Özgürlüğün geldiği gün O gün ölmek yasak!
Kapitalist pazar savunucularının temel düsturlarından biri de özgürlük. Her türlü sadakatsizliğin özgürlük adına kutsandığı bir çağda insan tutunacak bir dal, kök salacağı bir zemin bulamıyor. Özgürlüğün cazibesi, bizi aile, toplum ve din gibi yetkelerin getirdiği kısıtlamadan azat etmesi. İnsanın sadece kendi tatmini peşinde koşmasını öğütleyen bu yaklaşım kurumsal sorumluluk ve iyilik hissinden bizi kurtarmış oluyor. Eğlence sorumluluğu galip geliyor, eğlence temelli ahlak neredeyse mecburi hale geliyor. Eğlen ya da öl! Eğlenmiyorsan ölmüşsün demektir.
Reklam
Spinoza, en geniş anlamıyla özgürlüğü (hürriyet) düşüncede bulmaktadır. Her şeyi anlamak özgür olmaktır. Açık düşünceye kavuşan insanın tutsaklığı (esaret) yokolur. İnsanlar bilmediklerinin tutsağıdırlar, bilgiye erişince özgürleşirler. Şu halde erdemliliğimizin ölçüsü eşyayı anlayışımızdadır, özgür oluşumuzdadır. Töresel bakımdan iyi, zekâyı geliştiren şey; kötü, zekâyı bulandıran şeydir. Erdem, güçlü olmaktır. Güçlü olmak için de özgür olmak gerekir. Özgür olmak için de akla uygun davranmak gerekir.
“Çoğumuz özgürlük ve mutluluğu arzulasak bile yanlış yerlerde ararız. Mutlu olmanın yolu şan, şöhret, para sahibi olmaktan geçmez. Özgürlük ise kişinin korunaklı bir özel alana sahip olması ve bunu gitgide genişletmesiyle elde edilemez. Çünkü mutluluk ve özgürlüğü böyle kavrayan birisi için daima ''ben'' ile ''ötekiler'' arasında bir zıtlık olacaktır. Mutlu olmanın yolunu kendini ''ötekiler''e beğendirmek, ya da ''ötekiler'' üzerinde güç sahibi olmak, özgürlüğün yolunu ise ''ötekiler''in giremeyeceği mekânlara sahip olmak, onların yapamayacaklarını yapmak, gidemeyecekleri yerlere gidebilmek olarak görür. Böylece, mutluluk ve özgürlüğün yolu ''ötekileri'' bir araç olarak kullanıp, kendi egosunu tatmin etmeye indirgenir. Oysa gerçek özgürlük ve mutluluğun kaynağı öncelikle kişinin kendisini iyi tanımasından, hem yeteneklerinin, hem de zaaflarının farkına varıp, buna uygun yaşamasından geçer. Kendine özgü kişisel ihtiyaçlarının farkına varabilmesi belirli toplumsal olanaklara bağlıdır. Örneğin, herkesin birbiriyle rekabete zorlandığı, her an işsizlik tehlikesinin olduğu bir düzende, kişinin genellikle hayatının anlamını sorgulamaya, kendini keşfetmeye ve geliştirmeye fırsatı olmaz.” . .
Özgürlüğün geldiği gün O gün ölmek yasak!
Reklam
1.000 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.