Sen
"Promete'nin çığlıklarını
Kaba kıyım tütün gibi piposuna dolduran adam"
Sen benim mavi gözlü arkadaşım
Kabil değil unutmam seni.
26 Eylül 1943
Seni yapayalnız bırakıp hapishanede
bir üçüncü mevki kompartimanda pupa yelken koşacağım memlekete.
Ve tren
bir güvercin gibi çırpınarak istasyona girecek, gözü yaşlı bir genç kadına
Günlerin demini alamadığı zamanlar vardır.
Güneş doğar gece karanlık perdesini çekmeyi unutur şehrin üstünden.
"günaydınlar", bir başka güne ertelenir.
İnsanların neşeli sesleri akşama kadar dolduramazlar caddeleri.
Böyle günler uygun değildir aslında başlamaya, ama başlarız,
Bugün yine 2017'de yaklaşık iki ay kaldığım yer olan Gebze'deyim. 2017'de Gebze Pelitliköy'de Asya Çikolata firmasında tercüman ve proje yönetmeni olarak çalıştığım zaman Gebze Center'in tam karşısında Turkuaz Otel'de kalıyordum. Bugün tekrar Turkuaz Otel karşıma çıkınca içeri girip anılarımı tazelemek istedim. Biraz tuhaf değil mi? Sebepsizce
*Hiç değişiklik olmadan sürüp giden hayat bir anda darmadağın oluverir; gençlik barikada fırlamış, renkli bayrağını zaferlerle dalgalandırmağa başlamıştır. Önünde onu bekleyen ister ölüm, ister yepyeni bir hayat olsun, hepsini içten, coşkun selâmla karşılar.
Sevgi okur arkadaşım https://1000kitap.com/ZeynepK08 ile okuma listemizde yokken 'hadi okuyalım'
Kırılan bir kalbin eskisi kadar atmadığını babamdan filan değil kendimden öğrendim. Ne zaman çarpıntım başlasa mutluyum derdim hep kendi kendime.Eskiler hatırlanınca acılar yeni oluyor galiba. Neyse....Pek beceremeyenlerdenim yaşamayı. Ama öyle pes edenlerden değil. Bir şeyler olsun diye çok şey yaptım, hiçbir şey olmadı. Aslında çok şey oldum.
Seni bekliyordum.
Uzun geceler, uzun günler boyunca,
Neşeli baharlar,
Doygun yazlar,
Yorgun sonbaharlar,
Kavruk kışlar boyunca,
Uzun, çok uzun yıllar boyunca.
Hoş geldin.
Pazar günleri, hayatın intikam günleri.
Neşeli başlasın ve öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler.
“Bazen böyle günler olur işte. Hiçbir sebebi olmadığı halde yorulduğun günler..aslında her şeyin düzgün ilerlediği ama işleri kolayca yoluna koyamadığın günler.. Böyle günlerde fazla hassas olursun. Böyle günlerde ne kadar 'neşelen' sözünü duysan da bu seni harekete geçirmez. Ben bu günlerde sadece kafamı dinlemek isterim ve yüküm ne kadar ağır
zamanı biliyorum ama hayattan hiçbir şey anlamıyorum, hüzünlü saatler neşeli dakikaların yerini alıyor,
bir kovanın içindeki arılar gibi içimde birbirine karışıyor...
Zamanı biliyorum ama hayattan hiçbir şey anlamıyorum, hüzünlü saatler neşeli dakikaların yerini alıyor, bir kovanın içindeki arılar gibi içimde birbirine karışıyor…