Kadını merkezine alan, 21 sindirilmesi zor öyküden oluşan Mine Söğüt kitabı.
Oldukça başarılı bir dil işçiliği var kitapta. Her şeyden önce dili kullanmadaki orijinallik ve başarı, okuyucunun hemen ilk etapta dikkatini çekecek unsurlardan biri. Ritmik bir dil var diyebilirim. Cümlelerde hem yoğunluk hem de bir ahenk mevcut. Bu da okuma açısından olumlu unsurlar.
Dili bırakıp içeriğe bakınca ise bu kitap için oldukça karamsar bir havası var diyebiliriz. Siyah,simsiyah bir kitap okudum diyebilirim. Zira her öykü, delirtilmiş, delirtilerek ölen kadınların öyküsü. Tedirgin edici,rahatsız edici yönü baskın kalıyor dolayısıyla. İstismara uğramış, haksızlığa uğramış, aldatılmış, şiddete maruz kalmış, öldürülmüş kadınların öyküleri... Nerden bakarsan bak kadını, kadının çektiğini, kadın olmanın zorluğunu haykırıyor kitap.
İlk kez okuduğum bir yazar Mine Söğüt ve özellikle dili kullanmadaki becerisi zihnime kazınacak sanırım. Okunulası kitaplardan biri. Kadın olmanın zor olduğu bu ülkede bence okunması elzem bir kitap.