Sizler kitab'ı okuduğunuz hâlde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz? Bakara 44
Gençlerle Başbaşa
- Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. - Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. -Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Reklam
18 Mayıs 2002
Tarkovski'nin Mühürlenmiş Zaman'ını geçiyorum şöyle bir. Bu kitap, inanılmaz bir şey. Her baktığımda yeni şeyler keşfediyorum. Sanki bir büyü var bu kitapta. “Nasıl oldu da bunu kaçırmışım?” diyorum kendi kendime ve şaşırıyorum. Hele bir kere daha okuduğum “Nostalgia'nın Ardından” bölümü... Ruslar'ın yurtlarından ayrı kaldıklarında yaşadıkları uyum sorunu, asimile olmakta gösterdikleri “trajik yetersizlikleri”, bu yüzden Batılıların onlara “Kötü Göçmenler” olarak bakmaları. Benim de yaşadığım yerden ayrı kaldığımda sudan çıkmış bir balık gibi çırpınışım yüzünden mi, beni bir kere daha derinden etkiledi. Baba ocağı inanılmaz bir şey. “İnsanın vatanı doğduğu değil, doyduğu yerdir” görüşüne bağlı olanlardan açıkça nefret ediyorum. “Bilemedik ana baba kıymeti/Ardımızda bir karlıca dağ imiş/Gurbet elde padişahlık sürmeden/Vatanında züğürt gezmek yeğ imiş.” (Karacaoğlan) Zeki'nin (Demirkubuz) her filmine başlamadan önce Mühürlenmiş Zaman'ı bir kere daha okuduğunu söylediğini hatırlıyorum.
Sayfa 196 - Küre, 3. Baskı, 2020Kitabı okudu
Önsöz
1908 yılından başlayan, 1930'lu yıllarda yeni bir heye. canla sürdürülen, 1938'den sonra gözden düşüp rafa kaldigerçekleştirilmiştir. Birincisi Büyük Ezdan dininin bir parçası olan Alevilerin ana yurdu Yukarı Mezopotamya zihinlerden silinmiş, bütünle ilişkisi kesilmiş, yerine Orta Asya Şaman cilik-Göktanrıcılık ve "Anadolu Aleviliği"
Denilebilir ki islam dünyası, Farabi gibi ünlüler sayesinde eski Yunan'ın bilim ışığına kavuşmuştur. Aristo'yu anlamakta Farabi dahi büyük güçlük çekmiştir. Nitekim, Aristo'nun Arapça'ya Kitab Al-Nafs adıyla çevrilen kitabını 100 kez okuduğunu ve yine Aristo'nun Arapçaya Al-Sana Al-Tabi'i adıyla çevrilen yapıtını 40 kez okuduğunu kendi ağzıyla söyler. Fakat İbn Yunus sayesindedir ki Aristo'yu nihayet anlayabilir olmuş ve onun yapıtlarını en anlaşılır şekilde tanıtmıştır. Biraz ileride göreceğiz ki, İbn Sina bile Aristo'yu anlamakta güçlük çektiğini fakat Farabi sayesinde bu güçlükten kurtulabildiğini itiraf etmiştir.
Merhum Cemil Meriç’e çok kitap okudum. Bir oturuşta saatlerce sayfaları çevirir, ciltleri devirirdik. Bazen günde beş altı saat, bilâ fasıla okuduğumuz da olurdu. Tabii ki o da pürdikkat dinler, esnemek de dahil, en küçük bir gaflet eseri göstermezdi. Benim dudaklarım yorulur, üstadın kulakları çanak anten gibi görevini yapmaya devam ederdi. Necip Fazıl’ın ifadesiyle “Allah’ın iç gözü daha iyi görsün diye dış gözünü kapadığı gerçek ve sahici münevver Cemil Meriç” tam bir dinleyiciydi.
Reklam
1.000 öğeden 671 ile 680 arasındakiler gösteriliyor.