Çok sık düş kurduğum halde yine de o boşlukların içine düşmekten kurtulamıyordum. Sanki uzatsam elimi dokunacakmışım gibi bir tabakayla çevrelenmiş olurdum. Bu sadece bana mı oluyordu yoksa tüm insanlar mı aynı şeyleri yaşıyordu? Bunu anlamak çok zordu. Nesneler, sahip oldukları bütün ağırlıklarıyla ruhumun içine çöküyordu.
Modern insan bir anlamda mesajların mutlaka dolanması gibi bir saplantısı olan, zihinsel özürlü bir hastalık hastası, sibernetik tutkunu bir varlık olarak nitelendirilebilir.
Buick 8 gece mavisidir. Ama sevgili okurlar ona dikkat edin çünkü kendisi bebek yüzlü bir katildir. Pennsylvania polis teşkilatındaki Ekip D'ye aittir. Aslında en çok Memur Curtis ve Ennis bu arabanın bir parçası olmuştur. Liseye gittiğim yıllarda kafamın içini allak bullak eden ve King meraklılarının acaba ''Christine'' tarzı bir roman ile mi karşı karşıyayız sorusunu duyar gibiyim. Hem evet ama çoğu yönden de hayır bu sorunun cevabı. Hayatın her köşesinde aramıza birden dahil olmuş bir yabancı bir Buick hep var ve olacak. Ve bana katılır mısınız bilmiyorum ama hepimiz bisikletten tutun da motosiklete kadar ve arabalarımıza dek bu çılgınlığın bir parçasıyız. Materyale çok değer verip onu bizler de canlandırmıyor muyuz? Ben her şeyin bir ruhu olduğuna inanırım. Buna kalbi atmayan tüm nesneler de dahil. Sevgili kitap dostları bu kitap size durağan ve sıkıcı gelebilir. O yüzden Stephen King'i ilk kez okuyacak arkadaşlara önermiyorum, Buick 8 ile başlamayın.
Ve sadece dışımızdaki nesneler de değil; kendi ruh hallerimiz bile, özgün yaşantı boyutlarıyla, şahsi ve mahrem olan taraflarıyla, bizden gizlenirler. Sevgi veya nefret duyduğumuzda, neşeli veya hüzünlü hissettiğimizde, bunları sadece ve sadece bize ait kılan sayısız küçük kaçak ayrıntılar ve bin türlü derin yankılanışla bilincimize ulaştıran sahiden duygunun kendisi midir? Öyle olsa hepimiz romancı, şair, müzisyen olur çıkardık. Oysa çoğu zaman, ruh hallerimizi sadece dışa yansıdıklarında idrak ediyoruz. Hislerimizin sadece gayrişahsi boyutunu, dilin ilk ve tek kalemde tespit edebildiği boyutunu kavrıyoruz çünkü benzer koşullarda, herkes için, aşağı yukarı aynı olan bu boyuttur.