/Es
Güldün, içime eğildi bakışlarım
Bayram günü kapımı çaldı çocuklar
Seher vakti güneşe bıraktı kendini
Gül yaprakları ne soldu ne eğildi o sabah
Hiçbir kimse hiçbir çiçeği hedef almadı
Herkes gölgelik yer buldu parkta
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki:
“Gece karanlığı gibi fitneler bastırmadan yararlı işler yapmada acele edin. O zaman insan mü'min olarak sabahlar, kâfir olarak geceler; mü'min olarak geceler, kâfir olarak sabahlar. Dinini küçük bir dünyalığa satar.
(Müslim, İman, 51/118)
Deyin ki geceler ne kadar karanlıksa
Sabahlar o kadar çabuk başlayacak.
Sayfa 94Kitabı okudu
Geceler uzun. Zaman usul.
Bazen burada öyle akşamlar olur ki, İstanbul'u sarhoş edene çanaktan o da gizlice yudum yudum içip sızar. Bazen burada öyle sabahlar olur ki, sanki şehrin üstünde meçhul alemlerden inen bir örtü vardır ve kim bu örtüye bürünecek olsa, o meçhul âleme doğru yükselecekmiş gibi olur. (Samiha Ayverdi)
***
İstanbul...
Üsküdar...
Salacak sahili.
Bir gün bu geceler ve sabahlar son bulacak. Çürümüşlük bir gün o güzel yüzlerle baş başa kalacak
Geceyi de gündüzü de kendi yaşatır insan
Hayal kurulur sabahla ve niceleri yerle yeksan olur geceyle
ne seçimler yapılır o uzun geceli günlerde
ne pişmanlıklar yaşanır ki sabahlarda
geceler gündüzler karışır
Ve unutulmayan anılar vardır
her güneşin batışıyla hatırlanır
doğuşuyla güne karışır..
Üzüntüyü yaşatan saatler vardır
Yüklenilen sabahlar ve yüklerin altında ezilen geceler
işte insan burada seçim yapar.
Gecesini de gündüzünü de insan seçer.
Ama bazen seçilecek pek bir şey yoktur.
Her şey alışkanlıktır ve insan alışkın olduğunu sever.
Geceler biter,sabahlar olur ama o acı hep orda kalır...
Çocukluğum, çocukluğum ...
Uzakta kalan bahçeler.
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.
döne döne sonbahara ulaştı yorgunluğum
uzaktan ölümün çanlarını duyuyorum
geceler uzadı sabahlar olmak bilmiyorum
sürekli alacakaranlıkta hanidir ruhum
bir vapur gibi uğuldayarak
hışımla sırılsıklam
ansızın karşıma çıktı gece
başıboş bir vapur gibi
kara sularıma girmiş
gizlice
o yol kesemez ben duramam artık
çarpışmamız kesinleşti
ne korku ne pişmanlık ne yeis
en sessiz derinliklere içimde belki senin
hasretini götüreceğim
sadece
Karanlığın Çağırışı
Ben böyle olsun istememiştim
Ya sana çok yakın
Ya senden çok uzak olmalıydım
Aramızda aşılmaz engeller olsun istiyordum
Büyük dağları, derin denizler olsun istiyordum
Sana gelmeye gücüm yetmemeliydi
Çaresizliğimin bütün hıncını mesafelere yüklemeliydim
Dağda yanan bir çoban ateşi gibi
Gökte bir yıldız gibi
Seni görmeli
Seni yaşamalı
Ve
Ebû Hureyre radıyallahu anh demiştir ki:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
“ Salih amelleri işlemede acele edin (geri kalmayın)!. Zira yakın bir gelecekte zifiri karanlık geceler gibi birtakım fitneler zuhur edecektir. O zamanda insan, mümin olarak
sabahlar da akşama kâfir olarak çıkar. Aynı şekilde mümin olarak geceler ama sabaha kâfir olarak çıkar. Dinini basit bir dünyalığa satar (değişir).” [Müslim, İman 186]
Sayfa 46 - İşık
