Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tatil onun gözünde birden, sakin durması için ve itaatini garantilemek üzere köpeğin önüne atılan bir kemiğe benzemişti. Gidecekti ve yeniden seyahate çıkabilmek için uzun uzun çalışmak üzere geri dönecekti. Yaşamak bedava değildi, doğum ilk fatura olmuştu, son taksiti olabildiğince ertelemek için bütün senetleri ödemek gerekiyordu. Bu Özgür İnsanlar Ülkesi'nde kimse kendisi olamıyordu.
Sakin, olabildiğince sakin düşünmenin çaresizce karar vermekten çok daha iyi olduğunu arada bir düşünmeyi de ihmal etmiyordu....
Reklam
İnsan ancak olabildiğince az yalan söylediğinde olabildiğince az yalan söylemiş olabilir; yoksa olabildiğince az yalan fırsatını bulduğunda değil...
"Yaşı alabildiğine genç de olsa, kitapseverin yolu çok geçmeden kitapçı dükkanına çıkardı. Çemberin içine bir kez düşülmeye görsün, kısıtlı gelirine, dar olanaklarına bakmaz, ucundan köşesinden kişisel kitaplığını kurmaya yönelirdi kitap tutkunu. Ara sıra “sosyal davranış” icabı kitapevlerini kolaçan eden, gündemdeki başlıklardan ötesine pek
"Her şeyden önce, erkeğin doğası gereği aşkta vefasızlığa, kadının ise sürekli sadakata eğilimli olduğu gerçeği vardır. Erkeğin aşkı, doyum bulduğu andan itibaren belirgin bir biçimde azalır: Hemen hemen bütün öteki kadınlar onu, sahip olmuş olduğu kadından daha fazla çekerler: Erkek değişiklik özler. Kadının aşkı ise, özellikle o andan sonra artmaya başlar. Bu, türü koruyup onun varlığını sürdürmeye, bu bakımdan da olabildiğince fazla çoğalmaya yönelik doğanın amacının bir sonucudur. Bildiğimiz gibi erkek, kendisine yeterince kadın sunulduğu takdirde, kolayca yılda yüz çocuk meydana getirebilir: Kadın ise, istediği kadar çok erkeğe sahip olsun, ikiz ihtimalini hesaba katmazsak, yılda sadece bir çocuk dünyaya getirebilir. Bu nedenle erkeğin gözü hep başka kadınlardadır; kadın ise buna karşılık tek bir erkeğe sımsıkı sarılır: Çünkü doğa onu içgüdüleri gereği ve hiç düşünmeden, gelecekteki doğumun besleyicisi ve koruyucusunu yanında tutup korumaya sürükler. Bundan ötürü erkeğin eşine sadakati yapaydır, kadının ki doğaldır; dolayısıyla da, kadının ihaneti, nesnel olarak, sonuçları bakımından olduğu kadar, öznel olarak doğaya aykırılığı bakımından da erkeğinkinden çok daha az bağışlanabilir bir ihanettir...."
"Hepimizin özgür iradesi vardır ama ancak gözlerimizi, geçmişimizin ve bugünümüzün gerçeklerine açtığımız zaman özgür iradeden olabildiğince yararlanırız."
Reklam
Bakıyordum çünkü görmeye ihtiyacım vardı. Bakıyordum çünkü bakmayı seviyordum. Konuşmaktan gitgide daha çok nefret etmeye başlamıştım, ölmeyecek kadar konuşuyor, olabildiğince az cümleyle derdimi anlatmaya çalışıyordum. Bunun elbette nedenleri vardı ve uygulamanın sonuca katkıda bulunup bulunmayacağından emin değildim. Konuştuğumda, kendimi diğerleriyle paylaştığımda yazamıyordum. Sorunlarımla insanları boğmak yerine ki her kesin yaptığı buydu, kağıtlarla boğuşuyordum. Bir de ne zaman ağzımı açsam demek istediklerimin tam tersini derken yakalıyordum kendimi. Derken derken, demez olmuştum. Eskiden hiç susmadığımdan yakınanlar, bir süredir beni anlamakta zorluk çekiyorlardı. Belki de hiçbir zaman anlamamışlardı, bu onların kendilerini rahatlatma yöntemlerinden yalnızca biriydi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.