Kulağımda ezgiler,
Gözümde puslu görüntüler,
Dimağımda hikayeler,
Yüreğimde titreyişlerle
bitti kitap.
Yaşar Kemaldir bu,bütün duyularınıza hitap
eder...
Ağrı Dağı karşımda tüm kişiliğiyle yükselirken kendimi zor tutuyorum: Tepesine tırmanabilsem... Yaylarına çıkıp ak kuşu, renkli küçük çiçekleri görebilsem... Bahar da yaklaşıyor, acaba hala
Tufanın bitişiyle Hz.Nuh’un Gemisi Cûdî Dağı’na yaklaştığında, Nuh (a.s.) suyun seviyesini öğrensin diye önce kargayı gönderdi. Fakat karga leşleri görünce dönüp haber vermeyi unuttu. O gelmeyince güvercini gönderdi. Güvercin gitti, baktı, su seviyesini öğrenmek için ayağını suya soktu. Su tuzlu olduğu için ayaklarının tüyleri döküldü. Ayakları tüysüz, kırmızı rengiyle öylece kaldı. Gelip Hz. Nuh’a suyun azaldığını haber verdi. Nuh (a.s) da ona dua etti. Kendisine bir kolye hediye etti. Güvercin Gerdanlığı işte oradan gelir.
Neredeyse 1000 yıl önce yazılmış bir kitabı bitirdim.
Güvercin Gerdanlığı beni şaşırtan bir kitap oldu. Sevgiye, aşka, dostluğa dair bir başyapıt.
‘Güvercin Gerdanlığı’ ismi bakın nereden geliyormuş:
Tufanın bitişiyle Hz Nuh’un gemisi Cudi Dağı’na yaklaştığında, Nuh aleyhisselâm suyun seviyesini öğrensin diye önce kargayı göndermiş. Fakat karga leşleri
Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh’un Gemisi vardır. İnananlar ona
sığınırlar ve onu felâketlerin yatıştığı veya erişemediği, trajik çizgilerin durgunlaştığı bir yere ulaştırabilirse, kurtuluş
yeniden başlayacak demektir. Her çağda her uygarlık ve her
inanç grubu için böyle bir “diriliş” umudu vardır. Ölüm tehlikesindeki uygarlığın temel unsurlarından öz parçacıkları,
protoplazma özleri taşıyıp da bir yerde onları mayalanmaya
bırakmalı, o özlerle çağ ve gelecek zamanı mayalandırmalı.
Bu mayalanışı aşkla ve feragatla gözlemeli. İşte o bekleyişten, o hamur yoğruluşundan, battığı sanılan uygarlığın dirilişi doğacaktır. (Yitik Cennet, 2012, s.38)
“Zaten biz acı çeken ölümlüler ayaklarımızı
mutluluğun üzerine hiç tamamen basamadık.
Her seferinde acı bir keder neşemizi kaçırır.”
-Rodoslu Apollonios
1. Giriş:
Bu yazı direkt olarak bir inceleme yazısı değildir. Antik Çağ’ın önemli yapıtlarından Argonautika hakkında bir akademik makale çalışmasıdır. Ve elbette yalnızca kitap hakkında
Hepimiz dünya denen geminin yolcularıyız ve onun karaya vurup parçalanmasına izin vermemeliyiz, çünkü ikinci bir Nuh’un gemisi olmayacaktır.
Mihail Gorbaçov
21 Aralık 2018 tarihinde başlattığımız kitap çekilişini şimdi sizlerle birlikte yapacağım :)
Çok güzel bir çekilişti. Umarım güzel sonuçları olur. Böyle güzel etkinlikleri hep beraber çoğaltmak istiyorum. Destek olmak isteyenler benimle iletişime geçebilir. Çok teşekkürler.
Öncelikle çekilişe katılan, iletiyi beğenip paylaşan ve gönüllü olarak
Nuh (Nóah) Tufan: Musevilik, Hristiyanlık ve İslâm ile birlikte tüm Dünya’nın ortak bir inancı hâline dönüşmüştür. Birçok millette kabul görse de tufanın "küreselliği", "Tufan suyunun seviyesi" ve "Nuh'un Gemisi'nin oturduğu dağ" hep tartışma konusu olmuş ve gerçekliği sorgulanmıştır. Milletlerce kabul gören
Önce yitirmek, sonra aramak, aradığını bulmak için sürekli yolda olmak،, her daim yolcu olmaktı İnsanoğlunun değişmeyen yazgısı.
Ve en mukaddes zaferiydi;
büyük bir düşüşle gözünü açtığı sürgün ülkeden, muhteşem bir dirilişle başkentler başkentine ulaşmak, yitirdiği cenneti yeniden bulmak...
Niye yaşanmıştı bütün bu olanlar. Adem ile