Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Susmanın ve izlemenin erdem olduğunu, tanıklığın gerçeği, bilginin de acıyı çoğalttığını öğrenmiştim.
Oysa aşk ile yaklaşılan her şeyden sonuç alınabilir, ama şiddetle görülen her iş hedeften sapardı, bu gerçeği bilmiyor olamazlardı.
Sayfa 233
Reklam
O adamları ay ışığında bir kadın fısıltıyla öpseydi; o adamlar önleri sardunyalı pencerelerden rüzgârlara baksaydı; o adamların çatılarına her bahar leylekler yuva yapsaydı; o adamlar söğütlerin dibinden akan sularla menevişli, uzaklara aksaydı; o adamlara akşamlar birazcık gölge düşürseydi; o adamların kirpikleri bir vakitler hiç nedensiz nemlenmiş olsaydı; o adamlar yağmur altında yalınayak yollarda koşsaydı; o adamları uçurumun kıyısında birileri göğsüne gömseydi; o adamlar bir gün olsun güneşi serçelerle karşılasaydı; o adamların dilinde keder bir erguvan dinginliğinde dönseydi… Yaşlılar, bedenlerinde bir ince sızı, parklarda öpüşen çocuklarla gönenirdi. Kimse kendi rengini başkasının burcuna çekmeye çalışmazdı. Evler evlerin üstüne bir değirmen taşı gibi kurulmazdı. Herkes durduğu yeri biricik doruk, dünyanın tek gerçeği sanmazdı. Pencereler yıldızlarla ürpere ürpere sevişirdi. Aşkı ölümle kuşatılmış bir ülkede mutluluk, mutluluk sayılmazdı. Özgürlük insanın aldığı soluktan belli olurdu. Kimsenin eli kimseye ölüm için uzanmazdı. Doğanın büyüsü ile yüreğin gizi akla iyilikler katardı. Bir hüznü söylerken bile söz, insana güven ve incelik verir, bir gökyüzü genişliği ile dünyaya barış getirirdi.
Sayfa 100 - 1995Kitabı okudu
Canlılar dünyasına içgüdüsel olarak giren ilk korku açlık korkusudur, ölüm korkusu değil.
Bu dünyada ne iyi ne kötü var,var olan sadece yaşam ve ölüm.Gerçeği arayalım.Her şeyi derinlemesine araştıralım,elimizi çabuk tutalım!Gerçeğin kokusunu almak,yerin altını eşelemek,onu kavramak gerekir.O zaman size hiç tatmadığımız sevinçler yaşatır.O zaman güçlenip gülersiniz.
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 1.ciltKitabı okudu
Ölüm... İnsanın üstesinden gelemediği, zamanını seçemediği yaşamın en acılı, son büyük gerçeği.
Reklam
Aklıyla her zaman şu gerçeği kavramıştı ki, mantık, düzen, adalet diye bir şey yoktu; çile, ölüm ve yoksulluklar vardı.
Sayfa 66 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Susmanın ve izlemenin erdem olduğunu, tanıklığın gerçeği, bilginin de acıyı çoğalttığını öğrenmiştim ama çok hasret, çok acı, çok azab çekmiştim.
Sayfa 191
Yalnızca dili gelişi güzel kullanmakla kalmadım aynı zamanda onu uydurdum; yarı bilincin gerçeği ve becerikliliğiyle, bilinmeyen duygularda kullandım.
Aklıyla her zaman şu gerçeği kavramıştı ki, mantık, düzen, adalet diye bir şey yoktu; çile ölüm ve yoksullar vardı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.