yok oldu.”
“İlerdeki gündendi tarlelerine doğru gitti gelba, bakalım mı gidip?”
“Yapüsün kendini üj bej yaşında kızan gibi bea, ama madem merak edüüsün, ade gidip bakalım.”
Rotamı hareket komutanlarından
Bugün dünyaca ünlü halk ozanımız Aşık Veysel'in ölüm yıldönümüdür. Kendisini rahmetle anarken; hayatı ve eserleri hakkında bilgi vermek istedim. Aşık Veysel, dizelerinde sevgiyi kardeşliği, doğayı, ölümü, eşsiz bir üslupla betimlemiştir.
Aşık Veysel 1894 yılında Sivas’ın hiç bilinmeyen, dünyadan kopuk bir köyünde doğmuştur. Bu yıllarda bütün
__
sessizlik öğreniliyor. Sessizliğim belli oluyor. Bir şey donup kalıyor yüzümüzde....; bu güne dek kimseyi sevmemiş olmaktan ve artık sevememekten korkuyor. Sessizliğin oyunu....................................„ burası neresi.........................
__
Her şeyin yerini bildiğim evde kendimi bulamıyorum aynalar bana beni göstermiyor neredeyim ben burası neresi bilmiyorum bir sayaç koymuşlar önüme ve gün geçtikçe zamanım azalıyor yerim daralıyor kendimi aradığım anları da kaybediyorum yavaşça umuda bırakıyorum kendimi sonra bir bakmışım o da kaybolmuş neye elimi atsam güzel desem kaybolurken yerini bildiğim eşyalar önemsizleşiyor öyle işte
Sinem*