Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhaba! Kitapta Hannah uzaya meraklı bir kız. Üniversitedeyken ödevi için Ian ile tanışıyor. (Bu arada Ian, Mara'nın akrabası) Aralarında bir ilişki geçiyor. Ama Hannah'nın bağlanma problemleri olduğu için bir daha görüşmüyorlar. Daha doğrusu Hannah tanındıkça karşı tarafın onu istememesinden korkuyor. Çünkü bu zamana kadar ailesi de
Sıfırın Altında
Sıfırın AltındaAli Hazelwood · Nemesis Kitap · 2023652 okunma
Ben hakkımı helal etmiyorum. Sen de affetme Allahım. Canım çok yandı,kalbim çok kırıldı. O kadar çok ağlayıp yandım ki. Yaşananları ,hiçbirini unutmadım. Buna sebep olanlardan razı değilim.
Reklam
İyi ki seni tanımışım. Seni tanımasaydım, hayatımda böyle bir aşk bulunmasaydı, hayatım ne kadar boş bir hayat olacaktı. O boşluktan yalnız kendi içimdeki sevmek kabiliyetiyle kurtulamazdım. Çünkü hiç kimseyi seni sevdiğim kadar sevemezdim. Hiç kimseyi ne senin ka­dar güzel, ne senin kadar iyi, ne senin kadar mükemmel, ne de senin kadar kendim için buldum
Hayatımda birçok sevinçli günlerim olmuştur. Fakat hepsinden güzel, hepsinden sevinçli olabi­leceğini umduğum bir tek gün daha olabilir. O gün seninle ve hiç ayrılmamacasına yaşayacağıma inanacağım gündür. Sen böyle bir günün gelebileceğini pek tahmin etmezsin. Doğrusu ben de edemiyorum. Ama hayattan da başka hiç­ bir beklediğim yok. Bugün için sana da bana da bu kadar imkansız görülen bir saadet günün birinde gerçek olabilirse, bütün ömrüm içindeki kayıplarımdan hiçbirine üzülmeye­ceğim. Yalnız o sevinç bana kâfi derecede yaşamış olmak için yetecek. O büyük, o yegane saadet için Allah'a mı, talihe mi, yahut herhangi başka bir şeye mi, neye inanmak lazımsa inanmak istiyorum. Seni ne kadar çok seviyormuşum. Ne kadar sana bağlı imişim, her şeyim ne kadar senden ibaret­miş meğer.
Dâva Anadolulu gençlerden, her biri «portör-ulvî aşıyı taşıyıcı ve bulaştırıcı>> bir aşk kadrosuna maya tutturabilmekti. Ceplerde kaybedilen ve asırlardır dışarıda aranılan güneşi bulup çıkaracak, yerine oturtacak, her şeyi ilk saffet ve asliyet vâhidine irca edecek, hasis ferd kadrolarında eskitilmiş ve pörsütülmüş mânalarla hiçbir alâka kabûl etmiyecek, mutlak hakikat ölçüsiyle aklın hakkını akla ve kalbin hakkını kalbe verecek, tarih boyunca bütün hesaplaşmaları yerine getirecek bir gençlik... Vecdiyle, estetiğiyle, ahlâkiyle, ideolojisiyle sım- sıkı merkeze bağlı, solmayan renk ve geçmeyen ânın, ezel kadar eski olduğu için, ebed kadar yeni dâvanın gençliği... Efendi Hazretlerinin, hani şu «Siz bana o Ümmeti gösterin de, ben de size onun hemen kurtulduğunu haber vereyim>> buyur- duğu topluluğa çekirdek, ölümsüzlük gâyesine destek gençlik...
Biz namaza hazırlanırken zevcem gelip sofa kısmında çaylarımızı hazırlamaya başladı. Namaz ve dua bitip de sofaya geçince gördük ki, semaverin etrafında iki çay bardağı yerine bir sürü fincan... Zevceme bu kadar fincana lüzum olmadığını söyleyip niçin ikiden fazla fincan getirdiğini sorunca şu cevabı aldık: «Hayret! Arkanızda büyük bir cemaat vardı. Şimdi dağılmış...»
Reklam
Belki bir gün geleceksin ama o kadar geç gelmiş olacaksın ki seni gördüm mü görmedim mi, doğru dürüst anlayamadan kalkıp geri gideceksin. Be­nim için tahammül edilmez bir devir daha başlayacak. Üste­lik o devir kim bilir ne kadar uzun sürecek. Hayatmızın hiç düşünmeden feda edebileceğimiz seneleri o kadar çok mu? Ömrümüzü hep böyle birbirimizden uzak mı geçireceğiz?
Demek istediğim o kadar şey var ki... Neyse ne artık.
… Böylece ilişki bittiğinde kendini gerçekten yalnız ve delirmek üzere hissetmenin ne olduğunu öğreniyor, sonun geldiğinde neyle yüz­leşeceğine dair fikir sahibi oluyordun. O kadar çok şey vardı ki beni duygulandıran; yatağın altında bir kadın ayakkabısı; etajerin üstünde unutulmuş saç tokası; "çişim gel­di… " deyişleri; saç kurdeleleri; öğlenin bir buçuğunda onlarla çıkı­lan bulvar yürüyüşleri; içki, sigara ve muhabbet dolu o uzun geceler; tartışmalar, intiharlar; birlikte yiyip kendini iyi hissetmek; ner­eden geldiğini anlamadığın şakalar ve kahkahalar; havadaki mucize duygusu; arabayı park edip içinde oturmak; sabahın üçünde eski sevgilileri kıyaslamak; horladığının söylenmesi, onun horladığını duymak; anneler, çocuklar, kediler, köpekler; bazen ölüm ve bazen boşanma, ama hep sürdürerek, halletmeye çalışarak; bir sandviç bü­fesinde tek başına gazete okurken onun şimdi zeka seviyesi 95 olan bir dişçiyle evli olduğunu düşünüp efkarlanmak; hipodromlar, park gezintileri, piknikler; kodesler bile; onun sıkıcı arkadaşları; senin içkin, onun dansı, senin onu boynuzlaman, onun seni boynuzlama­sı; onun hapları, senin aldatmaların, onun aldatmaları; birlikte uyu­mak...
“Kendi seçimlerimden ve kararlarımdan sorumluluk alırım,” diyen kişi şunları ifade etmiş oluyor: • Bir; karar verirken, o konuda neyi ne kadar bilip bilmediğime önem veririm. Yani ortama getirdiğim bilinçten sorumluluk alırım. • İki; ortama getirdiğim bilinci eyleme dönüştürebilme özgürlüğüm olduğuna inanırım. • Üç; ortama getirdiğim bilinci eyleme dönüştürebilme gücüm olduğuna inanırım. • Dört; neyi, ne kadar, ne zaman, nasıl yapacağıma dair, sınırlarımla ilgili gerçekçi bir algılama içinde olduğuma inanırım. • Beş; “bu benim hayatım” diyebileceğim bir gelecek yaratmak için kişisel bütünlük içinde olmam gerektiğine inanırım.
Reklam
Bırak gitsin' Senin gibi güzel sevenimi bulacak? Senin gibi değer verenimi bulacak? Çabalayanımı bulacak? Emek verenimi bulacak? O yüzden bırak gitsin' Daha çok sevileceğini düşünerek. Senden uzaklaşmak için attığı her adımda,pişmanlığı ve acıyı iliklerine kadar hissedecek'
‘Kim olduğun o kadar bağırıyor ki, ne dediğini duyamıyorum,”
Hissetmiyor muyum sanıyorsunuz yoksa? Hem de ne kadar çok içersem, o kadar iyi duyuyorum. İç­memin nedeni de bu zaten: İçkide acıma ve duygu arıyorum ben... İçiyorum, çünkü çok acı çekmek istiyorum!
O zaman anlamış bütün gerçeği; ne yürüyormuş, ne duruyor. Yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. Düş gibi bir şey yani... Koşarsın koşarsın da varamazsın ya hani içindeki umut, varamadığın kadar büyür
“Sana onları neden anlatmadım bilmiyorum. Belki herkes kendi telaşına düştü. Belki sen yoktun. Belki bu mektup hiç yazılmadı. Belki de bir kelebek o kadar memnun ki rüyasından hiç uyanmak istemiyor uykusundan” 🎬 Kelebeğin Rüyası
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.