Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
336 syf.
·
Puan vermedi
“Benim dünyamda,bir hikayenin yer değiştirmesi tanıdığınız ve saygı duyduğumuz bir şeydir.Sanat eserleri çakışabilir ya da birbirleriyle uyum içinde olabilirler.Günümüzde,sahiplenme konusunda korku ve endişeler olsa da,bu her an parlayabilecek hassas bir mesele olsa da,ben her zaman anlatıların anlatılmasında be yeniden anlatılmasında bir güzellik olduğunu düşündüm.Hikâyeler Çağlar boyunca böyle hayatta kalır.Bir yazarın çalışmasındaki fikri bir diğerinde izleyebilirsin,bu bana göre güçlü ve heyecan verici bir şey. #kitapkonusu “Mucizenin Keşfi” ile istediği çıkışı yapıp sonraki kitaplarında istediği çıkışı yakalamayan yazarımızın “yazma ve hikâye tıkanıklığı yaşadığı süreçte Ripley üniversitesinde yaratıcı yazarlık koçluk görevini üstlenir.öğrencisi Evan Parker’da ilk yazarlık deneyimi olan kitabını öğretmeni tarafından incelenmesini ister..JAKE;öğrencisinin kitabından çok etkilenir ve bu aşamada yayınlanacağı günü bekler..yıllar sonra yayınlanmayın üstüne Evan Parker’ın aşırı dozdan öldüğünü düşününce “Oscar Wilde’nin sözü ile harekete geçer;İyi yazarlar ödünç alır,büyük yazarlar çalar.”Evet JAKE,öğrencisi Evan parker’in hikayesini yayınevine bastırır..”Beşik”kitabıyla istediği çıkışı yakalar.. Olay örgüsü;kitabın yayınlandıktan sonra yazarımız hikayenin gerçek kahramanları tarafından rahatsız ve tehdit edilmeye başlanır.. Daha fazlasını kitapta okumayı #şiddetle tavsiye ederim..son sayfalara kadar heyecan her bir sayfayı çevirdim..özetle muhteşemdi. “İyi yazarlar ödünç alır,büyük yazarlar çalar.” OSCAR WİLDE
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024307 okunma
Ödünç alınmış yaşamlardan olmasın seninki. Kimseyi taklit etme. O zaman ikinci el olursun. Evrende varoluş sebebin bu olamaz. Başkalarının fikirleri, hayatları, tutkuları ile var olmak olamaz. O zaman sadece sözde bir varlık olursun. Özgün ol. Yalnız kalmak pahasına dene bunu. Gerekirse ıssız yerlerde, kendi kendine yoldaş ol ama dene.
Reklam
"...Bu arada çevrende insan kalabalığının canlı girdabının nasıl kükreyip dönendiğini duyarsın, duyarsın, görürsün nasıl yaşıyor insanlar – gerçeklikte yaşıyorlar, görürsün, yaşam onlar için ödünç alınmış değil, yaşamları uyku gibi, hayal gibi uçup gitmiyor, yaşamları sonsuza dek yenileniyor, sonsuzca gençler ve bir saatleri diğerine benzemiyor; o zaman nasıl da neşesiz ve sıradanlık ölçüsünde tekdüze oluyor korkak fantezi, gölgenin, fikrin kölesi oluyor, beklenmedik biçimde güneşi örten ve böylece güneşine çok değer veren, gerçek bir Petersburg'lunun kalbini sıkıntıya boğan ilk bulutun kölesi oluyor – o sıkıntıyla da nasıl bir fantezi doğuyor artık! Hissedersin sonunda yorulduğunu, sonsuz çabada yorulduğunu bu yorulmaz fantezinin, çünkü sonuçta olgunlaşırsın, önceki ideallerini geride bırakırsın: Küle kalıntıya dönüşürler; eğer başka bir hayat yoksa, onu bu kalıntılardan inşa etmek gerekecektir. Bu arada ruh hep başka bir şey diler ve ister! Ve hayalperest boş yere, külleri karıştırır gibi eski hayallerini karıştırır, o küllerde bir kıvılcım olsun bulmaya çabalar; onu üflemek, soğuyan kalbini canlanan ateşle ısıtmak ve ondan daha önceden tatlı tatlı gelmiş, ruhu huzursuz etmiş, kanı kaynatmış, gözlerinden yaşlar akıtmış ve kendisini görkemli biçimde kandırmış olan şeyi tekrar diriltmek için! Biliyor musunuz, Nastenka, nereye vardım? Biliyor musunuz artık kendi duygularımın yıldönümünü kutlamaya, daha önce hoş gelmiş, aslında hiç olmamamış bir şeyin yıldönümünü kutlamaya kadar varırdım – çünkü bu yıldönümü bütün o boş, amaçsız hayaller için kutlanıyor..."
517 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dikkat spoiler içerir. Arthur, kendisini bir kavgadan kurtaran kaba saba denizci Martin Eden adlı genci minnetini belirtmek adına evine davet eder. Burada annesi ve kız kardeşi Ruth ile tanışan Martin, Ruth'dan çok etkilenir. Onun hayranlığını kazanmak için dilbilgisini geliştirmeye karar verir. Ondan ödünç aldığı Kitaplar dışında
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,4bin okunma
Disiplin bireysel bir olgudur. Onu ödünç aldığın zaman, belirlenmiş prensiplere göre yaşamaya başlarsın. Ölü prensiplere göre. Hayat asla ölü değildir. Hayat her an sürekli değişmektedir. Hayat bir akıştır.
Cocteau, yirmi yaşında ölen yazar Radiguet için, "Onu ilk kez gördüğümde bize ödünç verildiğini ve geri vermek gereke­ ceğini anladım" dedi. Benim için de şöyle denilebilir: "Onu ilk kez görünce geri verilemeyeceği ve epey zaman alıkonulması gerektiği hemen anlaşıldı."
Reklam
Sizler; -her şeyi isimlendirenler-: Düş diyorsunuz gönlünüzce tasarladığınız ve işlediğiniz hiçliğe. (Sizin için) görünmezliğin ve girift belirsizliğin doruğu olan gizli özneye zaman diyorsunuz, durmaksızın kötülüğü buyuran, susturulamayan iç seslerinize ve tereddütlerinize ise şeytan. Aşk diyorsunuz kısa süreli salgı sarhoşluğunuza, varlıklarınızla yokluğa düşürdüğünüz küçük dipnotlara varoluş dediğiniz gibi. Tek yönlü ve sürekli akan yokluktan eksilen küçük ve ödünç birer noktadır göreli mevcudiyetiniz, sizi sabırla bekleyen bir başka yokluğa katılacak olan, başladığınız ham ve artık yerine konamaz o ilk yokluğa dönüş olmaksızın.
Güneşin gezegenleri selamlamaya durduğu, Seni dünyaya ödünç veren gündeki gibi, Varsın ve durmaksızın büyüdün o günden beri, Dünyaya adım atarken uyuduğun yasa gereği. Böyle olmalısın, kaçamazsın kendinden, Bunu söyledik kahin kadınlar, peygamberler bunu söyledi; Ne zaman parçalayabilir, ne de herhangi bir güç, Yaşayarak kendini geliştiren, belirlenmiş biçimi. Goethe
şu bizim Akşehirli tonton Nasreddin Hoca'yı j yalnızca bilgili, hazırcevap sanma. Hoca hem cömert hem de yardımsever bilinirmiş yaşadığı çağda. Bu yüzden ona bol bol misafir gelirmiş. Bu güzel ev sahibine gelenler yer içer, yatar kalkar, bir türlü gitmek istemezmiş. İsanoğlu gariptir. Kimi iyiliğe iyilikle karşılık verir, kimisi de iyilik
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.