Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ahahhah :)))
Annen derse ki: Oğlum / kızım / yavrum bak! Neriman'ın çocuğu takdir aldı, aferin aldı, şunu aldı, bunu aldı... Hiiiçç ters cevap verme, kırma onları, üzme anneni. Usulca dön annene ve de ki: "Anne, sen sürekli beni Neriman ablanın çocuklarıyla karşılaştırıyorsun ya! Hep onun çocuğunu bana üstün tutuyorsun ya! Kendi aklınca beni motive etmeye çalışıyorsun ya... Allah'tan dilerim ki, babam da seni Neriman ablanın kendisiyle karşılaştırsın." Bunu de ve kaç... Durma orada. Durursan terlik, ayakkabı, envai çeşit cismi kafana yersin.
Artık Neriman nereden gelip nereye gittiğini anlıyordu, çünkü iki zıt iştiyakın remizlerini gözleriyle görüyor ve mukayeseler yapabiliyordu. Şinasi Neriman’ın gözünde, aileyi, mahalleyi, eskiyi, şarklıyı temsil ediyordu; Macit yeninin, garbın ve bunlarla beraber meçhul ve cazip sergüzeştlerin mümessili ve namzediydi.
Sayfa 57 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
Neriman bu seslerde annesinin ölümünü, babasının ihtiyarlığını, muhitinin sefaletini hatırlatan, bütün hayatında gördüğü ve duyduğu matemlerin hepsini, istikbalin sakladığı elemlerin hepsini sezdiren, gayet derin ve ruhun en muhkem, en mücehhez taraflarına bile bir anda giren keskin, bayıltıcı bir keder duyuyordu ve bu sesler bitip tükenmiyordu, bir uzaklaşıp kayboldukça, köşe başında yükselen bir yenisi, ötekini takip ediyordu ve ağır, hazin bir ses kervanı halinde, arkası kesilmeden, sıra sıra geçiyorlardı.
Sayfa 40 - ÖtükenKitabı okudu
Baloya gitmek için ona babası da, Şinasi de izin vermişlerdi, artık o buna muktedirdi, artık balo, menedilen bir günahın cazibesini tamamıyla kaybetmişti. Şinasi: "Olamaz!" deseydi, Neriman bugün büsbütün başka türlü hissedebilirdi. Bunu tamamıyla anladı, "Ah... Benim zıddıma gitmemeli..."
Şinasi'den pek hoşlanmadığı için, ikidir, onu evindeki toplantıya çağırmamıştı. O vakte kadar buna pek ehemmiyet vermeyen Şinasi, ilk defa olarak alındı. Zaaf anlarında, insanın can sıkıcı bir vakıayı tahsis edemeyerek umumileştirmesi ve bir felaketi aynı seri içindeki bütün menfi ihtimallere teşmil ederek hepsini hakikat gibi görmesi yüzünden Şinasi de, Neriman'ın arkadaşı tarafından davet edilememesinin hususi sebeplerini araştıramıyor, bütün Darülelhan kızlarının kendisinden hoşlanmadığını zannetmeye kadar varıyordu. Cigarasını yaktı ve kibriti çakarken aşağı kayan kemençesini koltuğuna sıkıştırmak için, itiyat haline gelmiş hareketini yaparak yürümeye devam etti
Sayfa 10 - ÖtükenKitabı okuyor
Şinasi Neriman'ın gözünde, aileyi, mahalleyi, eskiyi, şarklıyı temsil ediyordu; Macit yeninin, garbın ve bunlarla beraber meçhul ve cazip sergüzeştlerin mümessili ve namzediydi.
Reklam
Neriman düşündü ve bir anda şarklıların kedileri ve garplıların köpekleri niçin bu kadar sevdiğini anladı. Hıristiyan evlerinde köpek ve Müslüman evlerinde kedi bolluğu şundandı: Şarklılar kediye, garplılar köpeğe benziyorlar! Kedi yer, içer, yatar, uyur, doğurur; hayatı hep minder üstünde ve rüya içinde geçer; gözleri bazı uyanıkken bile rüya görüyormuş gibidir; lâpacı, tenbel ve hayalperest mahlûk, çalışmayı hiç sevmez. Köpek diri, çevik, atılgandır. İşe yarar; birçok işlere yarar. Uyurken bile uyanıktır. En küçük sesleri bile duyar, sıçrar, bağırır.
Bu doğu ile batı arasında insanımızın nasıl da eksik düşündüğünü örnekleyen bir anlatımdır.Kitabı okudu
Yiğitcan(2007 - 2017)/ Bir çocuğu koruyamıyorsak biz kimiz?
Kadınların gördüğü şiddet bu düzeyde yaşanmaya devam ettikçe, çocuklara da uzanıyor. Türkiye'de kadınların boşanamıyor oluşu, kadın cinayetleriyle ve çocuk istismarının en uç biçimleriyle, çocuk cinayetleriyle iç içe geçebiliyor. Neriman'ın on yaşındaki dünya güzeli oğlu Yiğitcan, annesi ondan boşanmasın diye babası tarafından öldürüldü. Oglunu bıçaklayarak öldüren baba, öldürdüğü çocuğun annesini arayarak "Gel, cesedi al" dedi. Neriman, ayrılmaya çalıştığı erkeğin tehditleri ve daha önce de Yiğitcan'ı doğalgaz ile zehirlemeye çalışması nedeniyle polise de başvurdu ancak "Hiçbir baba oğlunu öldürmez" cevabı aldı.
Neriman düşündü ve bir anda şarklıların kedileri ve garplıların köpekleri ne için bu kadar sevdiğini anladı. Hıristiyan evlerinde köpek ve Müslüman evlerinde kedi bolluğu şundandı: Şarklılar kediye, garplılar köpeğe benziyorlar! Kedi yer, içer, yatar, uyur, doğurur; hayatı hep minder üstünde ve rüya içinde geçer; gözleri bazı uyanıkken bile rüya görüyormuş gibidir; lapacı, tembel ve hayalperest mahluk, çalışmayı sevmez. Köpek diri, çevik, atılgandır. İşe yarar; birçok işlere yarar. Uyurken bile uyanıktır. En küçük sesleri bile duyar, sıçrar, bağırır.
Sayfa 46 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Neriman düşündü ve bir anda şarklıların kedileri ve garplıların köpekleri niçin bu kadar sevdiğini anladı.Hıristiyan evlerinde köpek ve Müslüman evlerinde kedi bolluğu şundandı: Şarklılar kediye, garplılar köpeğe benziyorlar! Kedi yer,içer,yatar,uyur,doğurur; hayatı hep minder üstünde ve rüya içinde geçer; gözleri bazı uyanıkken bile rüya görüyormuş gibidir; lapacı,tembel ve hayalperest mahluk,çalışmayı hiç sevmez. Köpek diri,çevik, atılgandır. İşe yarar; birçok işlere yarar. Uyurken bile uyanıktır. En küçük sesleri bile duyar,sıçrar,bağırır. Şark ve garbı temsil eden bu iki remiz, Neriman'ın zihninde iki zıt alemi o kadar müşahhas bir hale getirdi ki epey zamandan beri kendi kendine halletmeye çalıştığı muammaların birçok anahtarlarını bulur gibi oluyordu; büyük bir kültürü olmayan Neriman, ancak bu basit remizlerin zıddıyetleri arasında mukayeseler yaparak kendine göre bazı fikirlere daha sahip olmaya başlamıştı.
Sayfa 46 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
Neriman kendinde bir boşluk hissetmeye başladı. Niçin yaşadığını kendi kendine sordu.
Sayfa 107Kitabı okudu
Neriman, bir daha, eski günlerin samimiyetini aradı. Bunu bulmak için her şeyi feda etmek istedi.
... o halde onu anlamıyordu, o halde her şeyi kabul eden tam bir aşkla sevmiyordu. Neriman'ı bu kırdı.
Neriman ertesi gün geç uyandı ve yatağın içinde saatlerce kaldı. Evin her günkü hayatına başlamak cesaretini kendinde bulamıyordu. Geceye ait hatıralar da onu serbest bırakmıyor, yatağın içinde saatler geçtiğini hissettirmeden onu oyalıyor, yaşanırken ehemmiyet verilmeyen birçok hatıraların küçük teferruatı üstünde onu düşündürüyordu.
—Seni anlıyorum Neriman.Aynı kişiyi hem sevmek hem de ona çok kızmak kolay bir iş değil.Hele bu kişi bir de baba olursa?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.