Sonuçta ben de deli olabilirim, ama deli miyim bilmiyorum, çünkü delilik bilinçdışıdır ve başka herkes deliyse deli olup olmadığımı bilmek için elimde hiçbir nirengi noktası yoktur.
DİPÇE:
Halihazırdaki durumlar karşısında çözümsüzlük , yetkinsizlik hissidir çaresizlik.
Kitabın ismi daha öyküyle buluşmadan bazı maddeler sıralatıyor insana, sonra zihnimiz hızlı bir tasnife geçiyor: büyüklü küçüklü çaresizliklerimiz... ya da farkına varmadan talihsizlik,zamansızlık, olanaksızlık olarak adlandırdıklarımız.
Belki bu öykü
Mükrimin Halil Yinanç Hoca
merhum, "Bana Mekke'de Hz Ali'nin evini gösterin, bütün şehri bulurum" demiş. Benimkide o hesap. Şehirlerin nirengi noktasını bulduğum an öbürü arkadan geliyordu. Tarih ise zaten içimde doluydu.
Fransa'da sürgünlüğü sırasında Asturias, ülkesindeki diktatör Estrada Cabrera'yı yeren bu romanını kaleme alır. Bundan sonra ise bu roman, Latin Amerika ülkelerinde ve Avrupa'da büyük ilgi görür. Fransa'da ödül de alır. Asturias, bir röportajında romanı hakkında şunları söylemiştir: "Benim tehlikeli kitaplar yazdığım söyleniyor. Onu bilmem.
Beni bu bunalımdan kim kurtaracak?
Vakit gece yarısını geçti. Pencerem açık. Uzaklardan hüzün dolu bir şarkı sesi geliyor.
İçimde tanımlanamaz bir daralma var. Bir el kalbimi sıkıyor sanki.
Ruhum kabına sığmıyor bu gece. Oda, ev, şehir, dünya, evren dar geliyor bana.
Bir yolculuk etmek, buralardan, kendimden, her şeyden uzaklaşmak, bir yerlere
Rasim Özdenören’in kent ilişkileri adlı bu kitabı çeşitli denemelerden oluşmaktadır. 48 tane denemenin oluşturduğu bu kitap yazarın kentle ilgili görüşlerini samimi bir dille anlattığı ve kanıtlamak için özel bir çabaya girmediği edebi metinlerden oluşmaktadır. Yazar kitabın ön sözünde bu kitabı yazma amacının hiçbir zaman sosyolojik ve ekonomik
Bir tür iskambil kağıdıyım ben, eski bilinmedik bir resim, kaybedilmiş bir oyunun biricik izi. Hiçbir anlamım yok, değerimi bilmiyorum, kendimi bulabilmem için nirengi noktalarım ya da kendimi tanımama yardım edebilecek bir işlevim yok. Kendimi öyle çok anlattım ki, sonunda varlığım tükendi, mürekkep niyetine ruhumu kullandım ben de, hem zaten başka bir işe yaramıyor. Gözyaşsız yaşlara benzeyen bir şey donup kalmış gözlerimi yakıyor, var olmamış bir sıkıntıya benzeyen bir şey kupkuru boğazıma oturuyor.