Kulağımda ezgiler,
Gözümde puslu görüntüler,
Dimağımda hikayeler,
Yüreğimde titreyişlerle
bitti kitap.
Yaşar Kemaldir bu,bütün duyularınıza hitap
eder...
Ağrı Dağı karşımda tüm kişiliğiyle yükselirken kendimi zor tutuyorum: Tepesine tırmanabilsem... Yaylarına çıkıp ak kuşu, renkli küçük çiçekleri görebilsem... Bahar da yaklaşıyor, acaba hala
Neredeyse 1000 yıl önce yazılmış bir kitabı bitirdim.
Güvercin Gerdanlığı beni şaşırtan bir kitap oldu. Sevgiye, aşka, dostluğa dair bir başyapıt.
‘Güvercin Gerdanlığı’ ismi bakın nereden geliyormuş:
Tufanın bitişiyle Hz Nuh’un gemisi Cudi Dağı’na yaklaştığında, Nuh aleyhisselâm suyun seviyesini öğrensin diye önce kargayı göndermiş. Fakat karga leşleri
“Zaten biz acı çeken ölümlüler ayaklarımızı
mutluluğun üzerine hiç tamamen basamadık.
Her seferinde acı bir keder neşemizi kaçırır.”
-Rodoslu Apollonios
1. Giriş:
Bu yazı direkt olarak bir inceleme yazısı değildir. Antik Çağ’ın önemli yapıtlarından Argonautika hakkında bir akademik makale çalışmasıdır. Ve elbette yalnızca kitap hakkında
Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh’un Gemisi vardır. İnananlar ona
sığınırlar ve onu felâketlerin yatıştığı veya erişemediği, trajik çizgilerin durgunlaştığı bir yere ulaştırabilirse, kurtuluş
yeniden başlayacak demektir. Her çağda her uygarlık ve her
inanç grubu için böyle bir “diriliş” umudu vardır. Ölüm tehlikesindeki uygarlığın temel unsurlarından öz parçacıkları,
protoplazma özleri taşıyıp da bir yerde onları mayalanmaya
bırakmalı, o özlerle çağ ve gelecek zamanı mayalandırmalı.
Bu mayalanışı aşkla ve feragatla gözlemeli. İşte o bekleyişten, o hamur yoğruluşundan, battığı sanılan uygarlığın dirilişi doğacaktır. (Yitik Cennet, 2012, s.38)