Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir gün Atatürk'ün doktorlarından biri bana, "Arkadaşınızı hiç kıskanmadınız mı?" diye sordu. Bir süre samimiyetle düşündüm ve ona şöyle cevap verdim: "Belki ilk zamanlar ben niye onun kadar önemli olamıyorum diye düşünmüşümdür. Ama sonra emin olun böyle bir duyguya kapılmadım. Bu duygu şuna benziyor: Ağrı Dağı'nı kıskanabilir misiniz? Ya da gökten geçen bir bulutu? Ya da denizi? Mustafa Kemal'i kıskanmak, işte o kadar akıldışı bir şey benim için."
Asım Us (Mustafa Kemal Atatürk), Halide Salih'in (Halide Edip Adıvar) elini tutarak, "Halide Çavuş, savaştığın gibi dans ediyorsun," diyor. Halide Salih'in gözleri doluyor. Us'un yanına gidiyor. "Ne demişti hemcinslerimden biri? Dans edemediğim devrim devrim değildir. Cumhuriyet'le kadınlar dans etmeyi öğrendiler. Utanmadan, korkmadan... Ayaklarını özgür yarınların temposuna uydurarak. Sağ olun Paşam..." Asım Us gururla bakıyor Halide Salih'e. İkisi de aynı şeyi hatırlıyor sanki... Bir şehri, bir ülkeyi kurtarmak için direnen kalabalıkları. Esir düşen şehirleri... Zincirlerinden kurtulan şehirleri... Bu gördükleri İstanbul, o direnen İstanbul muydu? Kendini çirkinliğe, betona, yağmaya, ranta teslim etmiş bu İstanbul o eski İstanbul muydu? Attila İlhan sormuştu değil mi, "Bu şehir o eski İstanbul mudur?"
Reklam
''Eğer Türk insanı, kendi iç kaygılarından başka hiçbir şey için başını kaldırıp dünyaya bakacak durumda olmamışsa, hangi sıkıntılı aşamalardan geçtiği ortaya çıkar! Bunlar, o kadar buhranlı günlerdir ki, Gazı Mustafa Kemal Paşa gibi, bir deha, yenilmeyi hayatının hiçbir dönemine düşürmemiş bir insan bile.''
Sayfa 126 - Truva Yayınları
✓ Gene o gece ilk defa türküler söylediğini işittim. Mustafa Kemal vals oynayanların ve bir ataşemiliterlikte musikili salon toplantılarında bulunanların alışabileceği kadar Frenk musikisine bağlı, alaturka musikide ise makamları ayırabilecek kadar bilgili idi. Sesi mat, yavaş, tatlı ve cazibeli idi. Bilhassa Rumeli türküleri söylerken derin ve onulmaz bir gurbet ve sıla acısı gözlerinde yaşarırdı. ... İyi vals ettiğini sonraları gördüm. O akşam zeybek oynadı. Oyunu efekâri ve kibardı. Bazı jestleri hiç yapmazdı. O bir alafranga değil, bir Batılı, bir alaturka değil, bir Türk idi.
Sayfa 379 - Pozitif
Yakup Kadri ve Falih Rıfkı ilk kez Atatürk'ün sofrasında...
Göztepe'ye geldiğimiz zaman, Yakup Kadri ile beraber köşkte Latife Hanım'ın yatılı misafiri olacağımızı öğrendik. Bu münasebetle Låtife Hanım'ın gerek o günlerde, gerek bütün evlilik devrinde Atatürk'ün fikir arkadaşlarına her zaman ne kadar nazik davrandığını söylemek isterim. Lâtife Hanım'ın ayrıldıktan sonra dahi, Atatürk'ün hatırasına karşı gösterdiği pek faziletli bağlılık birçok kimselere ders olabilecek bir asillik örneğidir. Mustafa Kemal'in ilk sofrasında bulunacaktık. Holde toplandıktan biraz sonra, arkasında beyaz bir Kafkas gömleği ile merdivenden indi. Bu kemerli gömlek, pek ahenkli bir endam ister. Mustafa Kemal, ince, zarif ve güzel bir erkekti. Kahramanlık şanının, o günlerde, bu güzelliği nasıl cazibelendirmiş olduğu da kolay anlaşılabilir. Şimdi onun şahsiyeti ile tanışmak fırsatı idi. Derin bir merakla bütün sözlerini ve jestlerini izliyordum. İlk öğrendiğim şey kuvvetli ve yanılmaz hafızası oldu.
Sayfa 377 - Pozitif
Kral Emanullah'ın 1924'te ki Peştun isyanını Ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün 1925'teki Kürt isyanını bastırma yöntemlerinin korkunçluğu ile o zamanlar bir Britanya mandası olan Irak'taki diğer itaatsiz Kürtlerin ve Britanya Hindistanı'nın kuzeybatı eyaletindeki diğer Peştunların Britanyalılar tarafından daha insancıl yöntemlerle dize getirilmesi arasında çarpıcı bir tezat vardır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Hitler'in Atatürk hakkındaki görüşleri.-ilginç-
✓ 50. yıldönümünde bir heyetle ziyaretine gittiğimiz Hitler, o delice gururlu Hitler demişti ki: Mustafa Kemal, bir millet bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi, kendini kurtaracak vasıtaları yaratabileceğini ispat eden adamdır. Onun ilk talebesi Mussolini'dir, ikinci talebesi benim! ***
Sayfa 369 - Pozitif
Bir gün Müslüman memleketlerinden birinde (Mısır'da) bağımsızlık davası için çalışan liderlerden biri, Mustafa Kemal'i görmeye gelmişti. Kendisine: - Bizim hareketin de başına geçmek istemez misiniz? diye sordu. Olabilecek şey değildi ama insan yoklamalarını pek seven Mustafa Kemal: Yarım milyonunuz bu uğurda ölür mü? diye sordu. Adamcağız yüzüne bakakaldı: Fakat Paşa hazretleri yarım milyonun ölmesine ne lüzum var? Başımızda siz olacaksınız ya... dedi. Benimle olmaz, beyefendi hazretleri, yalnız benimle olmaz. Ne zaman halkınızın yarım milyonu ölmeye karar verirse o vakit gelip beni ararsınız.
Sayfa 369 - Pozitif
ÇATLAK
Eski Alman orduları başkumandanı fon falkenhein, galiba, halep'te toplanan ordularla bağdat'ı almaya çalışacaktı. O mümkün olmadığı için, Filistin cephesini kendisine verdiler. Fon Kress, Cemal Paşa'nın emrinde idi. Falkenhein ve ondan sonra Liman Fon Sanders, Cemal Paşa'sız kumanda etmişlerdir. Hiçbirinin durduramadığı İngiliz seli, yine bir Türk, fakat bu sefer öz bir kumandan, Mustafa Kemal tarafından Halep aşağısında tutulmuştur. Mustafa Kemal'in orada seçtiği savunma hattı, Milli Misak'taki Türkiye sınırı idi.
Sayfa 104 - Pozitif yayınları/2004
“… Türk’ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek be büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!.. O hâlde ya istiklâl ya ölüm!”
Reklam
Yaveri İtilaf devletlerinin donanmalarını kast ederek "paşam, gelmişler" demişti. İşte o gün mavi göğün altında, masmavi Marmaya'ya bakarak, "Geldikleri gibi giderler" dedi.
Sayfa 166Kitabı okudu
Bir ulus, varlığı ve bağımsızlığı için düşünülebilen girişimleri ve fedakarlığı yaptıktan sonra başarılı olur. Ya başarılı olamazsa demek, o ulusun ölmüş olduğuna karar vermek demektir. Dolayısıyla, ulus yaşadıkça ve özveriyle girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz konusu olamaz.
Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle düşünüp çalışmayı görev edinmelidir. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları bunu akıllarından bir kez bile çıkarmamalıdır.
KURTULMUŞTUK!
***Ben, ömrümde hiçbir edebiyat eserinde, ordulara ilk hedeflerinin Akdeniz olduğunu bildiren günlük emri okurken duyduğum zevki duymadım. Bu, bütün heyecanların üstünde bir heyecan veren, bütün şiirlerin üstünde bir şiirdi. Ne olmuştuk, biliyor musunuz? Kurtulmuştuk. Ah Mustafa Kemal, Mustafa Kemal, sana ölünceye kadar o günün sevincini ödeyebilmekten başka bir şey düşünmeyeceğim.
Sayfa 363 - Pozitif
Sakarya'da 3282 ölü ve 13618 yaralı vermiştik. Büyük saldırı harbi bize 2542 ölü ve 9977 yaralıya mal olmuştur. Bu zafer Millet Meclisi'ne, hükümete, ordu komutanlarına rağmen Başkomutan Mustafa Kemal tarafından kazanılmıştır. ***Aradan 30 yıl geçti. O sabahki heyecanımın, şimdi bile gönlümü ürperttiğini duyuyorum.
Sayfa 360 - Pozitif
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.