Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ordunun, bir sosyal sınıf olmadığı ve olamayacağı halde, sosyal devrimlerde vurucu güç oluşu, Türkiye'ye Osmanlı göreneklerinden kalma en önemli ve en orijinal (tüm kişiliğine özge) bir gerçekliğimizdir." (Sosyalist dergisi, sayı 6, 12 Ocak 1971)
Sayfa 56 - Kaynak Yayınları, Geliştirilmiş 4. BasımKitabı okudu
Atatürk’ün Anadolu’daki girişimlerini engellemek için 12 Ocak 1920’de son Osmanlı mebusan meclisi İstanbul’da yeniden toplantıya çağırıldı. Bu meclise Hakkari milletvekili sıfatıyla katılmak için Ankara’dan İstanbul’a gelen Mazhar Müfit Bey hiç de beklemediği halde, bir gün Vahdettin tarafından saraya davet edildi. Kuşkusuz padişah, eski Bitlik
Reklam
OCAK 1919 1918 Aralık ayı sonunda Batum’u işgal eden İngilizler, Osmanlı hükümeti üzerinde baskılarını artırdılar, sonunda İstanbul hükümeti Kars, Ardahan ve Batum’da bulunan tüm askeri birliklerini ve tüm sivil memurlarını geriye çağırdı. 2 Ocak 1919’da İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe, Konya’daki 2. Ordu Komutanı Nihat (Anılmış) Paşa’nın görevden alınmasını istedi. Osmanlı hükümeti de bu isteği hemen yerine getirdi. 5 Ocak 1919’da İngiliz işbirlikçisi Sait Molla, Kürt ileri gelenlerinden Mustafa Paşa ve Bedirhanoğlu Emin Ali Bey İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliği’ni ziyaret ettiler ve “İngiliz koruması ve mandası altında özerk bir Kürdistan kurulmasını” istediler. 11 Ocak 1919’da İngilizler, İstanbul’daki polis ve sağlık kuruluşlarına el koydular. 11 Ocak 1919’da, bir Yunan askeri birliği Trakya’daki demiryollarını denetim altına aldı, tüm tren istasyonlarını işgal etti. Dört gün sonra, 15 Ocak 1919’da İngilizler osmanlı devletinin Anadolu ile en önemli ulaşım bağlantısını kuran Haydarpaşa tren istasyonunun yönetimine el koydu. Hükümet Ermeni göçünden sorumlu tutulan kişilerin tutuklamalarına başladı. İstanbul’daki İttihat ve Terakki Partisi ileri gelenlerinin evleri abluka altına alındı ve tutuklandılar.
Kurtlar Sofrası: Paris Barış Konferansı 18 Ocak 1919’da başlayan Paris Barış Konferansı, temelde I. Dünya Savaşı galiplerinin Osmanlı topraklarını paylaşmalarının, Ortadoğu’nun haritasını cetvelle yeniden çizerek bölgede yeni devletler yaratmalarının toplantısıdır. Bu toplantıya 32 devletin temsilcisi katılmıştı. Ancak etkinlik ve yetki beş büyük devletin elindeydi: İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Amerika. Kimi yazarlar Paris’teki bu toplantıya “Paris’te Kurtlar Sofrası” adını verirler. Paris Konferansı’nda Osmanlı İmparatorluğu paramparça edilip, cetvel ve pergelle Arap devletleri, Irak, Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan ve İsrail’in kuruluş oluşumları gerçekleştirildi. Paris Barış Konferansı’nda, Osmanlı devleti ve genel olarak Türklük dört önemli noktadan saldırıya uğruyordu. Bunlar: 1. Osmanlı topraklarının paylaşılması ve yeni devletlerin yaratılması; 2. Yunanistan’ın Megali İdea’sı için Yunan işgallerinin sağlanması; 3. Ermeni isteklerinin dikkate alınması; 4. Kürt isteklerinin görüşülmesi
Şubat ayındaki genel görünüm şöyledir: 1 Şubat 1919’da İngiliz ve Fransız ortak silahlı gücü Turgutlu-İzmir-Aydın demiryolu sistemine el koydu. 2 Şubat’ta hükümet aldığı bir kararla feshedilmiş olan İttihat ve Terakki Fırkası’nın tüm mallarına el koydu. Ocak sonu, şubat başlarında Osmanlı ordusu Kars, Ardahan ve Batum’dan çekildi. Ermeni göç ettirme olayı sanıklarını İstanbul’da yargılamak için kurulan “Divanı Harp” çalışmalarına başladı. 10 Şubat’ta Adana’da Fransızlar tarafından kışkırtılan Ermeniler, Türklerin işyerlerini ve dükkanlarını yağmaladılar. 22 Şubat’ta İngilizler Maraş’ı işgal ettiler, 23 Şubat’a Karadeniz’de Rumlar toplanarak Rum Karadeniz Pontus devletini kurmaya karar verdiklerini açıkladılar
Kanun Kuvveti
Bana anlat bakayım şimdi : Şu bîçâre ocak, Zorbalar saltanatından ne zaman kurtulacak?Hiç bu mantıkla, a dîvâne, hükûmet mi yürür?Bir cemâ’at ki erenler işi yumrukla görür, Kafa bitmiş demek artık, çekiver kuyruğunu! Kuvvetin hakkı mıdır enselemek bulunduğunu? Bize, Âsım, ne şunun yumruğu lâzım, ne bunun; Birinin pençesi ister yalınız: Kânûnun. Ver bütün kudreti kânûna ki vahdet yürüsün... Yoksa millet değil ancak dağınık bir sürüsün... Memleket zâten ayol baksana: Allak bullak, Sen de hissinle yürürsen batırırsın mutlak. Ya kuzum, zabtiye rûhuyla hükûmet sürenin, Yeri altındadır, üstünde değildir kürenin!
Sayfa 366 - Safahat'ın 6.Kitabı Âsım'dan
Reklam
Anton Çehov [29 Ocak 1860▪15 Temmuz 1904]
"Hiçbir şey istemeyen, hiçbir umudu olmayan ve hiçbir şeyden korkmayan kişi asla bir sanatçı olamaz."
A.S. Suvarin’e mektubundan 25 Kasım 1892
Yoksul ve zayıf Türk ordusunun, isyan ile savaş arasında ezileceğini sananlar ya da ümit edenler az değildir. Fidan halindeki ordu, canını dişine takarak, Yunanlıları püskürtür (6-11 Ocak 1921, Birinci İnönü Savaşı), sonra da orduyla çatışmaya yeltenen asi Ethem'in kuvvetini ezip dağıtır. İsyanlar son bulur. Halkın orduya ve Meclis'e desteği artar. Milli iktidar daha da güçlenir. Ankara'da aylardır açık kapalı devam eden tartışmalar son bulur ve Meclis, anayasa tasarısını kabul eder. Tasarıdaki bir hüküm, doğrudan rejimle ilgilidir, saltanatçıları ve halifecileri telaşlandırır ama her vakti gelmiş düşünce gibi onu da durdurmak artık mümkün değildir, anayasada yerini alır: "Egemenlik, kayıtsız ve şartsız milletindir!"
Abdülhamit tahta geçtikten dört ay sonra yayınlanan (23 Aralık 1876) Kanun-i Esasi’nin (Anayasa) 12. maddesinde “matbuat, kanun dairesinde serbesttir” denmekte ise de, padişah, yine Kanun-i Esasi çerçevesi içinde bunu işlemez hale getirmeği başarmıştır: Söz konusu kanuna göre meclisi toplamak, kapatmak, yeniden seçim yaptırmak yetkisine sahip olan padişah, Rus savaşının açılmasına sebep olduğu bahanesiyle Meclis'i kapatmış (Haziran 1877), yine aynı kanunun bir başka maddesinin: "Genel Meclis toplantı halinde olmadığı zamanlarda devleti muhataradan ya da genel güvenliğin bozulmasından korumak için...Vekiller Heyeti'nin vereceği kararlar kanun hükmü ve kuvvetindedir." hükmüne dayanarak da Vekiller Heyeti'ne bir sıkıyönetim kararnamesi yayınlatmıştır (2 Ocak 1877). Bu kararnamede şöyle bir madde vardır: "Askeri hükümet, gerekli görünen kişilerin gece ve gündüz evlerini aramağa; şüpheli ve sabıkalı güruhundan olup hükümetçe tutuklananları, sıkıyönetim altına alınan yerde konutları olmayan kişileri başka bir yere uzaklaştırmağa;...zihinleri karıştıracak yayın yapan gazeteleri hemen kapamağa ve her türlü cemiyetleri (toplantılar, kurullar, dernekler) yasaklamağa yetkilidir." (m. 6)
Isaac Asimov (2 Ocak 1920 - 6 Nisan 1992)
1. Robotlar, insanlara zarar veremez ya da eylemsiz kalarak onlara zarar gelmesine göz yumamaz. 2. Robotlar, Birinci Kanun’la çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır. 3. Robotlar, Birinci ya da İkinci Kanun’la çakışmadığı sürece kendi varlıklarını korumak zorundadır.
Üç Robot KanunuKitabı okuyacak
802 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.