Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"üzülme" dedi o ses , Allah bazen vermek için alır..
Muhyiddin Arabî Kalbe İşleyen Zikir Muhyiddin Arabî Hazretleri, şöyle anlatır: “Bir gün Tunus Limanı’nda idim. Vakit geceydi. Kıyıya yanaşmış gemilerden birisinin güvertesine çıktım. Etrafı seyretmeye başladım. Denizin üzerinde ay doğmuş, fevkalade güzel bir manzara teşkil ediyordu. Bu manzarayı, Cenab-ı Hakk'ın her şeyi ne kadar güzel ve
Reklam
Geyikli Baba Orhan Gazi devri Osmanlı evliyasındandır. Bağdatlı Şeyh Ebü'l-Vefa Hazretlerinin yolundan feyzaldı. Aynı yoldaki Baba İlyas Horasani'den ilim öğrendi. Zahirî, bâtıni ilimlerde ve tasavvuf yolunda kemal derecesine ulaştıktan sonra Rum ülkesine geldi. Derhâl Anadolu'nun en uç bölgesinde İslamiyeti yaymak için çarpışan ve
Nalıncı Baba Padişahın İşi Ne! Murad Han (III. Murad) o gün bir hoştur. Telaşlı görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar: - Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var? - Akşam garip bir rüya gördüm. - Hayırdır inşallah. - Hayır mı şer mi
Terzi Baba O’nun Verdiği Feyiz Bir gün Erzincan'a seyyah fakirlerden birisi geldi. Üzerindeki palto çok eski olduğu gibi, ele alınmayacak kadar kirli idi. Bu zat, paltosunu diktirmek için şehirdeki terzileri tek tek gezdi. Fakat müracaat ettiği bütün terziler, onun elbisesini dikmek değil, el sürmekten bile çekindiler. Terziler, o fakir zata
“Üzülme,” dedi, “biz insanoğluyuz, doğumdan ölüme kadar başımızdan geçmeyen kalmaz. Yalnız şunu bil ki kardeş, insanoğlu her gün anasından terütaze doğmuş gibi bir kez daha doğar, her gün doğan günle birlikte.” “Doğar mı?” diye kendini tutamayarak sordu Poyraz. “Yeter ki her sabah günle birlikte doğmayı isteyelim,” dedi Emir. “Bütün suçlardan, kötülüklerden, pisliklerden arınıp pirüpak oluruz. İnsan kendi kendini arındırdığında kendini bağışlar. İşte o zaman insan yeniden doğar, pirüpak olur.”
Reklam
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
karanfil
(16 Haziran 2004) Ayça okulunun kapısından koşarak çıkarken etrafına göz gezdirdi. Tanıdık hiçbir yüz görmemenin verdiği üzüntüyle omuzları çökmüştü. Bugün annesi de babası da onu okuldan almaya gelmemişlerdi. Bu çok sık yaşanan bir durum değildi. Sadece annesinin ve babasının işi olduğu zamanlar olan bir durumdu. Babası muhtemelen daha işten
- Üzülme! O malı mülkü bana Rabbim vermişti. Şimdi de aldı. Sahibi O' dur, istediği zaman verir, istediği zaman alır, dedi ve ibadetine devam etti.
Sayfa 105 - Hz. Eyyüp as.
Kurs günlükleri
Öğretmenim sen çok büyüyüp yaşlanıp ölünce topraga gömülünce ben seni göremiycem diye üzülen Yiğit Selmana Ahmet Hamza üzülme cennete gidicek o zaman dedi. Yiğit selmanda cennete gitme ben seni özlerim diye ağlıyor kucağımda... Dinozorların kemikleri toprak altında kalıyor cennete gitsek bile kemiklerimiz topragın altında kalacak diye şiddetli bir ağlama dalgası daha geldi... ve yapabildiğim tek şey sakinleştirmeye çalışmak...
Reklam
"Belle, fakir kızların evlenemeyeceklerini söylüyor. Ancak fazla cesur olduklarında bir eş bulabilirlermiş." Jo kahramanca, "Öyleyse biz de evde kalırız," dedi. Bayan March kesin bir tavırla, "Doğru Jo, mutsuz bir eş olacağınıza evde kalın daha iyi," dedi. "Üzülme Meg. Fakirlik samimi bir insanı hiçbir zaman engellemez. Tanıdığım en iyi ve şerefli kadınlardan bazıları fakir kızlardı, fakat sevilmeye o kadar layıktılar ki, evde kalmadılar. Her şeyi zamana bırak; bu eve saadet getir ki sana kendi evin teklif edildiği zaman, ona layık ve eğer böyle bir teklif yapılmazsa kanaatkâr olasın.
Sayfa 151Kitabı okudu
•• - Üzülme, dedi. Dünya hayatı çok kısa. Sen Rabbine teslim ol, O'nun için yaşa. Unutma, O'na dayanan kazanmıştır, O'ndan ayrılan kaybetmiştir. ••
Sayfa 130 - Nesil
Rivayete göre Hint, Çin, Kisra ve Kayser hükümdarları bir yerde buluştular. Sohbet esnasında birisi şöyle dedi: “Ben konuşmadığımdan değil, konuştuğuma pişman olurum.” Diğeri: “Ben bir söz söylediğim zaman, artık onu kumandam altına alamam, o beni idaresine alır. Ama konuşmadığım vakit, o söz benim irademdedir.” dedi. Üçüncüsü: “Ben o konuşana şaşarım ki sözü geri dönerse kendisine zarar verir, dönmezse bir kârı olmaz.” dedi. Dördüncüsü de: “Konuşmayı reddetmek, söylediğini reddetmekten daha kolaydır.” dedi.
644 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
İnsanlar yılanlardan daha zehirlidir. /OKUMADAN ÖLMEYİN!
Bitti. Oysa yıllar sonra bir kitaba bitme diye yalvarmak istedim. Elime aldığım ilk günü hatırlıyorum, nasıl da korkutmuştu gözümü, hatta grupla okursak daha kolay biter düşüncesiyle bir okuma grubu oluşturmuştum. Kitap içine öyle çekti ki, hangi şartlar altında olursak olalım okurmuşuz meğer... "... kitaplara giderek daha fazla
Cennetin Doğusu
Cennetin DoğusuJohn Steinbeck · İletişim Yayınevi · 20216,2bin okunma
1.048 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.